ÜÇ YILDA BÜYÜK OYUNCULARLA REKABET
Huawei’nin en az üç yıl daha fiyat avantajını koruyacağını anlatan Bilgin Demir, tüketicilere yakın durmayı sevdiklerini söylüyor: “Tüketiciler Huawei markasını seviyor. Asında pazarlama yönünden durumumuz biraz zayıf ancak ilerleyen dönemlerde, pazarlama tarafını da güçlendirerek Huawei, global bir marka oluşturacak ve büyük oyuncular arasındaki rekabette daha fazla hissedilecek ve görülecek. Her şeyin en iyisini isteyen teknoloji meraklıları en son ekran teknolojisini, en son teknoloji chipseti, son versiyon Android işletim sistemini Huawei’nin D serisinde bulabilecek.” İşletim sistemi olarak Android’e ağırlık verse de Huawei’nin alternatifleri de devam ettiren bir marka olduğundan bahsederken Demir, Huawei’nin Windows Phone 8’li akıllı telefon üretimi konusunda ilklerden biri olacağının da müjdesini vererek sözlerine şöyle devam ediyor: “Microsoft Türkiye ofisi ile zaten iletişim halindeyiz. Bu konuda bizi ilgilendiren en önemli konu Türkçe dil desteğinin ne zaman sağlanacağı. Windows Phone 8 için Türkçe dil desteğinin geleceği söyleniyor ve tabii ki öncelikli olursak biz de Türkiye’ye yönelik cihaz planlamamızı ona göre yapabileceğiz.” Yeni bir tablet ürünü görüp görmeyeceğimiz konusundaki sorumuzu da cevaplayan Demir, eylül ayı gibi Huawei MediaPad’in 10 inçlik versiyonunun Türkiye’de pazara sunulacağı bilgisini veriyor. Dördüncü çeyrekte ise yine 7 ve 10 inç ekranlı, gerek üst segmentte konumlandırılan gerek daha düşük teknik özelliklere sahip Huawei tabletlerin de duyurulacağını söylüyor.
HEDEFİMİZ MARKAYI BÜYÜTMEK
Genel olarak Türkiye’deki akıllı telefon piyasası ve pazarın durumu ile ilgili fikrini sorduğumuzda Bilgin Demir, Huawei’nin 2011’de, operatör markalı cihazlarından ötürü iyi bir pazar payı yakaladığını belirtiyor ve önümüzdeki dönem için hedeflerinin pazar payını korumak olduğunu ancak Huawei markalı ürünlerinin sayısını artırarak daha da ilerlemek istediklerini ifade ediyor. “Yüzde 10-11’lik pazar payı, yaklaşık olarak 500-600 bin akıllı telefona denk geliyor. Bu sene sonuna kadar ise en az beş ya da altı model lanse etmek istiyoruz ki şu an aslında planlı olan yedi model var. Tüm bu farklı segmentteki ürünleri tüketicilerle buluşturarak pazar payımızı korumak, farklı servisler ve zengin içeriklerle cihazlarımızı destekleyerek tüketicinin yaşadığı deneyimi güçlendirmek istiyoruz. Çünkü biz sadece cihazı satmak taraftarı değiliz. Yaptığımız birtakım anlaşmalar sayesinde şu an cihazlarımızda popüler yerli Android uygulamaları ön yüklü geliyor. Çünkü bize göre akıllı telefon tek başına akıllı değil aslında.” Ardından, Huawei’nin yaptığı Ar-Ge, cihaz ve pazarlama yatırımlarından söz ediyoruz. Öğrendiğimize göre Huawei, her yıl, yıllık gelirinin yüzde 10’unu Ar-Ge’ye yatırıyormuş: “Huawei, Çin dışında dört ülkeye daha yatırım yaptı. İsveç, İngiltere, Japonya ve Amerika. Önce İngiltere’de global pazarlama ekibi kuruldu. Oradaki bir ajansla anlaşarak bir global pazarlama operasyonu başlatıldı. İngiltere ve İsveç’te tasarım merkezleri kuruldu ve başlarına işlerinde uzman uluslararası tasarımcılar getirildi. Japonya’da bir araştırma laboratuvarı kuruldu. Bu durum hem tedarik zincirimizi güçlendirdi hem de yeni teknolojilere daha hızlı adapte olabilmemizi sağladı. Türkiye’de ise yerli uygulama geliştiricilere elimizden geldiğince destek veriyor ve beraber çalışıyoruz.”