Detaylarıyla, içeriğiyle ve genel zenginliği ile DIshonored çok kıymetli bir oyun serisi. Ancak daha DIshonored 2’nin üzerinden bir sene bile geçmemişken, başlı başına bir oyun olan Death of the OutsIder’ın gelmesi biraz ilginç. Bakalım alıştığımız o detay zenginliğini burada da sürdürebilmişler mi? Aslına bakarsanız gizlilik temalı oyunlar geçmişte çok daha revaçta olan bir türdü. Thief gibi dönemine damga vurmuş ve şu an piyasayı domine eden pek çok oyuna ilham kaynağı olmuş bir oyun vardı örneğin. Elbette sonrasında gizlilik denildiğinde akla gelen ilk isimler olan Hitman ve Splinter Cell serisi de olaya dahil olacaktı. Bu iki oyun çok uzun yıllar türün ayakta kalmasını sağlayan temel elementler oldu. Pek tabii Metal Gear Solid serisini bu noktada kenara ayırmakta fayda var. Tarihin en iyi gizlilik mekaniklerini kullanmış olsa da, diğerlerinin aksine bunu oyun içi bir unsur olarak değerlendirdiğinden diğerlerine haksızlık etmeyelim onu listeye alarak. Ancak günümüze geldiğimizde, bu türün bayrak taşıyan ismi olarak Dishonored’ı işaret etmek yanlış olmayacaktır. Hitman bölüm bazlı içeriklerle küçülür, Splinter Cell ise tamamen ortadan kaybolurken, Dishonored her bir yeni oyununda daha da büyüyerek bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Üstelik içeriğini hiçbirinin sahip olmadığı kadar iyi hikayelerle süsleyerek. BAŞLI BAŞINA OYUN Bu denli büyük ve zengin bir içeriği ortaya koyabilmek için üzerinde uzun zaman çalışılması gerekiyor. İlk iki oyun arasında 4 yıl olması da bunu fazlasıyla ortaya koyuyor. Hatırlayabileceğiniz üzere bu iki oyun arasında ilk oyun için indirilebilir içerikler çıkmış ve görece küçük ölçekli olsa da kaliteden ödün vermemişlerdi. Bunların altını çiziyoruz çünkü yapımcı ekip Death of the Outsider ile farklı bir yol izlemeyi tercih etti. The Knife of Dunwall ve The Brigmore Witches indirilebilir içeriklerinin aksine, Death of the Outsider ikinci oyuna ihtiyaç duymayan, kendi ayakları üzerinde durabilen bir oyun olarak piyasaya sürüldü. Hal böyle olunca da, beklentilerimizi bir indirilebilir içerikten çok daha yukarı seviyelere çekmek durumunda kaldık haliyle. Bir Dishonored 3 olmasa bile, en az ikinci oyun kalitesinde bir yan oyun olması yönünde beklenti tohumları ektik zihnimize. Bu noktada belirtmeliyiz ki; Death of the Outsider o seviyelere ulaşamıyor ne yazık ki. Evet, kesinlikle basit bir indirebilir içerik değil ama Dishonored 2 kalibresinde olmaktan da çok uzak. Death of the Outsider yaklaşık olarak 7 ila 10 saat arası bir oyun süresi sunuyor. Aslında böyle düşününce, 20 saatlik bir oyun süresine sahip Witcher 3 eklenti paketi Blood and Wine’ın gerisinde kaldığını söylemek hiç de yanlış olmaz. Ama elbette o Witcher, o ayrı bir dünya. İkinci oyunun finalinden sonrasını konu alan hikayemiz, Emily’nin yönetim işlerine geri dönmesi sonrası Karnaca’da kalan Billie Lurk’e odaklanıyor. The Knife of Dunwall’da düşman olarak karşımıza çıkan, Dishonored 2’de ise Meagen Foster ismiyle yardımcı karakter kimliğine bürünen Lurk, bu oyunda ise ana karakter apoletini omzuna takıyor. Seri içinde yerine bir türlü karar veremeyen ilginç bir isim olduğunu söylersek yanılmış olmayız sanıyoruz ki… BİR İHANET HESAPLAŞMASI Suikastçılar ekibi The Whalers’ın başı olan Daud’un ikinci ismi konumundaki Lurk zamanında liderine kazık atmış ve başa geçmeye çalışmıştı. Yaptıkları nedeniyle kendi içinde bir hesaplaşma sürecine giren Lurk, ikinci oyunda Delilah’a karşı durarak ilk adımı atmasının ardından Daud’a dönerek arınmasını tamamlama niyetinde. Karnaca’nın ücra köşelerinde eski patronunu bulmasının ardından, halletmesi gereken o son göreve de kavuşmuş oluyor: Outsider’ı öldürmek! Eh, oyunun ismi de hikayeyi fazlasıyla açık ediyor zaten. Hikayenin başından beri yaşanan her olayda parmağı bulunan, arka plandan aslında herkesi kontrol altında tutan bu gizemli varlığın denklemden çıkarılması gerekiyor. Tabii her oyunda Dishonored’ı leziz kılan o birbirinden güzel gizemli güçleri kendisinden aldığımız için bu suikast görevinden ne kadar memnuniyet duyduğumuz biraz tartışılabilir. Yani öldürmesek de tutsak alsak mesela? Dishonored 3 bekleyen milyonları üzmesek? Sonucun ne olduğunu görmek için oyunu oynamanız gerekiyor elbette. KARNACA’DA HİÇ KİMSE OLMAK Hedefimiz Outsider’ı öldürmek olunca, bu oyunda onun işaretine sahip olmayacağımızı tahmin etmişsinizdir. Bu demek değil ki süper güce sahip değiliz ancak diğer oyunların aksine oldukça sınırlı sayıda özelliklerimiz. Billie üç farklı güce sahip (işarete sahip olmadan bunun nasıl olduğunu biz anlatmayalım, siz oyunda görün). Bunlardan ilki, standart teleport özelliğinin bir benzeri tabii ki. İstediğiniz bir noktaya silüetinizi koyup, sonra yine istediğiniz bir anda o noktaya ışınlanabiliyorsunuz. Bunun işaretlediğiniz anda olmaması, bazı eylemlerde bulunup sonrasında ışınlanmaya imkan veriyor ki planlamalar için oldukça elverişli. Bir diğer özelliğiniz ise zihninizin bedeninizden ayrılmasını ve etrafta gezinmesini sağlıyor. Böylelikle düşmanları ve ihtiyaç duyduğunuz eşyaları işaretleyerek kendinize bir yol haritası çizebiliyorsunuz. Son özelliğiniz ise belki de en iyisi. İstediğiniz kişinin yüzüne ve sesine sahip olmanızı sağlayan bu özellik sayesinde artık sizler de bir Arya Stark olabilecek ve “No one” olmanın tadına doyabileceksiniz. Bu aktif özelliklerinizin yanında bir de ipuçları toplamanızı sağlayan farelerle konuşabilme özelliğine sahipsiniz ki, ipuçları dışında girdikleri absürt diyaloglar nedeniyle bu özelliği bol bol kullanmanızı tavsiye ederiz. ALINAN YANLIŞ KARARLAR Death of the Outsider, pek çok yönü ile Dishonored 2’nin konsantre hale getirilmiş versiyonu aslında. Özelliklerinizin azaltılması ve oyun süresinin kısalmasının yanında, bu süreçte seri için son derece kritik birkaç unsur da budanmış. Bunlardan belki de en önemlisi; oyun dünyasına ve sonuna etki eden oynama şeklinizi değerlendiren Kaos Sistemi’nin kaldırılmış olması. Bildiğiniz üzere karşınıza çıkan düşmanları öldürmeyi seçer ve arkanızda bir kan gölü bırakarak ilerlerseniz, Dishonored dünyasında bunun sonuçları olur. Örneğin ikinci oyunda bu eyleminizin karşılığı çok daha fazla kan sineği ile mücadele etmek anlamına geliyordu ve elbette oyunun sonunu değiştiriyordu. Kaos Sistemi’nin kaldırılması oynanış tarafında oyuncuyu özgürleştirmekle birlikte, Dishonored’ı Dishonored yapan en önemli parçalardan birinin de kaybolmasına neden olmuş. Hiç kimseyi öldürmeden ilerlemenin verdiği o tarifsiz tat, burada canınızın istediğini yapabilmeye dönüşmüş. Evet yine istediğiniz takdirde kimseyi öldürmeden ilerleyebilirsiniz. Ancak işin sonunda bu çabanızın ödüllendirileceğini bilerek yapmakla, sırf tercih ettiğiniz için yapmak arasında büyük bir fark var. Bir diğer önemli değişiklik de, “Mana” barınızın artık kendiliğinden dolması. Süper yeteneklerinizi kullanabilme sıklığını belirleyen bu barın kendiliğinden dolması da zorluğu önemli oranda azaltmış. Kendi adımıza alınmış olan bu kararların Dishonored’ın ruhuna zarar verdiğini düşünmekteyiz. TAM OLMAMIŞ Death of the Outsider, isminden ileri gelen hikayesiyle oyuncuya çok şey vadediyor aslında ancak bunun çok azını gerçekleştirebiliyor. Karnaca hala çok güzel bir şehir, oynanabilirlik bildiğimiz Dishonored zaten ancak vasat senaryo ve değiştirilen özellikler kaliteyi bir tık aşağı çekmiş ne yazık ki. Önceki oyunları sevenler bu oyunu da muhakkak ki çok sevecektir ancak bize soracak olursanız, ilk oyunun indirilebilir içerikleri bu oyundan çok daha iyi bir seviyedeydi. Üzerinde biraz daha zaman harcanabilirmiş sanki… DETAYLAR Bazen azılı bir düşman, bazen en önemli yardımcı, bazen de tüm olayları çözecek ana kahraman. Kim derdi ki Billie Lurk serinin en derinlikli karakteri olup çıkacak… İstediğiniz kişinin görüntüsünü ve sesini alabiliyor olmak harika bir özellik. Elbette şüphe çekecek hareketlerden ve köpeklerden uzak durmalısınız. Kokuyu kopyalamıyor çünkü… Eğer başımıza bir şey gelmeyecek ise, bizler Karnaca’yı Dunwall’dan çok daha fazla seviyoruz. Üzerinden çok vakit geçmemiş olmasına rağmen buraya dönmek çok keyifli. Eğer bu oyunla birlikte getirilen yeni özelliklerden haz etmezseniz üzülmeyin. Oyunu bitirdiğinizde açılan “Original Game+” sayesinde Dishonored 2 güçlerine kavuşuyorsunuz. PUANLAMA