Dishonored: Death of the Outsider incelemesi

03 Ekim 2017 22:30

Detaylarıyla, içeriğiyle ve genel zenginliği ile DIshonored çok kıymetli bir oyun serisi. Ancak daha DIshonored 2’nin üzerinden bir sene bile geçmemişken, başlı başına bir oyun olan Death of the OutsIder’ın gelmesi biraz ilginç. Bakalım alıştığımız o detay zenginliğini burada da sürdürebilmişler mi?

Aslına bakarsanız gizlilik temalı oyunlar geçmişte çok daha revaçta olan bir türdü. Thief gibi dönemine damga vurmuş ve şu an piyasayı domine eden pek çok oyuna ilham kaynağı olmuş bir oyun vardı örneğin. Elbette sonrasında gizlilik denildiğinde akla gelen ilk isimler olan Hitman ve Splinter Cell serisi de olaya dahil olacaktı. Bu iki oyun çok uzun yıllar türün ayakta kalmasını sağlayan temel elementler oldu. Pek tabii Metal Gear Solid serisini bu noktada kenara ayırmakta fayda var. Tarihin en iyi gizlilik mekaniklerini kullanmış olsa da, diğerlerinin aksine bunu oyun içi bir unsur olarak değerlendirdiğinden diğerlerine haksızlık etmeyelim onu listeye alarak. Ancak günümüze geldiğimizde, bu türün bayrak taşıyan ismi olarak Dishonored’ı işaret etmek yanlış olmayacaktır. Hitman bölüm bazlı içeriklerle küçülür, Splinter Cell ise tamamen ortadan kaybolurken, Dishonored her bir yeni oyununda daha da büyüyerek bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Üstelik içeriğini hiçbirinin sahip olmadığı kadar iyi hikayelerle süsleyerek.

Sayfa: 1 2 3 4 5 6

Paylaş