Önümüzdeki 15-20 yıllık planlarla karşımıza çıkan adımlara dahil olan Hollanda, tarihi de belirlemiş gibi gözüküyor.
Her geçen gün iyice daralan emisyon kemeri ve hava kirliliğindeki artışla birlikte artık içten yanmalı motorların en azından otomobil ve motosiklet gibi temel ulaşım dünyasının geleceğinde yer olmadığı net bir şekilde görülebiliyor. Bu gerekliliğe paralel olarak ciddi artış gösteren elektrikli otomobillere her geçen gün yenisi ekleniyor ve yerel yönetimlerin teşvikleriyle bu durum kademeli olarak artış göstermeye devam edecek. Yavaş yavaş bir ekosistemin oluştuğu bu piyasa içerisinde yerel yönetimlerin altını şiddetle çizmek gerekiyor. Son dönemlerde sık sık gündeme gelen içten yanmalı motor yasaklarının elektrikli ulaşım araçlarına olan üretici cepheli yatırımdaki etkisini de belirtmeden geçemiyoruz. Norveç, İngiltere, Fransa ve Almanya ile başlayan bu yasak adımlarına katılan son ülkeyse Hollanda olmaya hazırlanıyor.
Ülkede mart ayında gerçekleştirilen seçimin ardından göreve gelen yönetimin üst başlıklarında yer alan konuyla ilgili adımlar yavaş yavaş atılmaya başladı. 2030 yılından itibaren satışa sunulacak araçların tamamında elektrikli şartı koşmayı planlayan hükümet, vadeli plan niteliğindeki konuyu dörtlü koalisyon içerisinde de kabul etmiş durumda. Benzinli de dahil olmak üzere dizele tamamen yasak getirecek bu planın kademeli olarak küçük şehirlerde daha erken başlatılabileceği de ihtimaller arasında. Halihazırda yüzde 2’lik gibi oldukça düşük bir elektrikli otomobil kullanımı olan ülkenin düşüncelerini hayata geçirmek için önünde zorlu bir yol var gibi gözüküyor.