Bilim insanları diğer alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da çalışmalarına devam ediyor. Bu sefer domuz derisinden üretilen kornea implantı ses getirdi.
Önce temel detayların üzerinden geçelim. İlk olarak kornea nedir? Kornea, yapılan açıklamaya göre gözün en dış kısmında yer alan ışığı odaklama ve gözü koruma görevine sahip saydam yapıya verilen isim. Göze gelen ışınlar ilk olarak korneadan geçtikten sonra retina tabakasına ulaşarak görme sağlanır. Bu nedenle korneanın saydamlığı görmede çok önemli. Bu saydamlık bozulduğu zaman kornea nakli gerekiyor ve bu konuda şu açıklamalar geçiliyor: “Halk arasında göz nakli olarak bilinen kornea nakli ameliyatı aslında gözün çeşitli hastalıklar sonucu şeffaflığı bozulmuş olan kornea tabakasının sağlıklı verici (donör) korneayla değiştirilmesidir. Korneanın saydamlığı birçok hastalık tarafından bozulabilir. Mikrobik veya genetik hastalıklar, kornea yaralanmaları, katarakt ameliyatı sonrası düzelmeyen kornea ödemi gibi nedenler kornea saydamlığını bozabilir.”
Şeffaflığını yitirmiş ya da şekli bozulmuş problemli kornea dokusu özel aletlerle çıkarılıyor, yerine sağlıklı donör (verici) korneadan aynı büyüklükte bir doku hazırlanarak mikroskop altında hastaya naklediliyor. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi sağlıklı kornea öyle hemen bulunamıyor. İşte tam da bu konuda önemli bir gelişme yaşandı.
Bilim insanları, domuz derisinden alınan kolajen kullanılarak hazırlanan bir kornea implantı üretti ve bununla 20 farklı gönüllü hastanın görüşünü düzeltmeyi başardı. Şimdilik test aşamasında olan yani ticari hale getirilmeyen sistem, aktarıldığı kadarıyla gelecek için çok büyük umut vadediyor. Zor ve maliyetli kornea nakli ameliyatları için kornea bekleyen milyonlarca kişi özelide büyük bir adım atan bilim insanları, bu aralar başka önemli çalışmalar da yapıyor.
Örneğin kısa süre önce ABD’deki California Üniversitesi Irvine’dan bir araştırma ekibi, saç uzamasını uyaran bir molekül keşfetti. Paylaşılan haberde SCUBE3 molekülünün hem kadınlarda hem de erkeklerde yaygın bir saç dökülmesi türü olan ‘androgenetik alopesiyi’ tedavi edebileceği düşünüldüğü belirtiliyor.