Gerek Amerika gerekse Almanya merkezli kaynaklar Amerika Başkanı Donald Trumph’ın geçtiğimiz dönemde gündeme gelen düşüncelerini harekete geçirmek için kararlı olduğunu gündeme getirdi.
Geçtiğimiz yıl itibarıyla Amerika’nın yeni dönem başkanı seçilen Donald Trumph‘ın ilk andan itibaren verdiği mesajlar gelecek günlerin hareketli ver tartışmalı geçeceğine işaret ediyordu. Seçimi kazanmasının ardından bile halkın sokaklara dökülerek gösteriler yaptığı süreç içerisinde, pek çok kişinin olumsuz anlamda kafasında beliren beklentiler çok da yanlış çıkmadı. Meksika tarafına duvar örme projesiyle ilk olarak gündemimize gelen Trumph’ın bizim alanımızı ilgilendiren bir diğer projesi de Almanya merkezli üreticilerin Amerika’ya yaptığı ithalatı durdurma ve yasaklama üzerine oldu. Bu konuyla ilgili ilk ciddi mesajlarını geçtiğimiz yılın mayıs ayında veren ve Tesla başta olmak üzere pek çok yerel üreticiyle bir araya gelerek üretimin ülke içerisinde kalması adına hamleler yapan Trumph’ın yabancı liderlere konuyla ilgili adımın atılacağına dair görüşlerini belirttiği iddia edildi.
Almanya’nın önemli kaynaklarından birisi olan Wirtschaftswoche tarafından yer verilen detaylarda, Trumph’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile nisan ayında Washington’a yaptığı ziyaret sırasında Almanya merkezli markaları Amerika’da saf dışı bırakma isteğini ciddi bir şekilde dile getirdiği iddia ediliyor. Amerika merkezli kaynaklarsa Trumph’ın benzer söylemleri diğer önemli devlet başkanlarına da yaptığına işaret etmekte. Seçim öncesinde verilen vaatler arasında Alman otomobillerinin ithalatını zorlaştırmak adına yüzde 35‘lik verginin getirilebilmesi gibi bir maddenin oluşu da bunun sadece bir tehditten ibaret olmadığına işaret olarak değerlendirilebilir.
Nitekim geçtiğimiz yıl yapılan “Almanlar çok kötü. Bize sattıkları milyonlarca arabaya bakın. Bunu durduracağız.” açıklaması da şu an çok daha somut şekilde konuşulan bu yasağın ayak sesleriydi. Sadece 2017 yılında yarım milyonun üzerinde Kuzey Amerika ithalatı gerçekleştiren Alman otomobil üreticilerinin, Amerika’da yer alan tesislerindeki üretim adetleriyse yıllık 800.000‘i buluyor. Bu rakamları göze aldığımızda ise ortaya çok daha kafa karıştırıcı sorular çıkmakta. Kısa vadede böyle radikal bir adım atmasını beklemediğimiz Donald Trumph’ın izleyeceği politikayı hep birlikte göreceğiz.