DOOM incelemesi

31 Mayıs 2016 21:00

SOLUKLANMAYA İZİN YOK

Yazının başından beri sizlere oyunun ne kadar “oldschool” olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Düşmanların saldırma şekilleri, silah kazanım ve kullanımı, sağlık ve cephane arayışı derken oyunun her parçası buram buram 90’lar kokuyor. Mesela oyunda şarjör değiştirme bile yok. Bir silahı aldığınızda sıka sıka ilerliyorsunuz, cephane bulursanız anında yenileniyor. Duraksamanıza asla izin vermiyor oyun. Zaten durmaya çalışırsanız muhtemelen ölüyorsunuz çünkü oldukça hareketli yaratıklarla mücadele etmek zorundasınız. Devamlı olarak zıplayan, arkamıza geçmeye çalışan, yerinde durmayan bir iblis ordusu var önümüzde.

Bununla mücadele etmenin yegane yolu da aynı oranda hareketli olmak. Hatta oyun sizi düşmana mümkün olduğunca yakın olmanız adına teşvik de ediyor. “Glory Kill” ismi verilen bir sistem sayesinde sağlığı azalmış yaratıkları, birbirinden estetik ve iğrenç yollarla öldürebiliyoruz. Bu bitirme hareketleri göze hoş geldiği kadar, sağlığınızı doldurmak ve ekstra cephane bulmak için de elzem bir rol oynuyor. Zira kalabalık düşman gruplarına karşı her zaman yanı başınızda bir sağlık paketi bulamıyorsunuz ve sağlınızı doldurmanın yegane yolu Glory Kill elde etmek oluyor. Oyunun her anında yaratıklarla burun burun kalmak ve onlara yakın olmaya çalışmak adrenalini oldukça üst bir seviyeye çıkarmış.

Sayfa: 1 2 3 4 5 6

Paylaş