Dragon Age: Inquisition incelemesi

18 Aralık 2014 10:02


YALNIZ DEĞİLSİNİZ
Bir kere artık keyfinize göre büyü yaparak iyileşme gibi bir şansınız bulunmuyor. Sağlığınızı yenilemek için iksirlere ve kuracağınız kamplara ihtiyaç duyuyorsunuz. İksirler bu denli önemli olunca da gerekli olan malzemeler kıymete biniyor. Sağda solda durup bitki toplamanın bir işe yaradığını görmek sevindirici. Ancak çıkmış olduğunuz bu yolculukta yalnız olmadığınızı bilmeniz gerekiyor. Dört kişiden oluşan bir ekip olarak ilerlediğiniz oyunda yanınızda savaşması için belirleyebileceğiniz pek çok farklı karakter bulunuyor. Bu karakterlerin hepsinin farklı kişilikleri ve hikayeleri olması oyun deneyiminize direkt olarak etki ediyor. Yeri geliyor romantik yakınlaşmalar yaşanıyor, yeri geliyor kahkaha atmanıza sebep olacak diyaloglar çıkıyor ortaya. Inquisition’da karakterler arasındaki ilişkiler en az ilk oyunda olduğu kadar başarılı ve etkin olarak kullanılmış. Fakat ekip halinde hareket etmenin sıkıntı yarattığı anlar da yok değil. Oyunda dövüşler sırasında partinizdeki diğer karakterleri yönetebildiğiniz taktiksel bir görüş alanı yer alıyor ancak kullanımı oldukça işlevsiz olmuş. Konsollarda da rahatlıkla idare edilebilsin diye ayarlandığı belli olan bu sistem, taktiksel olmaktan çok köstek oluyor.

ŞEYTANIN BACAĞI KIRILDI
Dragon Age: Inquisition’ın başarıyı yakalayabilmek adına Skyrim’den fazlasıyla etkilendiği hissediliyor. Mesela pek çok görev yapısı ve harita sistemi buram buram Skyrim kokuyor. Ancak bunu çok da olumsuz bir durum olarak algılamamak lazım. BioWare ilk iki oyunun iyi özelliklerini alıp, üzerine türün en başarılı yapımından materyaller ekleyerek ortaya kendi karakteri olan bir oyun çıkarmayı başarmış. Dragon Age 2 gibi fazlasıyla eleştirilen bir oyundan böylesine başarılı bir işle geri dönüş yaptıkları için büyük bir alkışı hak ediyorlar.

Sayfa: 1 2 3 4 5 6

Paylaş