TECRÜBE EKSİKLİĞİ
Bir yarış oyunundan beklentimiz öyle çok da ulaşılması zor şeyler değil aslında. Elbette birincil önemli unsur olarak gerçekçi ve keyifli bir sürüş dinamiği olması gerekiyor. Araçların sürüş hissiyatı, virajlarda verdiği tepkiler gibi konular tüm yarış oyunlarında ilk baktığımız ögeler oluyor. Bunun yanında da iyi bir yarış oyununun sayısal ve çeşitlilik anlamında yeterli düzeyde araç ve pist barındırması gerekiyor. Son olarak da hem çevrim içi hem de çevrim dışı olmak üzere kısa sürede sıkılmamızı engelleyecek kadar farklı oyun modunu bulundurması başarıya giden yolu açacaktır. Bu kriterleri baz alarak Driveclub’ı değerlendirdiğimizde sınıfta kalmış bir oyun olduğunu görüyoruz. Tabii bu her anlamda başarısız bir oyun olduğu anlamına gelmiyor. Bu nedenle tek tek tüm konulara değinmeye çalışalım.
İlk olarak Driveclub’ın Gran Turismo tarzı bir simülasyon oyunu olmadığını belirtmemiz gerekiyor. Burnout gibi saf ve sulu bir aksiyon da olmadığından daha ziyade Need for Speed tadında olduğunu söylememiz yanlış olmayacaktır. Yapımcı firma Evolution Studios’un hazırladığı bir önceki yarış oyunu serisinin MotorStorm olduğu düşünülünce bu tercih biraz ilginç oluyor aslında. Çünkü MotorStorm gerçeklikten uzak, katıksız eğlenceyi destekleyen çılgın bir yarış oyunuydu. Özellikle oyunda bulunan pistler mantık sınırlarını zorlayacak seviyedeydi. Bu nedenle firmanın Need for Speed ayarında bir oyuna geçiş yapmış olması, tecrübeli oldukları alandan sapmış olduklarını düşündürüyor bize. Mevcut eksikliklerin de bu tecrübesizlikten kaynaklandığını tahmin ediyoruz. Simülasyon-Arcade karışımı oyunların yapısına göre sürüş dinamikleri fazlasıyla ortalama düzeyde kalmış. Tabii ki bu yorumu sürüş tecrübelerimize değil oyun tecrübelerimize dayanarak yapıyoruz. “Pagani Huayra’nın sürüş hissiyatı gerçeğe oldukça yakın olmuş” dersek eminiz ki hepiniz bize gülersiniz. Oyundaki pek çok aracın sürücü koltuğuna ancak ya oyunlarda ya da rüyalarımızda oturabiliriz zira. Ancak uzun yıllardır bu tarz oyunlar oynadığımız düşünülürse, nasıl bir sürüş hissiyatı olması gerektiğini az çok tahmin ettiğimizi söyleyebiliriz.
Driveclub’ın sürüş mekaniklerinde bir kusur yok aslında ancak övülmeyi gerektiren bir yanı da yok. Son derece sade ve hata yapmaktan kaçınan bir yapısı var. Ancak sürüşe etki eden bazı yan özelliklerde sorun var. Oyunda ilerlemeniz için kazanmanız gereken tecrübe puanlarını yarış içindeki her bir eyleminize göre elde ediyorsunuz. Önünüzdeki bir aracı geçtiğinizde, virajı doğru aldığınızda ya da güzel bir kaydırma yaptığınızda artı puan alırken, pist dışına çıktığınızda veya başka bir araca çarptığınızda eksi puan alıyorsunuz.
Kazanılan puanların yarış sonucuna göre değil de yarış içindeki her bir eyleme göre değerlendirilmesi oldukça keyifli bir tercih olmuş. Ancak bu sistem sadece bizi etkiliyor, yapay zeka araçlar bu cezalardan nasibini almıyor. Hatta arkadan gelen araç bize çarptığında onun eksi puanını da bize yazıyor oyun. Sıfırcı hocalar gibi adeta…
Driveclub
► GİRİŞ
► TECRÜBE EKSİKLİĞİ
► BU BİZE YETMEZ Kİ!
► EKİBİNİZİ OLUŞTURUN
► TEKNİK SORUNLAR
► DETAYLAR
► PUANLAMA