Marka için biraz önce bahsettiğimiz bu yeni oluşum kararıyla birlikte, masadan yeni bir felsefenin çıkma zorunluluğu da göz ardı edilemeyecek konular arasındaydı. Nitekim Fransız şirketin bu alanda tercihini “Elmas”tan yana kullandığını o dönem yapılan açıklamalardan deneyimleme fırsatı bulmuştuk. Tanıtımı gerçekleştirilen ilk otomobilin dış tasarımına bakıldığında ise akıllarda bazı soru işaretleri belirleye başlamıştı. DS 7 Crossback’e dışarıdan bakıldığında premium modellerde görmeye alışık olduğumuz ve nispeten çok da yeni sayılmayacak noktaların varlığı ön plana alındığı görüldü. Otomobile biraz yaklaşıp baktığımızda ise bu elmas felsefenin ızgaranın dışında ön ve arka far grubunda kullanıldığını net bir şekilde görüyoruz.
Burada far grubu bölümüne ayrı bir parantez açmak gerekiyor çünkü, dış tasarımın en büyük “oyunu” kesinlikle bu noktalarda saklı. Otomobillerin pek çoğunda gördüğümüz selamlama modunu bambaşka bir noktaya taşıyan DS, elmas kesin ön farları 180 derece dönebilir şekilde bir selamlama aracı olarak kullanıyor. Hafif mor renk arka fonla zenginleştirilen bu bölümün görünüm konusunda işi bambaşka bir noktaya çıkarttığı ve aranan o “özel hissi” yansıtma görevini başarıyla hissettirebilir. Madalyonun işlevsellik kısmında ise çok ciddi bir fark söz konusu değil. Yani bu özel far grubu ışıklandırma kuvveti konusunda beklenen ne ise o seviyede hizmet veriyor. Manevra ile birlikte adaptif şekilde açı alan ışıklandırmaların kullanıcı deneyiminde “yoldaki göz” hissini yarattığını da belirtmeden geçmeyelim.