Dünyadaki en yaşlı kristaller 4,4 milyar yaşında

26 Şubat 2014 00:05

Wisconsin-Madison Üniversitesi‘nden araştırmacılar Avustralya’nın yerleşime oldukça uzak bir bölgesinde bulunan mavi zirkon kristallerinin 4,4 milyar yaşında olduğunu tespit ettiler.

Söz konusu bulgu bu kristallerin güneş sisteminin biçimlenmesinin ardından sadece 160 milyon yıl sonra oluştukları anlamına geliyor. Kristaller Avustralya’nın batısındaki Jack Hills adı verilen bir bölgede 2001 yılında çıkarılmıştı; araştırmacılar kristallerin 4,4 milyar yaşında olduklarını düşünseler de o zamanlar bunu bilimsel olarak kanıtlayamamışlardı.

Günümüzde ise araştırmacılar iki farklı yöntem kullanarak kristallerin kesin olarak kaç yaşında olduklarını tespit edebiliyorlar. İlk olarak kristallerde bulunan uranyumun ne kadarının kurşuna dönüştüğünü analiz eden araştırmacılar kurşun atomlarının bir kristalin içinde farklı yerlere hareket edebildiği gerçeğinin ekibi hatalı ölçümlere götürebileceğini farkettiler. Araştırma ekibi böylece “atom araştırma tomografisi” adını verdikleri yeni bir yaş belirleme yöntemi denemeye karar verdiler. Bu teknik her bir atomu tanıyıp haritada yerlerini belirleyerek kristalin içindeki dağılımlarını gösteriyor. Kurşun atomlarının kristal boyunca hareket ettiklerini fark etseler de bunun yaş hesaplamalarını engelleyecek kadar etkili olmadığını anlayan araştırmacılar bu iki metod sayesinde 6 milyonluk bir hata payıyla kristalin yaşının 4,4 milyar olduğunu belirleyebildiler.

Elde edilen bu yeni veri kristallerin Dünyanın çok eski dönemlerinde Mars büyüklüğünde bir objeyle çarpışması ve sonrasında yüzeyinin erimesiyle oluşan ateşli bir periyodun sonrasında oluştuğu teorisini destekliyor. Teoriye göre bu çarpışmanın ardından dünyanın kabuğu donması ve sıcaklığın düşmesiyle sıvı haldeki su, okyanuslar ve hidrosfer biçimlenmeye başladı. Ekipte yer alan jeokimyacı John Valley’e göre bu çalışma yalnızca hidrosferin 4,3 milyar yıl öncesinden beri var olduğu teorisini güçlendirmiyor aynı zamanda hayatın onun hemen sonrasında devam etmiş olabileceği düşüncesini de destekliyor.

Paylaş