Motorlu taşıtlar arasında belki de en zevkli olanı motosikletler, arkalarında otomobiller gibi oldukça zengin bir tarih barındırıyor. Peki, dünyanın ilk motosikleti kimin tarafından bulundu?
Tekerleğin icadı ile birlikte ulaşım araçları yıldan yıla çeşitlenmeye başladı. El arabaları ile başlayan maceralar, ünlü fizikçilerin ve ressamların daha kişisel ve zevkli araçlar hayal ederek resimlemesi ile devam etti. Motorlu bir bisiklet üretme düşüncesi bir otomobil üretme fikrinden bile daha önce başladı. 1800’lü yılların sonlarına yaklaşırken şahsi bir ulaşım aracı fikri herkesin oldukça ilgisini çekmeye başlamıştı. Gerek otomobil gerek ise motosikletler hakkında çizimler ve çalışmalar olsa da henüz ortada elle tutulur bir iş yoktu. 1869 yılına gelindiğinde ise Pierre ve Ernest Michaux adında iki Fransız ilk motosikleti bulmayı başardı. Buharlı bir sistem sayesinde yol alan bu araç, ilk otomobilin icadından neredeyse 17 yıl önce görücüye çıktı. Tabii ilk çıkan tasarım oldukça ilkeldi. İçten yanmalı motorlar ve lastikler gibi temel basamaklardan bile yoksun olan bu tasarım, kısa zaman içinde geliştirildi. 1888 yılında şişme lastikler motosikletlere entegre edilmeye başlandı. Böylece özellikle bozuk yolların olduğu sarsıntı azaltılmış oldu. Daha sonraki yıllarda ise yeni içten yanmalı motor teknolojileri motosikletlerde kullanılmaya başlandı.
1900 yıllara geldiğimizde motosiklet bilinen ve kullanılan bir araç haline gelmişti. İlk büyük üreticiler Harley Davidson ve Indian olarak öne çıkıyordu. Genelde tek silindirli motorların kullanıldığı o dönemlerde Harley Davidson bir ilke imza attı. 1909 yılında ilk çift V silindir motorunu üreten firma, satış başarılarını da beraberinde getirdi. Motosikletlerin dünya genelinde ordular tarafından kullanılmaya başlaması ile birlikte gelişim süreci de hızlandı. Motosikletler özellikle hızlı ve çevik yapıları nedeni ile keşif görevlerinde oldukça başarılıydılar. Hatta 1914 yılında bir motor ile ilk kez saatte 150 KM’nin üzerine çıkılabildi. Tahmin edersiniz ki bu durum komutanların da oldukça ilgisini çekti. 1930 yılına geldiğimizde iki zamanlı motorlar bizleri karşılamaya başladı. Aynı zamanda bu yıllarda motosiklete bakış açısı da değişime uğradı. Motosikletler artık birer lüks zevk olmaktan çıkmıştı. Halkın bu tip araçlara daha rahat ulaşabiliyordu. Yine aynı yıllarda popülerleşen yolcu sepetleri ile birlikte aracın taşıma kapasitesi de arttırılıyordu. İkinci Dünya savaşından sonra motosikletlerin boyutları küçülmeye ve kullanılan motorların devir çevirme potansiyeli artmaya başladı. 1960’lı yıllarda özellikle Honda, Suzuki ve Yamaha pazara egemen olan firmalar arasındaydı.
Günümüzde ise motosikletler ucuz ve hızlı ulaşımın vazgeçilmez birer parçası haline geldi. Hemen hemen her coğrafyada, birbirinden farklı çeşit ve boyutlarda üretilen bu araçlar, yıldan yıla gelişen motor ve güvenlik teknolojileri ile daha fazla insana ulaşmaya devam ediyor. Pierre ve Ernest Michaux’ın ürettiği dünyanın ilk motosikleti ile şimdiki modern araçlar arasında tam anlamı ile dağlar kadar fark var. Her ulaşım aracında olduğu gibi de bu değişim dur durak bilmeden devam ediyor.
Mercedes-AMG CLA 45 S 4MATIC+ Coupé