İngiltere’de hizmete sokulan Thames Tüneli’nin eşsiz projesi üzerinde dünyanın en önemli iki mühendisin imzasını taşıyor.
Dünya tarihinde dönemlerine damga vurmuş önemli parçaları koleksiyonerlerin beğenisine sunan Bonhams dünyanın ilklerinden bir parçayı satışa sunmaya hazırlanıyor. Sanayi Devrimi‘nin gerçekleştiği 18. ve 19. yüzyılların eşsiz parçalarından bir tanesi olarak kabul edilen bu proje içinse takvimlerimizi 1825‘e sarmamız gerekiyor. Dünyanın ilk sualtı tünel projesi niteliğini taşıyan Thames Tüneli‘nin hayata geçirilişini adım adım gösteren bu belgeler 15 Kasım’da Londra’da satışa sunulacak. Döneminin mühendislik çizgisiyle ilgili de önemli bilgiler içeren projenin detayları meraklıları için eşsiz bir tarih yolcuğu niteliğini taşıyor. İlk bakıldığında 1800’lü yılların dünyanın ilk tüneli için biraz geç olduğunu düşünebilirsiniz. Aslında bu hiçte yanlış bir düşünde değil. Thames Tüneli’ni geçmişteki tüm örneklerinden farklı kılan şeyse seyyar bir suyolu altında trafiğin üstesinden gelmek üzere inşa edilmiş ilk yolcu tüneli olması.
Batı Londra’da inşa edilen tünelin imzası baba ve oğula ait. Tüm zamanların en iyi mühendisleri arasında gösterilen Sir Marc Isambard Brunel ve oğlu Isambard Kingdom Brunel tarafından projelendirme süreci yürütelen tünelin aslında ilk deneme olmadığı tarih kaynaklarında karşımıza çıkıyor. İlk olarak 1799‘da benzer bir projeyi hayata geçirmeye çalışan Brunel’in ilk denemesi nehrin tabanının kilden oluşmasından ötürü başarısızlıkla sonuçlanmış. 1823 yılında bir grup özel yatırımcıyla tünel için tekrar görüşen Brunel, bu kez yeni bir sondaj aletini de beraberinde getirmişti. Projelendirmenin kabulünün ardından 1825 yılında başlayan inşa sürecinde karşılaşılan problemlerin üzerinden, geliştirilen yeni nesil kazım teknikleri ve makinalarla gelindi. Dönemine göre Thames Tüneli çalışmaları daha önceki yöntemlerden daha güvenli ve hızlı olmasına karşın ilerleme yine de yavaş kaldı. Haftada yalnızca 15 metre ilerleyebilen ekibin problemlerine, tüm metropolün atık suyu için kullanılan açık bir kanalizasyonla karşılaşmaları eklendi. Bu da başta kolera olmak üzere hastalıklı bakterilerinin sürekli tünele sızacağı anlamına geliyordu.