21. yüzyılın McLaren F1’i olarak karşımıza çıkarılan Gordon Murray T.50, son yılların belki de en akılda kalıcı süper otomobili olarak bizleri selamlıyor.
Yolculuğun mesafesi fark etmeksizin radyoda gezinirken karşımıza çıkan bazı şarkılar hepimiz için özel bir nitelik taşır. Öyle ki bu durum üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin ilk gün suratımızda beliren o tebessüm, yerini her zaman korur. Şu anda karşımızda duran Gordon Murray T.50 de, bir otomobil meraklısı için üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin sosyal medyada karşısına çıktığı her an uzun uzun inceleyeceği bir ustalık eseri. Tıpkı ilhamının alındığı McLaren F1‘de olduğu gibi. 1998 yılında 391 km/s ile dünyanın en hızlı otomobili ünvanını eline geçiren McLaren F1’in tasarım beyni olan Gordon Murray, bugün kendi adıyla faaliyete geçirdiği markası üzerinden tanıtımını gerçekleştirdiği T.50. ile süper sport otomobil dünyasına yeni bir meydan okumayı getiriyor.
Her noktasıyla izleyicilerini büyüleyen pek çok şeyde söylenen “nereden başlasak bilemiyorum!” hissi, T.50’yi gördüğümüz andan itibaren bizim de içimizi sarmadı der isek haksızlık etmiş oluruz. Bu sınıfta yer alan rekabetteki temel dinamiklerden olan ağırlık kısmı ile Gordon Murray’nin adeta yeni bir seviyeye geçtiğini söyleyebiliriz. Nitekim karşımızda dünyanın en hafif süper otomobili duruyor. Resmi tanıtımla birlikte paylaşılan verilere baktığımızda aracın tüm parçalarıyla birlikte sadece 986 kilogram olduğunu görüyoruz. Bu değeri anlamlı kılmak adına, 2020 Hyundai i10’un 996 kilogram ağırlığa sahip olduğunu hatırlatabiliriz. T.50 ile geliştirilen monokok şasi ise tek başına sadece 150 kilogram gibi inanılmaz bir değer üzerinden karşımıza çıkıyor. Murray aracın tanıtımında “En güçlü veya en hızlı sıfatlarının peşinde değiliz.” şeklinde bir açıklamada bulundu. Nitekim buradaki temel odak noktanın hafiflik, rijitlik ve sürüş kabiliyeti üzerine olduğunu söylemek mümkün.
Araçta kullanılan 6 kademeli manuel şanzımanın (5 kademe performans 6. kademe uzun yol düşük devir sürüşleri için) da 80,5 kilogram gibi komik bir ağırlığa sahip olduğunu görüyoruz. T.50.’nin kaputunun altında 3,9 litre hacminde V tipi on iki silindirli atmosferik bir motora yer veriliyor. Cosworth imzası taşıyan bu makine tek başına 663 PS güç ve 467 Nm tork üretiyor. V-Max moduyla birlikte ise bu değer 700 PS’e kadar esnetilebiliyor. Şimdilik bu makinenin aracı maksimumda ve 0-100’de nasıl değerlere taşıdığı açıklanmış değil. Bu noktada verilen en büyük ipucu ise, karşımızda dünyanın en yükse oranda devir çeviren V12’si olduğu. Markanın paylaştığı verilere göre T.50’yi besleyen bu motor 12.100 devirlik bir performansa sahip. Bu performansı durdurmak için de önde 370 mm, arkada 340 mm dört pistonlu karbon seramik fren sisteminden faydalanılacak.