Ürün gamına ilk kez eklenen Hyundai i20 Hybrid ile geçirdiğimiz 500 kilometre, aradaki farkları kolaylıkla ayırt etmemize olanak tanıyor. Üretimi Türkiye’de gerçekleştirilen önemli isimlerden olan Hyundai i20, 2020 model yılıyla birlikte artık üçüncü jenerasyonuyla yollardaki macerasını sürdürüyor. Bu nesilde, tasarım kadar teknoloji konusunda da ciddi geliştirmeleri beraberinde getiren i20 için “sınıf atlamış” demek yanlış olmaz. Kasım ayında test konuğu olarak da 3 gün boyunca beraber olduğumuz i20 için uzun süredir beklediğimiz bir versiyonla daha vakit geçirme fırsatına eriştik. 10 yılı aşan macerada ilk kez ürün gamına eklenen 48V temelli Hybrid i20, üç gün boyunca konuğumuz oldu. Bu üç günlük süreçte, daha önce test ettiğimiz motor ve donanım seçeneği ile Hybrid arasında kalanlar için “hangisini tercih etmeliyim?” sorusuna net cevaplar aldık. FABRİKADAN GELENLER i20 ailesi ile birlikte Türkiye üretilen hibrit modeller listesine de eklediğimiz versiyon için ilk olarak resmi kattaki verileri hatırlamakta fayda var. 1.0 litrelik üç silindirli motorun merkezinde şekillenen i20 Hybrid, 7 kademeli çift kavrama şanzımanıyla birlikte 100 PS güç ve 172 Nm tork değerlerini yere aktarıyor. 0’dan 100’e hızlanmasını 11,4 saniyede tamamlayabilen modelin erişebileceği maksimum sürat ise 185 km/s olarak teknik tabloya yansımakta. Tüketim konusunda baktığımızda ise 5,6 litre ile 4,7 litre aralığında esneyen değerlerin verildiğini görüyoruz. YOLUN GÖSTERDİKLERİ Resmi rakamları kontrol ettikten sonra zihnimizde beliren beklentiler doğrultusunda i20’nin koltuğuna oturuyoruz. Bu versiyon için söylenmesi gereken ilk şey hibrit kombinasyonu konusundaki beklentiler olmalı. Sistem başlangıç jeneratörü temelli olması sebebiyle kullanıcısına çok fazla elektrikli sürüş deneyimi yaratamıyor. Bu etkiyi neredeyse sadece kontağı açtığımızda hissettik desek yeridir. i20 Hybrid’de sunulan Eco, Comfort ve Sport sürüş modları dışında saf elektrik sürüş modunun yer almadığını da özellikle belirtmek gerekiyor. Araçta konumlandırılan elektrik sisteminin hangi aralıklarla devreye girip tekerleklere güç ilettiğini anlamak çoğu zaman bir hayli güç. Bu noktada, konsolun merkezinde konumlandırılan devasa multimedya ekranda sürüş dinamikleri için bir bölüm ayrılmamasının eksikliği hissediliyor. Elektrik sisteminin takibini yapabileceğiniz tek yer, analog kadranların arasında konumlandırılan ufak bilgi ekranı olacak. Elbette bu bizim deneyimlediğimiz donanım paketiyle doğru orantılı. Hibrit versiyonda listelerde görmediğimiz Elite Plus paketinde gelen dijital sürücü ekranında daha kapsamlı bir bilgi akışı almak da mümkün olabilir. Hibrit sistemin en çok devreye girmesini beklediğiniz yer olan dur-kalk trafikte de çok fazla etkisini hissedemeyebilirsiniz. Lakin bu görevini yapmadığı anlamına da gelmiyor. Sistemin bataryası, rejeneratif fren sistemi ve seyir halinde ayağınızı gazdan çektiğinizde tekerleklerden ortaya çıkan enerji üzerinden depolanıyor. Sistemin kendini şarj etmek için ortaya çıkan enerjiyi adeta emdiğini, aracın kademeli hız düşüşlerinden hissetmek mümkün. Tanıtımla birlikte markanın da büyük bir heyecanla ön plana çıkarttığı bu versiyonun kilit faydaları arasında karbon emisyonu ve yakıt tüketimi alanlarındaki etkileri var. Kilometrede 108 gramlık karbon salınımı (standart motorda 120 gram/km) değeri yakalanan i20 Hybrid’in tüketim verilerinde ise standart versiyona göre yüzde 4’e kadar iyileşmenin yakalandığı açıklanmıştı. Aralık ayında test ettiğimiz standart versiyonda 100 kilometrede 6,8 litre gibi bir değer yakalamıştık. Hybrid versiyonda ise bu rakam 6,2 litre olarak karşımıza çıktı. 500 kilometrelik toplam sürüşümüzde çokça dur-kalk trafiği olduğunu düşündüğümüzde bu değeri gayet tatminkar olarak kabul etmek gerekiyor. Daha dikkatli kullanımda 6 litre ve daha aşağısı da görülebilir. Yer yer spor modda 130 km/s gibi hızlara çıktığımız sürüşte motorun performans konusunda vadettiği karakter de kesinlikle heyecan verici. i20 Hybrid’de konumlandırılan üç silindirli turbo motor, 5 kişilik tam kapasiteli sürüşlerde bile kesinlikle çok başarılı. Bu motor uzun yol sürüşlerinde gideceğiniz 100-120 km/s aralığında da, 2.000 ile 2.500 devir aralığını çevirmesinden ötürü, aracın geneliyle çok rahat başa çıkabileceğinin sinyallerini zaten veriyor. HANGİSİNİ ALMALI? Hyundai ürün gamı bu testi gerçekleştirdiğimiz şubat ayı içerisinde i20 Hybrid’i sadece Style Plus paketiyle satın alma imkanı veriyor. Bu paket üzerinden aracın fiyatı 218.550 TL olarak resmiyet kazanırken, standart i20’nin zirve (Elite) donanım paketi ise değer 220.200 TL’lik etiketle karşımıza çıkıyor. Bu iki versiyon arasında öne çıkan donanım farklılıkları arasında; otomatik katlanan dikiz aynası, dijital klima ve yağmur sensörü gibi parçalar var ki bu da Style Plus paketiyle satın alınabilen Hybrid versiyon için önemli eksiklikler demek. Ayrıca 10,25 dijital ekran, şerit takip ve daha birçok yenilik de sadece Elite Plus paketiyle tercih edilebiliyor. [haber id="659991"] i20 Hybrid Style Plus için günümüz şartlarında kesinlikle eksik bir otomobil diyemeyiz. Lakin arada ortaya çıkan yaklaşık 2 bin TL’lik fiyat ve donanım farklılıklarının yanında hibrit paketin satın almaya doğrudan etki edebilecek bir yapısını gözlemleyemediğimizi düşündüğümüzde, bizim oyumuz standart motor ve Elite donanım kombinasyonu yönünde olacak. TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA