Elektrikle ilk dans; Suzuki Vitara Hybrid İncelemesi
2021 model yılıyla birlikte elektrik gücünü tüm paketlerde hisseden Suzuki Vitara Hybrid, 3 gün boyunca konuğumuz oldu.
İçerisinde bulunduğumuz elektrik dönüşümünün bizi getirdiği son noktaya baktığımızda, tepeden tırnağa artık her üreticinin gündemdeki ilk maddesi olduğunu görebiliriz. Son 2-3 yıllık süreçte atılan adımlarla inanılmaz bir şekilde sayıları artan elektrikli araç pazarı henüz ilk adımlarında olmasına rağmen büyüyen payıyla iştah kabartıyor. Geçiş sürecinin temel adresiyse şüphesiz hibrit entegrasyonları. Üreticiler için emisyon regülasyonlarına uyumluluğun anahtarı olan bu sihirli dokunuş, kullanıcı tarafında ise daha az tüketim değerlerinin yakalanabildiği bir tabloyu beraberinde getiriyor. Bir anlamda karşımızda her iki taraf için de günün sonunda mutlu edici mutualist bir denklem var.
Bu geçiş sürecinde elini taşın altına hızlıca koyan üreticilerin kullanıcıya ulaşma konusunda avantajlı çıkacağı da aşikar. Japonya kanadının köklü isimlerinden olan Suzuki de, 2021 model yılıyla birlikte Türkiye pazarına getirdiği hibrit modelleriyle mücadelenin bir ucundan yakalama kararlılığını ortaya koyuyor. 100 yılı aşkın bir tarihe sahip olan marka için test konuğumuz olan Vitara’nın yeri fazlasıyla büyük. 33 yıllık bir geçmişi bulunan Suzuki Vitara, bir endüstri devi olan markasının üçte birlikte tarihinde pay sahibi. Üç gün boyunca konuğumuz olan Suzuki Vitara Hybrid, 2015 yılından itibaren yollarda olmaya devam eden dördüncü jenerasyonun bir uzantısı olarak bizi selamlıyor. 6. yılını dolduran bir jenerasyon için kaputun altına yapılan bu modern dokunuşun ne kadar etkili olduğunuysa hep birlikte görme vakti.