LeasePlan ve Ipsos ile birlikte yürütülen Mobilite İçgörü Raporu, elektrikli otomobil modellerine olan bakış açısını ortaya koyuyor.
Otomobil dünyasının merkezinde olan elektrikli otomobil dönüşümü artık sokaklarda da ciddi şekilde kendisini hissettiriyor. Hayatımıza daha da sirayet edecek olan bu yeni deneyimle birlikte kullanıcı bambaşka bir dünya bekliyor. Elektrikli araçların pazardaki artışıyla birlikte, tüketicilerin odağındaki görüşler de araştırmaların radarında. Dünyanın en büyük kiralama şirketlerinden LeasePlan bu kapsamda, Ipsos ile birlikte yürüttüğü Mobilite İçgörü Raporu’nun “Elektrikli Araçlar ve Sürdürülebilirlik” bölümünü yayınladı. Rapor, son 3 yılda elektrikli araçlara rekor düzeyde destek olduğunu gösterirken, yetersiz şarj altyapısının elektrikli araçların tercih edilmesinde en büyük engel olarak görüldüğünü de ortaya koydu. Buna göre, katılımcıların yüzde 65’i artık sıfır emisyonlu elektrikli araç kullanacağını belirtirken, yüzde 44’ü özellikle son 3 yılda elektrikli araçlara karşı tutumunun olumlu yönde değiştiğini ifade etti.
Araştırmada, tüm katılımcıların yüzde 61’i 5 yıl içerisinde yeni araç alması halinde tercihinin elektrikli araçlardan yana olacağını belirtti. Ancak, gelecek 5 yılda araç almayı planlayanların yüzde 57’si elektrikli araç almalarını önleyen ana sebep olarak satın alma fiyatını gösterirken, bu oranı yüzde 51 ile şarj olanakları, yüzde 34 ile menzilden duyulan endişe takip etti. Araştırmanın ülkeler bazında sonuçları ele alındığında Türkiye’deki sürücülerin elektrikli araçlara olan ilgisi dikkatleri çekti.
Araştırmada, 5 yıl içerisinde yeni araç almayı düşünen katılımcılara öncelikli tercihleri de soruldu. Katılımcıların yüzde 61’i 5 yıl içerisinde yeni araç alacakları takdirde elektrikli araç almayı düşüneceklerini belirtti. Ayrıca, yapılan araştırma sürücülerin artık yeşil alternatiflerin dizel veya benzinli araçları kullanmaktan daha maliyetli olmadığını düşündüğünü de ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 46’sı elektrikli araçların daha düşük CO2 emisyonu sayesinde sadece iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunmadığını, aynı zamanda daha düşük işletme maliyetlerine de sahip olduğunu belirtti. Ancak, elektrikli araçların önünde halen ciddi engellerin olduğu da araştırmanın sonuçları arasında yer aldı. LeasePlan araştırmasının genel sonuçlarına bakıldığında, gelecek 5 yılda araç almayı planlayanların yüzde 57’si, elektrikli araç almalarını önleyen ana sebep olarak satın alma fiyatlarını gösterirken yüzde 51’i yetersiz şarj altyapısından, yüzde 34’ü menzilden endişe duyduğunu bildirdi.
LeasePlan Mobilite İçgörü Raporu’nun Elektrikli Araçlar ve Sürdürülebilirlik bölümünde sürücülerin elektrikli araç alma ve almama nedenleri de araştırıldı. Buna göre, katılımcıların yüzde 47’si düşük işletme maliyetleri nedeniyle elektrikli araçları tercih ettiğini, yüzde 46’sı düşük CO2 emisyonları nedeniyle tercihini elektrikliden yana kullandığını ve yüzde 33’ü ise elektrikli araç sahiplerine sunulan vergi indirimleri nedeniyle bu araçları tercih ettiğini bildirdi. Yani, düşük işletme maliyetleri, çevre hassasiyeti ve teşvikler elektrikli araçların tercih edilmesindeki ilk 3 neden olarak öne çıktı. Buna karşılık sürücülerin elektrikli araçları tercih etmemesindeki ilk 3 neden ise satın alma fiyatı, yetersiz şarj imkanları ve menzil şeklinde sıralandı. Türkiye’deki sürücülerin elektrikli araç satın almama nedenlerinin başında ise yüzde 54 ile satın alma fiyatları geldi. Bunu yüzde 37 ile yetersiz şarj altyapısı, yüzde 26 ile menzil endişeleri takip etti.
LeasePlan Türkiye Genel Müdürü Türkay Oktay raporla ilgili değerlendirmesinde; “Elektrikli araçlara olan ilgi ve sıfır emisyon farkındalığının her geçen gün arttığını gözler önüne seren 22 ülkede gerçekleştirdiğimiz araştırmamızın saha çalışması Kasım 2020’de yani son ÖTV düzenlemesi öncesinde yapıldı. Elektrikli araç tercih etmeme sebeplerinin en başında gelen faktör satın alma fiyatı iken; son vergi düzenlemesi ile elektrikli araçlara getirilen ÖTV zammı ne yazık ki ülkemizde olumlu yönde gelişen ilgi ve farkındalığa ket vuracak gibi görünüyor. Birçok ülkede devlet desteği ile gelişen elektrikli araç pazarı için yalnız vergi indirimi değil farklı teşvik programları da uygulanırken, henüz yolun başında olan Türkiye pazarında da hem alt yapı hem de vergi desteği konusunun tekrar değerlendirilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.