Amerika’da bir süredir yapılan çalışmaların ardından geliştirilen müdahale yöntemi, elektrikli otomobiller için en az riski oluşturmayı amaçlıyor.
Gerek satış rakamları gerekse teknik altyapı desteği konusunda henüz Türkiye’de popüler olamayan elektrikli otomobil dünyası, yurt dışında önü alınamaz bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. 2020 ile birlikte Volkswagen, BMW, Mercedes ve örneklerini kolaylık artırabileceğimiz gerek Avrupa gerekse Uzak Doğu merkezli üreticiler bu devrimde erken hamlelerini piyasaya sunacak. Değişmekte ve gelişmekte olan her yeni endüstrinin kaçınılmaz olarak yarattığı yanal destek ve AR-GE çalışmaları da elektrikli otomobiller için şekillenmeye başladı bile. Yedek parçalar, alternatif batarya teknolojileri ve pek çok üretim teknolojisi yeni nesil ulaşım dönemi için hazırlanıyor. Akla gelen bu ilk örneklerin yanında “Evet yaaa!” dedirten diğer önemlere de rastlamak da mümkün. Tıpkı şu anda uzmanların özel bir programla uygulamaya aldığı itfaiyecilik dünyasında olduğu gibi.
Kıdemli itfaiyecileri bile tekrar eğitim sınıflarına davet edecek olan bu özel çalışmayla, bataryalar için en uygun söndürme teknikleri merkeze alınıyor. Bilindiği üzere bu teknolojiye sahip otomobillerde halihazırda ağırlıklı olarak sıvı yapıda lityum-iyon batarya paketlerine yer verilmekte. Günümüzde katı yapılı batarya teknolojileri üzerinde çalışanlar olsa da, bu üreticilerin bir elin parmağını geçmiyor olmadığını biliyoruz. Çeşidi her ne olursa olsun otomobillerin tabanlarına konumlandırılan bataryalar, potansiyel bir yangın durumunda itfaiye erlerinin ilk odaklandığı nokta olacak. Uzmanların bu işlem sırasında tercih ettikleri madde ise, içerisinde kimyasal maddeler olan özel köpük vb maddeler yerine su. Söndürme işleminde ilk aşamanın tamamlanmanın ardındansa bataryaların tamamen soğuduna emin olana kadar aracın altına su uygulamasını yapmaya devam etmek. Böyle bir olay esnasında yüksek voltajlı ünitelerden uzak durmanız gerektiğini de altını çizerek belirtmemiz gerekiyor.