Elektrikli scooter ülkemizde yeni yeni kendini göstermeye başladıysa da dünya geneline yaygın olarak kullanılıyor. Bu durum bazı tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Resmi olarak bir araç statüsü kazanamayan elektrikli scooter’lar için yasalar konusunda kafalar karışık. Yaşanan kazalarından trafik ihlallerine ya da nereye park edileceğine kadar birçok konuda her ülkenin kendine ait kararları bulunuyor. Ancak yakın zaman önce yaşanan ölümlü kaza ile gündeme gelen elektrikli scooter’lar şimdi söylendiği kadar çevre dostu olmadığı tartışmalarına konu oldu. North Carolina State Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, elektrikli scooter modellerinin otomobillere göre daha çevre dostu, ancak bisiklet, yürüyüş ve belirli toplu taşıma araçları gibi diğer seçeneklerden daha az çevre dostu olduğu ortaya çıktı. Elektrikli scooter şirketleri daha çevre dostu bir yolculuk alternatifi olarak sunduğu bu araçları, karbon salınımını azaltmaya ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yardım edebileceğini sık sık hatırlatıyor. Ancak gerçekler biraz daha karmaşık.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Elektrikli scooter otomobillere oranla daha çevreci ancak toplu taşımaya göre değil
Araştırma Dockless scooter’ların her aşamasını ele alarak değerlendirme yapıyor. Bir aracın çevre dostu olarak tanımlanabilmesi için her açıdan olumlu katkılarının olması gerekiyor. Örneğin; bir elektrikli scooter’ın yolda kat ettiği her kilometre için sera gazı salınımı 200 gram CO2 iken, bu oran otomobillerde 400 gram CO2’ye kadar yükseliyor. Bu şekilde kıyaslandığı takdirde elektrikli scooter’ın kullanımı otomobillere oranla çok daha çevre dostu. Ancak toplu taşıma gibi tek seferde fazla yolcunun taşınmasıyla daha az aracın yollarda bulunması, karbon salınımı açısından hala daha avantajlı.
Yine de araştırmanın merkezinde yer alan ve ortaya çıkan bulgular arasında önemli detaylar yer alıyor. Bu kapsamda elektrikli scooter’ların lityum-iyon batarya ve alüminyum parçalar gibi malzemelerin yalnızca üretimi değil, üretim süreci ve kullanım alanları gibi değişkenlerin de değerlendirmeye girmesi gerekiyor. Özellikle Çin’in bu alanda yaptığı üretimleri daha iyi denetlemesi gerekiyor. Çünkü alüminyum kullanılan bu araçlarda, şarj etmek için kullanılan malzemelere kadar karbon salınımı oldukça yüksek. Bunların dışında bir de kiralanan araçların bir yerden bir yere taşınmasında aşılması gereken sorunlar yer alıyor. Daha çok kiralama yöntemiyle kullanılan bu araçlar belirli bölgelere bırakılıyor ve şirket çalışanları bu scooter’ları alıp kiralama merkezine götürüyor. Şirketler de tam bu noktada çalışmalarını artırıyor. Zira bu durum karbon salınımını artıran bir durum.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Şirketler karbon salınımını azaltmak için neler yapmalı?
Scooter şirketlerinin zaten uğraşmaya çalıştıkları bu sorunlara bazı basit çözümler var. Bu çözümlerden ilki, araçları şarj etmek için geceleri scooter toplayan serbest çalışanların yaptığı tüm ekstra sürüşleri azaltmak. Lime juicers için gereksiz sürüş miktarını azaltarak bunu yapmaya hali hazırda gerçekleştirmeye çalışıyor. Konuya dair çözümleriyle tanınan Lime, tüm elektrikli bisiklet ve scooter filosunu tamamen “karbonsuz” hale getirmek için yenilenebilir enerji projelerine başlayacağını söyledi.
Yine şarj bataryalarının daha uzun ömürlü olması araştırma ekibinin ortaya attığı geliştirme çözümü diyebiliriz. Yine önemli elektrikli scooter şirketlerinden birisi olan Bird bu konuya dair çalışmalarıyla ilk hamleyi yapanlar arasında yer alıyor. Kısa bir süre önce en yeni nesil scooter’ını daha uzun ömürlü bir batarya ve daha dayanıklı parçalarla değiştirdiğini belirtiyor.
En nihayetinde ulaşılan sonuca bakıldığında elektrikli scooter’ları kullanmak en çevreci sürüş deneyimi değil. Yine de yapılan iyileştirmeler ile bu deneyim en az oranda çevreye karbon salınımını sağlayabililir.
İlginizi çekebilir
Casey Neistat’ın da favorisi olan yeni “Boosted Rev” elektrikli scooter [Video]