DÜNDEN BÜGÜNE DISNEY BİR ŞEKİLDE HAYATIMIZDA YER EDİNMEYE DEVAM EDİYOR. GOOFY, KARAYİP KORSANLARI VE HATTA DARTH VADER… HANGİ YAŞ ARALIĞINDAN HANGİ YAŞ ARALIĞINDA OLURSAK OLALIM, NEREYE KAFAMIZI ÇEVİRSEK DISNEY’E DENK GELİYORUZ. BUNDAN ŞİKAYET ETTİĞİMİZ DE SÖYLENMEZ ASLINDA
Kabul edelim, Disney dendiğinde aklımıza hala Mickey Mouse geliyor. Her ne kadar günümüz gençliği, bu sevimli fare ile içli dışlı olma şansını kaçırmış olsa da Disney, en kıymetli parçasını ön planda tutmaya devam ediyor. Warren Spector önderliğinde hayat bulan ilk Epic Mickey’nin güzel satış rakamları yakalaması sonrası bir devam oyunu gelmesi pek de sürpriz olmadı açıkçası. Her ne kadar satışları fena olmasa da ilk oyunun pek çok probleme sahip olduğunu görmezden gelemeyiz. Örneğin, o dillere destan kamera problemi bir türlü çözülememiş ve oyun deneyiminin ciddi anlamda baltalanmasına sebep olmuştu. İlk duyduğumuzda fazlasıyla heyecanlanmamıza neden olan “Disney – Noir” karışımı havanının pek de umduğumuz gibi çıkmaması belki de yaşanan hayal kırıklığının en temel sebebiydi. Spector’un Epic Mickey ile ne yapmaya çalıştığını oyunu gördükten sonra daha iyi anlamıştık ve bu nedenle ikinci oyunda ne ile karşılaşacağımızı da az çok tahmin ediyorduk. Ediyorduk ama içimizde yine de bir ümit vardı. Warren Spector’ın müzikallere olan tutkusu, bu oyunu çok farklı bir kulvara taşıyabilirdi. Ancak Epic Mickey 2, beklentilerin dışına çıkmaya hiç çaba sarf etmeyerek fazlasıyla standart bir oyun olmaktan öteye gidememiş maalesef.
İKİ ELİN SESİ VAR
Epic Mickey 2: The Power of Two, ilk oyunda olduğu gibi unutulmuş, emekli olmuş Disney karakterlerinin diyarı Wasteland’de geçiyor. Gerçekleşen depremler ve benzeri felaketler nedeniyle yine yeni yeniden yok olmaya yüz tutan Wasteland’i kurtarmak için bu kez sürpriz bir isim, Mad Doctor ortaya çıkıyor. İlk oyunda yaptığı onca kötülükten sonra kendisini affettirmek adına böyle bir görevin altına girdiğini söyleyen deli doktor, şanslı tavşan Oswald’ın da aklını çelerek beraber yaşananlara dur demek üzere yola çıkıyor. Ancak Oswald’ın kız arkadaşı Ortensia bu durumdan işkilleniyor ve bir kez daha yardım için tanıdık bir isme, Mickey Mouse’a koşuyor. Koca kulaklı faremiz de yine elinde sihirli fırçası, kah parçalayarak kah düzelterek Wasteland’in yollarını arşınlıyor bir kez daha. Ancak bu kez yalnız değil. Yeni oyunun ilkine göre sahip olduğu en önemli yenilik olan co-op özelliği sayesinde artık Mickey ve Oswald bütün bu macerayı birlikte yaşıyorlar. Mickey, sihirli fırçası ile nesneleri ister yok edip ister yeniden yaratarak sorunlarını çözerken, Oswald ise elektronik cihazları kontrol ederek ve uçmasını sağlayan kulaklarını kullanarak engelleri aşıyor. İki karakterin de kendisine özel oynanış dinamikleri ve avantajları bulunuyor. Ancak Oswald’ın Mickey’ye göre biraz daha silik kaldığını söylersek yanlış olmaz. Üstelik yapay zekanın kontrolüne bırakıldığında Oswald bir yardımcı olmaktan çıkıyor, adeta bir eziyete dönüşüyor. Bugüne kadar bir oyunda kullanılan en kötü yardımcı karakter muhtemelen Oswald. Ancak bir arkadaşınızla beraber oynamaya başladığınızda işin rengi değişiyor. Yapay zeka problemlerinin bertaraf edilmesi ile birlikte eğlence katsayısı artıyor ve oyun, oynaması zevkli bir hale bürünüyor; elbette belirli bir noktaya kadar. Çünkü oyunun tek problemi maalesef yapay zeka değil. Platform oyunlarının temelini oluşturan zıplama dinamikleri bu oyunda adeta ikinci plana atılmış hissiyatı veriyor. Atlamak istediğiniz yeri tam olarak kestirememeniz, mesafeleri analiz edememeniz gibi nedenler yüzünden kendinizi sık sık uçuruma yuvarlanırken buluveriyorsunuz. Üstelik kullanılan kamera da bu konuda size hiç yardımcı olmuyor. Görmek istediğiniz şeyi göremiyor, bir anda saçma sapan bir yere bakarken buluyorsunuz kendinizi. Bu veriler de göz önüne alındığında bir platform oyunundan beklediğiniz en temel ihtiyaçları Epic Mickey 2’nin karşılayamadığını görüyoruz ve bu da oyunun daha en başta tökezlemesine neden oluyor. İlk oyunun da önemli kusurları arasında gösterilen bu detayların, yeni oyunla birlikte hala giderilememiş olması ise üzücü elbette. Oyunun kullandığı dinamikler arasında insanın hoşuna giden yegane özelliğin Mickey’nin sihirli fırçası olduğunu ve bunun ilk oyundan miras kalan bir özellik olduğunu söylersek durumu daha net açıklamış oluruz sanıyoruz ki.