11 Eylül itibarıyla satışa sunulacak olan 2021 Honda City ile, İstanbul’da düzenlenen Türkiye lansmanı sonrası ilk sürüşümüzü yapma imkanına eriştik.
Yeni Jazz lansmanında Türkiye’ye dönüş mesajlarının verildiği günden itibaren pek çok kişi gibi bizim de merakla beklediğimiz isimlerden birisi oldu City. 2019 yılında gerçekleştirilen tanıtımın ardından bir süredir dış pazarlarda kullanıcılarla buluşan kompakt sedan temsilcisi için bekleyişimiz bugün sona erdi. İstanbul’da düzenlenen özel etkinlikle birlikte fiyatları dahil donanım ve diğer pek çok özelliği resmiyete kavuşan 2021 Honda City ile toplantı sonrasında kısa bir gezinti yapma fırsatına da eriştik. Bir dönem Türkiye’de üretildiği için adeta eski dostla tekrar karşılaşma hissiyatı yaratan 150 kilometrelik fragman niteliğindeki bu sürüşte yeni modelle ilgili gözümüze çarpanları ön inceleme niteliğindeki bir içerikte sizlerle bir araya getirmek istedik. Sözü daha fazla uzatmadan ana hatlarıyla yeni City’nin bizde bıraktığı ilk izleminden notlara geçelim.
Test konuğumuz olan City, 2019’da paylaşılan görselleriyle birlikte geçirdiği tasarım evrimi konusunda dikkat çekmeyi başarmıştı. Yeni Accord’a kadar uzanan marka kimliğinden nasibini alan modelin önceki nesilde karşımıza çıkan karakterden çok daha iddialı. City’i karşımızda gördüğümüz andan itibaren bu beklentilerin ve iddianın gerçek dünyada da devam edeceği hissiyatına kapıldık. Sokakta beklediğimizden de oturaklı görünen model kesinlikle sınıf atlamış gibi hissettiriyor. Üst paketlerde tamamı LED olarak gelen ışıklandırma grubu yeni tasarım dilini çok güçlü şekilde tamamlıyor. Maksimumda 16 inç olarak gelen jantların tasarımı da beğeneceğinizi düşündüğümüz bölümler arasında. City’in ön lip ve arka difüzör gibi bölümlerinde kullanılan kaplamalar da özellikle kırmızı renk seçeneğiyle birlikte aracın görünümüne sportif bir hava katmayı başarıyor. Tüm parçaları bir araya getirdiğimizde yeni jenerasyonun dış taraftan daha başarılı olduğunu söyleyebiliyoruz.
Aracın direksiyonuna oturduğumuzda bizleri segment dinamiklerine karşılık veren bölümler karşılıyor. Ailenin diğer üyelerinden alışık olduğumuz üç kollu deri direksiyon simidinin tasarımı keyif verici. Eşya gözü ve saklama alanı konusunda da City’nin kullanıcısını memnun edeceğini düşünüyoruz. El freni çevresinde ince formda konumlandırılan bölümler telefon ve cüzdan gibi ilk erişmek isteyeceğiniz eşyalara işlevsel bir şekilde ev sahipliği yapıyor. Vites topuzunun ön bölümündeki alan da fazlasıyla tatmin edici. City’nin kol dayamasının ileri-geri hareket ettirilemiyor olması “keşke” dediğimiz ilk noktalar arasında. Bu kol dayamanın altında 1,5 litrelik yine geniş bir saklama alanı sunuluyor. Malzeme kalitesi ve işçilik konusunda da ilk gözlemlerimiz sonucunda bir probleme rastlamadık.
Sürücü tarafında ise analog göstergelerin ortasında konumlanan tamamen temel bilgi odaklı ufak bir ekran karşımıza çıkıyor. Ana menü bölümü ekranın ufak olmasından ötürü biraz rakam karmaşasında hissettiren bilgi ekranının kontrolü ise sinyal kolunun arkasında konumlandırılan ufak panelden fiziki tuşlarla yapılıyor. Çok ciddi bir eksiklik olmasa da bu gibi bölümlerin direksiyon üzerindeki kumandalarla daha konfor ve güvenle yönetilebilmesi kullanıcılar için daha keyifli bir deneyim sağlıyor.
Şimdilik sadece 1,5 litrelik benzinli motorla satışa sunulacak olan City ailesinde bu motora baktığımızda, 6.600 devirde 121 PS’lik maksimum gücünü ve 4.300 devirde 143 Nm’lik maksimum torkunu ürettiğini görüyoruz. Bu motorla birlikte 0’dan 100’e hızlanmasını 10,6 saniyede tamamlayabilen City’nin 100 kilometredeki ortalama tüketim verisi ise 6,2 litre olarak veriliyor. 1.5 litre i-VTEC motorun tamamlayacısı ise 7 kademeli M-CVT şanzıman olarak karşımıza çıkıyor.
Motor/şanzıman uyumunun 150 kilometrelik kısa sürüşümüzdeki uyumu beklentilerimizi nispeten karşılıyor. Burada dikkatimizi çeken nokta ise şanzımanın vites geçişleri konusunda çok da aceleci olmayışı. Ağırlıklı olarak yüksek devirlerde geçen vites oranlarıyla birlikte, motoru zorlayıcı performansta kullanırmışçasına “bağırtan” bir kullanım bizi karşıladı. Çoğu kez geçişlere manuel olarak müdahale etme isteğimizin olduğu sürüşte, direksiyon arkasında F1 tipi kulakçıkların sunulmasını bu noktada fazlasıyla yararlı bulduk. Rüzgar yalıtımı konusunda başarılı bulduğumuz City’de rüzgardan çok motor sesiyle muhattap olacağımız bir sürüşün bizi beklediği hissiyatı bu ön incelemedeki notlarımız arasında öne çıkıyor.
Yeni City’nin direksiyonu başına geçmeden önce, Honda mühendislerinin aracın sürüşü odağında ön plana çıkarttığı noktalar ve çalışmalar dikkatimizi çekti. Yeni nesilde sürüş konforu ile gelişmiş yol tutuş dinamiklerini bir arada sunmak için süspansiyon sistemi üzerinde ağırlık verildiğine işaret eden resmi kaynaklar, amortisörün yayında ve milinde yapılan optimizasyon ile alışagelmiş yapı ile karşılaştırıldığında yüzde 150’ye kadar iyileştirme elde edildiğinin altını çiziyor. Bu beklentiler ışığında yola koyulduğumuz City’nin özellikle viraj ve yol tutuş kabiliyeti kesinlikle beğenimizi kazandı.
Bu noktada üzerine ekstra çalışıldığını gerçekten hissettiren otomobilin kullanıcıları memnun edeceğini düşünüyoruz. City’nin izolasyon yetenekleri de sürüş kısmında beklentilerimizi karşılayanlar arasında. 120 km/s hıza kadar kabin içerisine makul oranda rüzgar sesi alan otomobilin, uzun yolculuklarda konfordan çok fazla ödün vermeyeceği düşüncesi ön incelememizde üst sıraya yazdıklarımız arasında. Yaklaşık 40 kilometrelik kısmı şehir içi odağında olan İstanbul sürüşümüzüde, süspansiyonların darbe sönümlemesinin de gayet başarılı olduğunu gördük. Bu noktada tüm parçaları bir araya getirdiğimizde City ile bir dahaki buluşmamıza kadar sürüş deneyimi beklentilerimizi yüksek tutacak verilerin varlığından bahsedebiliyoruz.