Cihazın ön paneline geldiğimizde bizi 6,1 inçlik OLED ekran karşılıyor. 2340×1080 piksel çözünürlük sunan ekran renkler açısından hayli başarılı. Damla çentik dediğimiz şekilde ekranda minimum yer kaplayacak bir çentik barındıran modelde video izlemek ya da oyun oynamak keyifli diyebiliriz. Hoparlörü belki biraz daha iyi olabilirdi. Cihazın donanımına baktığımızda ise bizi Kirin 980 karşılıyor. Huawei Mate 20 ailesinden aşina olduğumuz Kirin 980’e 6 GB RAM eşlik ediyor. 128 GB dahili hafızayı da bünyesinde barındıran cihaz performans konusunda hiç üzmüyor. Farklı oyunlarda test ettiğimiz telefonda fps kaybına denk gelmedik. Akıcı bir şekilde oyunları oynamayı başardık. Uygulama geçişlerinde de keza bir sıkıntı yaşamadık.
Kutudan Android 9.0 ile çıkan cihazda, Android üzerine giydirilmiş EMUI 9.1 arayüzü kullanılıyor. Açıkçası kullanıcı dostu oluşuyla sevdiğimiz bir arayüz diyebiliriz. Cihazda biyometrik çözümler olarak ekrana entegre parmak izi sensörü ve yüz tanıma bulunuyor. Her iki özellik de başarılı. Yüz tanıma gözlüklü ve gözlüksüz olarak bizi farklı açılardan tanımayı başarırken, ekrana entegre parmak izi sensörü bazen tanımamazlık yaptı. Ama genele baktığımızda pek sıkıntı yaşamadık. Ekrana entegre parmak izi sensörlerinde en büyük sıkıntılardan biri bize göre animasyon süresi. Huawei P30’da bu süre biraz daha iyileştirilmiş gibi hissettiriyor.
Pil konusuna gelince. Cihazda Huawei SuperCharge destekli 3650 mAh kapasiteli bir pil bulunuyor. Pil kısmında ne yazık ki Mate 20 ailesinde gördüğümüz başka cihazları şarj etme özelliği bulunmuyor. Gün içinde kullanıma bağlı olarak değişecektir ancak bir günü cihazla çıkardığımızı söyleyelim. Ayrıca hızlı şarj destekli olması da bir artı tabii. Cihazın kutusundan çıkan adaptörün de SuperCharge destekli olduğunu söylemekte fayda var.