Keşif ve hayatta kalma özelliklerinin yanında oyunun parladığı bir diğer nokta ise crafting sistemi. Kısaca özetlemek gerekirse; oyunda bulduğunuz her şeyden, her şeyi yapabiliyorsunuz. Hem silahlarınızı, hem de zırhınızı kelimenin tam anlamıyla tepeden tırnağa değiştirmeniz mümkün. Kendinize ve çevrenize yaşanacak alanları da en ufak ayrıntısına kadar oluşturabiliyorsunuz. İnternette gördüğümüz kadarıyla, bu işe kendinizi adadığınız takdirde yapabileceklerinizin pek bir sınırı yok. Ancak tüm bunlar için çok fazla materyale ihtiyacınız var ve bu da memleketin her köşesini bilfiil işgal etmeniz gerektiği anlamına geliyor. Bunun da bazı dezavantajları yok değil tabii. Zira oyundaki her şey, ama her şey, işe yarıyor.Tüm bu heyecan ve macera arasında durup masadaki kurşun kalemleri toplamak bazen çok keyifli olmayabiliyor doğrusu. Ancak asıl olarak neyin keyifli olmadığını size söyleyelim. Bu bir Bethesda oyunu, dahası bu bir Fallout oyunu ancak diyalog sistemi mahvedilmiş.
Dört tuşa indirgenmiş ve sadece bir iki kelimeden oluşan seçeneklerle diyalog kurmak oyunun tüm ruhunu çökertmiş. Bu kararı her kim verdiyse yatacak yeri yok gerçekten.
Diyalog sistemini hiç etmek yetmezmiş gibi, bir de ana karakteri seslendirerek tüy dikmişler. Kendimize ait bir hikayenin kahramanı olmamızı engellemesi bir yana, seslendirme sebebiyle diyaloglar için yazılan metinlerin ciddi oranda da azaltılması gerekmiş. Nereden tutsanız elinizde kalıyor anlayacağınız.
En azından çatışma ve V.A.T.S. sisteminin Fallout 3’e nazaran daha oturaklı hale getirilmiş olduğunu söyleyebiliriz. Uzun lafın kısası, Fallout 4 enfes bir dünya ve atmosfer sunuyor ancak bunu deneyimleyememeniz için de elinden geleni ardına koymuyor.