Far Cry 3: Blood Dragon incelemesi

G.E.Y.İ.K. SÜRÜCÜLERİ YÜKLENDİ Mİ?
Her ne kadar oyun “ölüm yağdırmak” üzerine olsa da, bu taktik yapmayacağınız anlamına gelmiyor. Hatırlayacak olursanız, Far Cry 3’ün en güçlü yanlarından biri, düşmanlara dilediğiniz gibi yaklaşmanıza izin veren bir taktik esnekliğe sahip olmasıydı. İster elinize tam otomatik tüfeği alıp onlara dalabiliyor, isterseniz son derece sessiz ve sinsi bir şekilde oynayabiliyordunuz. Aynısı Blood Dragon için de geçerli. Gizlenerek, sessizce oynamak tıpkı orijinal oyunda olduğu gibi son derece eğlenceli… Tüm değişikliklere rağmen orijinal oyunun bu taktik esnekliğinin korunmuş olması gerçekten takdir edilesi bir durum. Oyunun genelinde Omega Force askerleriyle kapışıyorsunuz ancak oyuna adını veren Blood Dragon’larla kapışmak da son derece eğlenceli. Bunlar gözlerinden lazer atabilen dinozorlar ve onlarla ilk karşılaşmanızda biraz afallayabilirsiniz. Gözlerinden lazer atan dinozor? Evet, şaşırmanız gayet olası ancak bu canavarları indirmek düşündüğünüz kadar zor değil. Belki “Hard” modunu seçerseniz, biraz daha fazla terleyebilirsiniz. Öldürdüğünüz Blood Dragon’ların kalplerini söküp alabiliyorsunuz. Eğer çatışmalarda ortalık biraz fazla karışırsa bu kalpleri düşmanların olduğu yere doğru fırlatın ve ortalığın Blood Dragon’lar tarafından dümdüz edilmesini izleyin.

İNDİRMELİK OYUN
Blood Dragon’ı aşağı yukarı beş saat gibi kısa bir zaman diliminde bitirebilirsiniz ama buna hiç gerek yok. Oyunun tonu ve atmosferi o kadar başarılı ki neden bu kadar hızlı gidesiniz ki? Diğer yandan oyunda toplanabilir şeyler de bulunuyor. Bu arada oyun kısa ancak zaten tam fiyattan satılmıyor. PlayStation Network veya Xbox Live üzerinden indirebiliyorsunuz. Yani, paranızın karşılığını alamayacağınız şüphesi kesinlikle oluşmasın. Oyunun görebildiğimiz tek eksiği yapay zekanın biraz şaşkın olması ama zaten oyunun genel teması içinde bu son derece hoş görülebilecek bir durum. Diğer yandan oyunun görev tiplerinin ve çatışmalarının son derece çeşitli ve eğlenceli olduğunu söylemek isteriz. Blood Dragon kaliteli bir FPS’den bekleyebileceğiniz her şeyi sunuyor. Özellikle de 80’li yılların aksiyon filmlerine özlem duyanlar için. Bir de son olarak… Oyunun müzikleri tek kelimeyle inanılmaz!

VHS DÖNEMİNE DÖNÜŞ
Blood Dragon, dürüst olmak gerekirse hepimiz için gerçek bir sürpriz oldu. Herkesin ilk önce 1 Nisan şakası sandığı, sonra orijinal oyuna eklenti sandığı bir noktada, başlı başına, hem de sıkı bir oyun olarak ortaya çıkması hepimizi ters köşeye yatırmayı başardı. Aslında spoiler vermek istemiyoruz ancak hikaye akışı boyunca Ubisoft’un kendi oyunlarıyla, markalarıyla bile inceden dalga geçtiğini görebiliyorsunuz. Ubisoft’un son dönemlerde yeni markalar yaratmak ve var olan markalarını güçlendirebilmek adına yaptığı tüm çalışmaları da takdirle karşıladığımızı belirtelim. Bizce şimdi Blood Dragon’ı indirmeye başlayın; kesinlikle pişman olmayacaksınız.