Far Cry 5 incelemesi

OV YEAH AMERİKA!

Yanlış anlaşılmasın, birazdan anlatacağımız oyun içeriklerinden keyif almadığımız anlamına gelmiyor bu. Lakin gelen tepkilerden nasıl çekindilerse artık, oyun boyunca direniş kanadından sürekli olarak bir; “Gerçek Hristiyanlık bu değil!” vurgusu kulağınıza fısıldanıyor ve gözünüzün görebileceği hemen her yerde Amerikan bayrağı dalgalanıyor. Oyunu oynarken ekrandan bir el fırlayıp suratımıza Amerikan bayrağı sürtecekmiş gibi hissetmedik desek yalan olur. Hal böyle olunca da aman tepki yemeyelim derken suyunu çıkarıp diğer tarafı da aşırı milliyetçi yapmışlar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye sorarlar insana. Peki bu durum oyundan alacağınız hazzı ne oranda etkiliyor? Aslında çok da fazla değil. Bizi üzen, Ubisoft’un son yılların en vurucu hikayelerinden birini anlatma imkanını kaçırması oldu. Çünkü tarikatın yönetimindeki Seed kardeşler o kadar iyi tasarlanmış ve çizilmiş ki, kendilerini yıllar sonra en azından Vaas kadar hatırlayabiliyor olmayı arzu ederdik.

DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ!

Lakin gelin biz biraz da oyunun içeriğine odaklanalım. Yeterince büyük dizayn edilmiş harita üç bölgeye ve bir merkeze ayrılmış durumda. Söz konusu bölgeler, yönetimin alt kademesini oluşturan Jacob, John ve Faith’in egemenliğinde. Tüm tarikatın merkezini oluşturan Joseph’in bölgesine ulaşabilmek için, bu üç bölgedeki tarikat egemenliğini sonlandırıp direnişi güçlendirmeniz gerekiyor. Sistem şu şekilde işliyor; her bölgenin bir direniş yoğunluğunu gösteren derecesi bulunmakta. Tarikata ait mallara zarar verdikçe, yerleşkelerini ele geçirdikçe ve adamlarını ortadan kaldırdıkça bölgeye direnişçiler yayılmaya başlıyor. Belirli eşikleri aştıkça tarikatın o bölgedeki yöneticisini kızdırmaya başlıyorsunuz ve üzerinize çok daha yoğun bir şekilde saldırılar gerçekleştiriyor. İki tarafın da birbirini avlamaya çalıştığı bu sürecin sonunda da bölgeyi ele geçirip diğer isimlere doğru yol alıyorsunuz. İsterseniz bölgeleri teker teker temizleyebiliyor, isterseniz de hepsini aynı anda zayıflatabiliyorsunuz. Yapabilecekleriniz konusunda tam bir açık dünya eğlenceliği sunuyor oyun. Görevler kendini tekrar etmekle birlikte, çok fazla şunu getir bunu götür görevi olmaması durumu kurtarıyor. Özellikle direnişin özel isimlerine ait yan görevlerin hemen hemen tamamı farklı ve eğlenceli hazırlanmış diyebiliriz.