SON DEĞİL…
Her Final Fantasy senaryosunun olduğu gibi bu bölümün hikayesi de son derece özgün. Hikaye Pulse adlı bir dünyada geçiyor. Maker adı verilen varlık tarafından yaratılmış fal’Cie adlı ve içlerinde bir kristaller barındıran mekanik bir ırk kimilerini işaretlemektedirler. İşaretlenen bu kişiler l’Cie olarak adlandırılırlar ve onlara bir amaç, yani Focus verilir. fal’Cie’ler bu amacın ne olduğuna dair pek bilgi vermezler. Her l’Cie bu amacı belli bir süre dahilinde tamamlamakla yükümlüdür. Sadece görülerine güvenerek bu amaçları ortaya çıkarmak durumundadırlar. Amacını tamamlamadan hayata veda eden her l’Cie, Cie’th adı verilen yaratıklara dönüşürler. Fakat amaç tamamlanırsa, ödül de çok farklı değildir. Focus’unu tamamlayan her l’Cie, sonsuza kadar kristale dönüşür. Bu nedenle halkın gözünde bir l’Cie olarak seçilmek, lanetlenmekle eş anlamlıdır. 1300 yıl önce bir grup fal’Cie insanlık için bir cennet inşa etmişlerdir. Pulse yüzeyinin üzerinde havada asılı duran kabuk benzeri bu şehre Cocoon adını vermişlerdir. Bu şehirde fal’Cie tarafından yaratılan makineler insanlığa son derece faydalı olmuşlardır. Ne var ki Cocoon fal’Cie’leri ve Pulse fal’Cie’leri arasında bir savaş kopar ve Cocoon fal’Cie’leri galip gelir. Yine Cocoon insanlarının kalbine tekrar aşağıdan işgal edilecekleri korkusu yerleşmiştir. Cocoon vatandaşlarının çoğu Pulse’ı hiç görmemişlerdir ancak onlara anlatılan hikayeler, Pulse’ın tehlikeli bir yer olduğuna işaret eder. Yeryüzüne inen Cocoon sakinleri için türlü yan etkilerden bahsedilir. Pulse ile temas eden vatandaşlar hemen karantina altına alınır ve Sanctum denen yere sürgüne gönderilirler. Biz de grubumuzla birlikte bu teokratik ve baskıcı yönetimin neler planladığını ortaya çıkarmaya ve ezilen kişilerin neden bu yöntemle karşılaştıklarını bulmaya çalışacağız. Hikayemizin başkahramanı Snow. Bir direniş örgütünün lideri. Ona daha sonra son derece renkli diğer karakterler de katılıyor. Ancak şunu belirtelim, hikaye ilerledikçe sizi adeta şoka sokacak, kendinizi hiç beklemediğiniz bir noktada bulacaksınız. O nedenle genel hatlarıyla Final Fantasy XIII’ün arka planını aktardıktan sonra oyunun nasıl olduğuna geçsek iyi olacak. Öncelikle birçok Final Fantasy oyunun aksine düşmanların haritalara entegre edildiğini söyleyelim. Daha önce düşmanlarımızın nereden geldiklerini -Final Fantasy 12 hariç- göremiyorduk. Ancak artık onları görebiliyor ve nadiren de olsa savaştan kaçabiliyoruz. Bunun yanında ATB (Aktif kullanılan savaş zamanı sistemi. Bildiğiniz gibi Final Fantasy sıra tabanlı savaş sistemi ile oynanan bir oyun. ATB sıranızın içinde aktif olarak hamle yapabilmenizi ve birkaç hamleyi birleştirebilmenizi sağlıyor.) sistemi de geri getirilmiş.
…YEPYENİ BİR BAŞLANGIÇ
Grubunuzun her sırasında birden fazla komut, sıranın içine yerleştirebiliyor. Bu savaşlara hem esneklik, hem de dinamizm kazandırıyor. Daha çok komut yerleştirebilmek için slot sayısını artırabiliyorsunuz. Yani, karakterleriniz geliştikçe kullanabilecekleri slot sayısı da artıyor. Örneğin; saldırı, ateş, buz ve iyileştirme komutlarını ya da bunların alt komutlarını, düşmanınızın tipine göre seçip sıraya koyabiliyorsunuz. Bunların yanı sıra oyuna elemental olmayan yeni güçler de eklenmiş, Ruin ve Ruinaga gibi… Bu savaş sisteminin hoşumuza giden bir diğer yanıysa her savaştan sonra grubun sağlık puanlarının otomatik olarak yenilenmesi oldu. Yoksa onca sert geçen savaştan sonra sağlığı düzeltmek için iksir yetmezdi. Bir diğer deyişle Final Fantasy oyunları içinde en çok savaşa girdiğiniz oyun bu bölüm olmuş.
YENİ BİR SAVAŞ SİSTEMİ
Savaş sisteminin yeniliklerinden biri de herkes ya da grup için roller belirleyebilmeniz. Örneğin, bir kişi sizi iyileştirirken, bir diğeri sadece savaşa girebiliyor ya da tüm gruba gerilla taktikleriyle savaşmalarını emredebiliyorsunuz. Durum böyle olunca tüm oyun deneyimi de değişiyor. Düşman tiplerine göre deneyebileceğiniz taktik sayısı neredeyse sınırsız. Karakter geliştirme sistemiyse ilk başta karışık gelse bile temiz ve kullanması gayet keyifli bir arayüze sahip. Üzerinde biraz vakit geçirdikten sonra neyin ne olduğunu gayet net bir şekilde görebiliyorsunuz. Ancak maalesef karakter geliştirmek can acıtıcı şekilde çizgisel. Sadece size biçilen yolun üzerinde hiçbir seçim yapamadan geliştiriyorsunuz karakterlerinizi.
YENİ KRİSTAL HİKAYELERİ
Final Fantasy XIII’ün eksik olarak gördüğümüz yanıysa son derece çizgisel haritalara sahip olması. Hatta eski Final Fantasy oyunlarından bile keşfedilecek daha az şey var. Bir süre sonra sadece düz bir yolda gidip savaştığınızı düşünmeye başlıyorsunuz. Bunu kıran tek şeyse savaşların son derece heyecanlı geçmesi ve müthiş ara sahnelerle anlatılan hikaye. Emin olun, sadece hikayenin sonunu görebilmek için oyunun başından ayrılamayacaksınız.
GÖZLEYİN
YAKALAYIN
BAKIN
DENEYİN
KULLANIN
OYNANABİLİRLİK
-5YILDIZ-
GRAFİK
-5YILDIZ-
EĞLENCE
-4YILDIZ-
SES – MÜZİK
-3YILDIZ-
YAPIMCI
SQUARE ENIX
DAĞITICI
SQUARE ENIX
PLATFORM
PS3, Xbox 360