Ortalama bir oyuncuysanız Kasım gibi senenin oyun bakımından en kalabalık döneminde Football Manager isminin gözlerden kaçması oldukça olası. Çünkü Championship Manager döneminden beri seriyi takip eden birisi için, yıl sonu demek Mourinho’nun dahi yapamadıklarını yapmak demektir. Son birkaç senedir Football Manager serisi ile ilgili olarak aklımıza takılan bir konu var. İnatla “simülasyon” olduğu iddia edilen bu oyunun, bunun gerekliliklerini ne kadar karşıladığından tam olarak emin değiliz açıkçası. Çünkü simülasyon denince olması gerekenin, her türlü gerçekliği yansıtabilmek olduğunu düşünüyoruz. Oysaki burada futbolun bir simülasyonu gerçekleştirilirken, pek çok hayata dair unsur denklemden çıkarılıyor. Bunların en başında da özel hayat geliyor. Oyuncu sevgilisinden mi ayrıldı, teknik direktör kayak yaparken kolunu mu kırdı, hakem maçtan bir gece önce rakip takımın başkanıyla yemek yerken mi görüntülendi bilmiyoruz. Gerçek hayatta tüm bunlar yaşanırken ve sahada oynanmaya çalışan futboldan da fazla gündem yaratırken, bir simülasyonda tamamen görmezden gelinmesi mantıklı olmuyor. Yahu yıllardır hoca olarak kazandığımız maaşı anlamlı kılacak bir eklenti dahi getirilmedi, haybeye para kazanıyoruz. Uzun lafın kısası, bizce Football Manager bir rol yapma oyunu. Hoca rolü yapıyoruz, bu kadar. TEKNİK DİREKTÖRMÜŞÜM GİBİ ÇEK Ama kabul edelim, bunu güzel yapıyoruz. Bize göre bu serinin en büyük numarası teknik direktörlük gibi çok da keyifli olmayan bir mesleği eğlenceli kılabilmiş olması. Normalde birisi çıksa ve dese ki; “İşte böyle sözleşmelerle uğraşacaksın, antrenmanları belirleyeceksin, medya ile konuşacaksın”, deriz ki “O ne sıkıcı iş yahu beni bulaştırma”. Ancak Football Manager bunu yıllardır önümüze sunuyor ve biz de yüzlerce saatimizi bu işlerle uğraşarak geçiriyoruz. Neden? Çünkü oyunun kodlarında çok kritik bir nüans yatıyor. “Fazla kolay olmasın ancak herkes başarıyı tadabilsin” sistematiği ile hazırlanan oyun, insanlara ego tatminini tam kararında enjekte ediyor. Lakin özellikle son üç yıldır işlerin pek de iyi gittiğini söylemek mümkün değil. Evet hala oyuna saatlerimizi veriyoruz fakat bu kusursuz olduğundan değil, herhangi bir rakibi olmadığından. Olsa işlerin renginin çok değişeceğini de biliyoruz. Çünkü seri gerek maç motorunda, gerek oyun içi detaylarda önemli yanlışlıklar yapıyor. Football Manager 2012’den bu yana gönül rahatlığı ile oynadığımız bir FM gelmedi. FM 16’yı işte bu perspektiften değerlendirmeye çalışacağız. Ne kadar muazzam yeniliklere gittiğini değil, ne kadar sorunsuz bir oyun deneyimi sunduğuna önem vereceğiz. Çünkü isyan etmeden kendisini oynatmayı başaran her Football Manager kalitelidir ve bu cümle de sadece bu oyun için geçerli olan bir önermedir. Peki elimizdeki oyun bunu ne kadar başarıyor? 100 saatin üzerine çıkan oynayış süremiz sonunda şunu söyleyebiliriz ki; 2012’den beri çıkmış en oturaklı Football Manager oyunu bu. Evet hala pek çok hatası ve kusuru bulunuyor ancak oyun yapmak istediklerinizi gerçekleştirme noktasında hiç de fena bir iş çıkarmıyor. BU İŞİ NOKTACIKLARA BIRAKIN Öncelikle işin sahaya yansıyan kısmına bakalım. Bildiğiniz üzere seri uzun süredir, “aman teknolojinin gerisinde kalmayalım” gayreti ile oyuna üç boyutlu maç motorunu eklemiş durumda. Bunun nedenini pek bilmiyoruz açıkçası. Çünkü ne görsel olarak bir şeye benziyor, ne de maçları bu şekilde izlemek oyuncuya keyif veriyor. Minecraft karakterleri maç yapıyormuş gibi bir görüntü var ortada. Üstelik pek çok oyuncunun, iki boyutlu motorda yapmak istediklerinin daha iyi gerçekleştiğine dair bir inancı da bulunuyor. Neyse ki bu sene üç boyutlu maç motoru eskisine göre daha iyi durumda. İzlemesi hala keyifli değil ancak en azından pek çok saçmalıktan arındırılmış. Sabri Sarıoğlu’nun dahi yapmayacağı saçmalıkları daha nadir görüyorsunuz. Kendi etrafında beş kez dönen, kaleci ile karşı karşıyayken kendi defansına pas veren, inatla üst direği aşındırmayı amaçlayan futbolcular bu sene pek bulunmuyor. Bu elbette oyun deneyimine pozitif bir katkı sağlıyor. Geçtiğimiz yıllarda pek çok oyuncu, sırf bu tutarsızlıklar nedeniyle kariyerine erken veda etmek zorunda kalmıştı. SEVİNDİĞİMİZ ŞEYE BAK Saha dışında ise zaten iyi ve can sıkıcı olan kısımlarda pek bir değişiklik yok. Taktik ve antrenman sayfalarına getirilen yeni görsel düzenleme, işini iyi yapmakta olan parçaları toparlamış. Takıma yönelik verdiğiniz direktifler artık grafiksel bir şekilde ekrana yansıyor. “Rakibe kanatlardan hücum edin” dediğinizde aslında ne demek istediğinizi tam anlamamışsanız oyun bunu size gösteriyor. Bu detaylarda getirilen en önemli yeniliğin duran toplar için olduğunu düşünüyoruz. Artık takımınıza birden fazla korner veya serbest vuruş senaryosu verebiliyorsunuz. Yıllardır simülasyon olduğunu iddia eden bir oyunun her korneri aynı şekilde kullanmaya mecbur bırakması saçmalığın önde gideniydi zaten. Artık hangi oyuncu ile korner kullanırken, takımın rakip yarı sahada nasıl konumlanması gerektiğini belirleyebiliyorsunuz. Köşe noktasında paslaşıp, korner direği önünde zaman geçirme direktifi ise hala yok, bunun eksikliği yürek dağlıyor! Bunun dışında taktik ekranı, bireysel antrenman ve teknik ekip sayfalarında kayda değer bir değişiklik yok. Buraya da artık bir an önce oyuncuyu sahada istediğimiz noktaya sürükleyip bırakma şansının gelmesi lazım. Ben bir teknik direktörsem oyuncumu oyunun keyfine göre dizmek zorunda değilim. BİZ MODELLENDİK VE KİRLENDİ DÜNYA Bir de tabii adetten olduğu üzere önceki oyunlarda bulunmayan yenilikler kısmı var. Örneğin artık menajer yaratma ekranında üç boyutlu bir versiyonumuzu yaratabiliyoruz. Maç motorunu üç boyutlu tercih ettiğinizde kenarda görülebilmesi için eklenen bu özellik fazlasıyla gereksiz olmuş. Bir kere karakterler hilkat garibesine benziyor. Kim kendini o şekilde yansıtmak ister ki? İkincisi ise bizce bu özelliğin bir anlamı yok, kozmetik bir yenilikten başka bir şey değil. Daha önemli olan eklenti ise oyunun başında takım yaratma imkanının sunuluyor olması. Yıllardır oyuncular bunu zaten editör yardımıyla yapabiliyorlardı ancak artık oyun bu şansı kendisi sunuyor. Elbette bazı sınırlandırmalar eklemişler, iyi de yapmışlar. Bir takım yaratıp en iyi oyuncularla dolduramıyorsunuz yani. Makul ölçüde, draft sistemine benzer bir düşünce ile takım yaratma şansınız var. Güzel olmuş, biz beğendik. Geçtiğimiz senelerde ortaya çıkarılan yüklerinden arındırılmış mod ise bu sene Football Manager Touch ismiyle yeniden bizlerle. İsminin değişmiş olması, tercih edilen kelime doğrultusunda mobil özelliklere yönelik olduğunu ortaya koyuyor. Kayıt dosyalarınıza sonrasında mobil versiyonda da ulaşabildiğiniz düşünülürse güzel bir tercih olduğunu söylemek yanlış olmaz. BİLDİĞİMİZ FM, OYNANABİLİR ŞEKİLDE Merak ediyorsanız söyleyelim; o ne olduğu belirsiz soru cevap kısımları hala duruyor. Medyanın sorduğu sorular da, sizin verebileceğiniz cevaplar dadeğişmemiş üstelik. Tamam birkaç yeni soru var ama çoğu aynı yahu! Firmadan bir kişi bile çıkıp; “Ya biz bu insanları her maç öncesi ve sonrası aynı soruları cevaplamaya zorlayarak yanlış mı yapıyoruz acaba?” demiyor ya biz ona şaşıyoruz. Ancak bu kusurlara alıştık. Önemli olan oyunu ne kadar rahat oynayabildiğimiz. Football Manager 2016 bu noktada hiç de fena değil. Ancak bazı şeylerin kökten değişme vakti geldi de geçiyor. DETAYLAR Takım direktifleri bu sene sadece yazılı içerikten kurtarılıp, şemalarla da desteklenmiş. Hangi seçeneği tercih ettiğinizde nasıl etki edeceğini net bir şekilde görebiliyorsunuz. Teknik direktör yaratma ekranı kabaca böyle bir şey. Diyelim ki siz şu karakteri içinize sindirdiniz, hangi oyuncu kenarda palyaço varken oyuna konsantre olabilir ki? Bildiğiniz üzere geçtiğimiz yıllarda sadece tek bir korner taktiği uygulayabiliyorduk. Bu sene farklı senaryolar için farklı seçenekleri aynı anda kullanabiliyorsunuz. Football Manager serisinin üç boyutlu maç motoru bir türlü kıvama gelemedi. Ancak bu sene hiç olmazsa bir nebze kabul edilebilir durumda. En azından fazla saçmalamıyorlar. PUANLAMA