Hazır tarihin en kurak aylarından birini geçiriyorken, biz de bu sene bir farklılık yapalım ve Football Manager’ı iyice demlendikten sonra inceleyelim istedik. Malum kendisini geçen yıl pek bir dövmüştük, bakalım bu sene biraz olsun toparlayabilmiş mi? Kendimize engel olamaz bir şekilde yapmayı sürdürdüğümüz eylemlere “çekirdek çitlemek gibi” deriz. Ancak konu Football Manager olunca, çekirdek çitlemek bile masum bir eylem haline geldi yanında. Çünkü biri altı üstü çekirdek, en fazla cildinizde yağlanma yapar, o kadar. Lakin Football Manager öyle mi? Özellikle son yıllarda onun yüzünden saçımızı başımızı yolar hale gelmedik mi? Bir yandan kendimizi durdurmak isterken, bir yandan hüngür hüngür ağlayarak elimiz “devam et” butonuna gitmedi mi istemsizce? “Bir bakayım bu sene nasıl olmuş?” düşüncesiyle başına oturup, 400 saati devirirken bulmadık mı kendimizi? Ruhen, bedenen ve mental olarak bizi bu kadar yıpratan bir oyundan neden bir türlü kurtulamıyoruz öyleyse? İtiraf edelim, bu sorunun cevabı bizde yok. Geçtiğimiz yıl oyun hakkında söylemediğimiz şey kalmadı, yerden yere vurduk ama yeni oyun çıktığı gibi yangından mal kaçırırcasına gidip satın alan ve oynamaya başlayan da yine biz olduk. Resmen bağımlılık meret… ANLAMLI YENİLİKLER Her yıl Football Manager’ın devrimsel yeniliklerle geldiği masallarını dinleyip, bunların hiçbirinin gerçeğe dönüşmediğini görerek hüzünleniyorduk. Bu yıl ilginç bir şekilde, Football Manager gerçekten de bünyesine anlamlı, faydalı ve oyun deneyimini değiştiren yenilikler eklemeyi başarmış. Bunlardan ilk dikkat çekeni, oyuncu grubu içine getirilen hiyerarşi sistemi olmuş. Malumunuz, seri içinde oyuncularımızın moralini gösteren ve yeşilden kırmızıya seyreden bir ikon sistemi mevcut. Sezon boyunca oyuncularımız bilimum sebeple çok yüksek veya oldukça düşük moral seviyelerine sahip olabiliyor. Her ne kadar genel gidişattan oyuncuların moral düzeylerinin sebebini çıkarmak mümkün olsa da, bazı durumlarda bireysel moral değişikliklerini anlayabilmek güç olabiliyordu. Bir bakıyorsunuz art arda gelen galibiyetler sebebiyle tüm takım yeşil yeşil parlarken, tek bir oyuncu köşede mızmızlanıyor. Hayır bir de en ufak konudan dolayı moralleri bozulabildiği için bu arkadaşların, hangi tavuğuna kışt dedik anlamak da kolay olmuyor. Yedek kalırlar küserler, antrenman ağır gelir ağlarlar, şampiyon olacağız dersin aman efendim bunlar hiç de realistik olmayan hedefler derler isyan çıkartırlar… Yeni eklenen sistem sayesinde, hangi oyuncunuzun ne sebeple moralinin bozulduğunu çok daha rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Hiyerarşi ise bambaşka bir dünya. Hatırlayanlar olacaktır; bir dönem Galatasaray’da Romen, Beşiktaş’ta Portekizli, Fenerbahçe’de ise Brezilyalı çeteleşmeleri baş göstermişti. Söz konusu hiyerarşi biraz bu konuya odaklanıyor. Takım içinde bazı grup liderleri ve sözü geçen oyuncular bulunuyor. Diğer tarafta da aynı milliyetten olan veya aynı zaman dilimleri boyunca takımda yer alan oyunculardan gruplaşmalar oluşuyor. Bildiğiniz devrecilik yani. SOYUNMA ODASI ÇETELERİ Peki bunun oyuna etkisi nasıl oluyor? Diyelim takımınızda 2 adet lider bulunuyor. Bu isimler soyunma odasında sözü geçen, birilerinin sesi çıkınca höt diyen kişiler. Ancak diyelim biri oldukça yaşlı ve sizin oyun planınıza hiç uygun bir isim değil. Hala biraz para ederken oyuncuyu satmak ve nakit akışı sağlamak istiyorsunuz. O zaman vay halinize… O oyuncuyu daha satmaya niyetlendiğiniz an diğer grup lideri anında celallenip; “Oooo dağdan gelip bağdakini kovmalar falan, hayırdır?” diyerek çıkışıyor. Sattığınızda ise kadronuzdaki pek çok ismin morallerinin anında dibe vurduğunu görüyorsunuz. Ha keza İspanyol bir oyuncunuzu göndermek istediğinizde kadronuzdaki diğer İspanyolların morallerinin bozulduğunu görmeniz oldukça olası. Kısacası; artık oyuncularınızı gönderirken veya oynama sürelerini belirlerken çok daha dikkatli olmanız gerekiyor. Bakıldığında iş zorlaştıran bir sistem gibi görünmekle birlikte, gerçeğe daha yakın bir yaklaşım olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor. SAKATA GELMEK YOK! Gelelim bir diğer kritik yeniliğe. Yine malumunuz; Football Manager’da bir kariyere başlıyorsanız, aynı anda 5 oyuncunuzun bir yerleri kırılmasın diye adaklar adamanız gerekir öncelikle. Ki siz ne yaparsanız yapın o oyuncular sakatlanır, hobi olarak muhtemelen. Elbette bu sakatlıkların arka tarafta işleyen bazı sebepleri bulunuyor. Ağır antrenman temposu, maçlarda topa kaymaya yönelik oyun anlayışını genel olarak tercih etmek ve agresif futbol mantalitesi gibi etmenler sakatlık riskini artıran unsurlar arasında. Ancak hiçbir zaman bu sıkıntının üzerinde kontrol imkanımız bulunmuyordu. Bu yıl oyuna eklenen “Spor Bilimcisi” rolü sayesinde, artık menünüzde bir de Sağlık Merkezi sekmesi açılmış durumda. Bu merkez üzerinden, hangi oyuncularınızın o an itibarıyla daha fazla sakatlık riskine sahip olduğunu ve üzerlerinde ne kadar ağırlık bulunduğunu net bir şekilde görebiliyorsunuz. Özellikle sürekli olarak benzer noktalardan sakatlanan oyuncularınızın mevcut durumunu kontrol etmek ve planlı bir şekilde kadroda yer almalarını sağlamak için bu merkez çok işinize yarıyor. Ha, başımıza musallat sakatlık kabusundan tamamen kurtulmamızı sağlıyor mu? Elbette hayır. Ancak en azından artık bir nebze de olsun durumu kontrol altında tutabilmemiz sağlanmış. YİNE AYNI TERANE Detaylardan kafamızı kaldırıp büyük resme baktığımızda ise, oyun genel anlamda aynı tas aynı hamam aslında. Maç motoru hala saçmalıyor, röportajlarda hala 5 yıl öncesinin cevapları önümüze sunuluyor ve özel hayatın oyuna etkisi hala sıfır. Bizim en büyük derdimiz olan Football Manager’ın hiçbir şekilde simülasyon olmaması sendromu bu oyunda da devam ediyor. Ne zaman ki birkaç sezon içinde 3. Lig takımını alıp, Şampiyonlar Ligi’nde şov yapar hale getiremeyiz, o zaman Football Manager bizim için biraz daha anlamlı bir hale gelir. Bu haliyle taraftarların, takımları için hayal ettikleri başarıları kendilerinin elde etmesini sağlayan bir lamba cininden fazlası değil ne yazık ki. Büyük oranda başarılı olamasalar da, en azından bir şeyleri doğru hissettirmek adına çabaladıklarını inkar edemeyiz. Örneğin sürekli olarak değişen ve gelişen oyun sistemlerinin karşılığı olarak, oyuncularınıza artık daha fazla görev tanımı verebiliyorsunuz. Çünkü artık orta sahada yalnızca top kapmaya çalışan veya pas dağıtan oyuncular bulunmuyor. Sorumlu oldukları alan büyüklükleri dahi değişkenlik gösteren oyuncu tipleri mevcut. Güncel sürümde, günümüz anlayışına yakın rol tiplerini görmek hoş olmuş. YENİ BİR BAŞLANGIÇ OLSUN Ne kadar eleştirirsek eleştirelim, biz de ve muhtemelen siz de bu oyunu oynamaya devam edeceksiniz. Çünkü her ne kadar aksini arzu ediyor olsak da, hayallerimizdeki başarıları elde edebilmemizi sağlaması hala güzel bir duygu yaşatıyor bizlere. Football Manager 2017 cidden kötü bir oyundu, serinin en kötüsüydü belki de. Football Manager 2018 sorunları tamamen ortadan kaldırmasa da, daha az probleme sahip ve daha akılcı yenilikler barındıran bir oyun olmuş. Kim bilir, belki de birkaç sene içerisinde eski günlerini aratmayan bir noktaya yeniden ulaşabilir seri… DETAYLAR 3 boyutlu maç motoru her yıl olduğu gibi bu yıl da küçük çaplı geliştirmelere sahip elbette ancak saçma sapan eylemlerde bir değişiklik var mı derseniz, beklentilerinizi düşürün deriz. Oyuna eklenen belki de en önemli özellik sağlık merkezi olmuş. Bu merkez sayesinde hangi oyuncularınızın sakatlık riski altında olduğunu görebiliyor ve daha planlı olabiliyorsunuz. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi artık FM’de de takım içi gruplaşmalar bulunuyor. Hiyerarşinin üst kısmında yer alan oyunculara karşı aksiyon alırken 2 kez düşünün. Futbolun değişen yapısı gereği oyuna da yeni oyuncu rolleri ekleniyor sürekli olarak. Özellikle orta sahada çok daha anlamlı ve elinizi güçlendiren oyuncu rolleri var artık. PUANLAMA [lpg]