Her geçen gün daha dönüştürülebilir olan otomobil parçaları, Ford ve McDonald’s ortaklığıyla birlikte kahve kokusundan da nasibini alacak.
Dünya kaynaklarının hızla tükendiği, Türkiye’nin gelecek için sussuzlukla karşı karşıya kalma ihtimallerinin konuşulduğu şu günlerin en öneli kelimesi belki de “sürdürülebilirlik“. Bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek adına “zararın neresinden dönsek kârdır” diyerek daha bilinçli bir tüketim felsefesini benimsememiz gerekiyor. Bireysel çabaların dahi büyük farklar yaratabileceği bu konuyla ilgili küresel üreticilerin atacağı adımlar da paha biçilemez derece önemli. Sürdürülebilirlik adına yüzümüzde tebessüm yaratan bir proje ile karşımıza çıkan Ford ve McDonald’s, içecek atıklarının birer otomobil parçası olarak geri dönüştürülebilmesi adına ortaklığa gidiyor. Bu sebepten, önümüzdeki yıllarda kullanıcılarla buluşacak Ford modellerinde “kahve kokusunu” duyarsak şaşırmamakta yarar var.
Geçtiğimiz yıllarda da bambu ve köpük gibi geri dönüştürülebilir malzemeleri işleyerek sürdürülebilirliğe destek veren Ford‘un buradki kahve adımı da en az diğerleri kadar önemli. Endüstriyel olarak bakıldığında dünya genelinde devasa bir hacme sahip olan kahve sektörünün bu ortaklık doğrultusunda benzer projelere zemin hazırlayabilmesi de ihtimaller arasında. McDonald’s’ın burada tedarik edeceği atık ise kahvenin işleme süreci sırasında ortaya çıkan malzemelerden oluşacak. Otomobil devinin buradan elde edeceği malzemeyi değerlendireceği plastik parçaların materyal gereği sınıfından daha hafif yapıda oluşu da dikkat çekiyor. İlk olarak araçların ışıklandırma bölümlerinde kullanılacak olan kahve atığı temelli parçaların ileriki süreçte kaputun altında motora eşlik etmesi planlanıyor. Biz de bu projenin kendinden sonra geleceklere ilham olmasını diliyor, kahve kokusunun otomobile dokunmasını merakla bekliyoruz.