Patent görselleri ortaya çıkan sistem, düşük hacim yüksek performans sunan turbo motorların tutumluluk karakterini bir adım ileriye götürerek çok daha yüksek performans değerlerinin elde edilmesinde başrol oynayabilir.
Zehirli gaz salınım değerleri üzerinde ciddi bir Ar-Ge süreci yürüten otomobil üreticileri, git gide sıkılaşan kurallara uyum sağlamak adına stratejilerini buraya odaklamış durumda. Dizel motorlarla ilgili yasaklama adımlarının atıldığı günümüzde, benzinli motorlar üzerine yoğunlaşan bu süreçte düşük hacimli motorlar önemli bir rol üstleniyor. Ford cephesinden EcoBoost ile gelen bu düşük hacim yüksek güç teknolojisine sahip motorlar, patent görselleri ortaya çıkan yeni bir su enjeksiyon sistemiyle daha güçlü, daha uzun ömürlü ve daha çevreci bir yapıya bürünebilir. Motor teknolojilerini baz aldığımızda çok yeni bir sistem olmayan su enjeksiyon sistemlerinin geçmişine baktığımızda örneklerin İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanılan savaş uçaklarında kullanıldığını görebiliriz. Savaş sonrasında Saab ve 1897 yılında kurulan Amerika merkezli Oldsmobile tarafından otomobillerde kullanılan su enjeksiyon sistemleri, 80’li yıllarda ralli araçlarında varlığını sürdürmüştü. Son örneklerinden birisi 2015 yılına BMW BMW M4 GTS‘te karşımıza çıkan bu sistem, su ve yanıcı madde karışımı emme manifolduyla motordaki ekosisteme dahil ediliyor ve motorda yüksek sıcaklık sonucu oluşabilecek hasarları da önlüyordu. Ford’un patent görselleriyle ortaya çıkan sistemindeyse geleneksel yapıdan ayrılan önemli noktalar var.