Forza ismi yarış oyunları türünde fazlasıyla ön plana çıkmış durumda. Belli bir kaliteyi yakalayan seri, hiçbir şekilde bunun altına inmiyor. Ancak asıl problem yakaladığı seviyenin ne kadar üstüne çıkabildiği. Çünkü geldiğimiz noktada Forza, ileriye doğru adım atmakta zorlanıyor gibi görünüyor Benzer oyunların incelemelerinde daha önce de bahsetmiştik. Yarış türü bir tıkanmanın içine girmiş durumda. Yapılan her şey ve içerikteki her unsur o kadar çok kez tekrarlandı ki, yapımcılar yeni şeylerle oyuncunun karşısına çıkamaz hale gelmeye başladı. Arcade türü bu durumdan daha az etkileniyor çünkü orada sınırları daha rahat zorlayabiliyorsunuz. Polis kovalamacası ekleyerek, rakibe zarar verme üzerine odaklanarak veya tüm yarışları bir televizyon programı konseptine indirgeyerek olayı kotarabiliyorsunuz. Ancak simülasyon türü için bu durum geçerli değil. Hangi platforma çıkıyor olursa olsun, her yarış simülasyonu birbirini andırıyor. Geçen zamanla birlikte oyuna eklenebilen ögeler, yeni otomobiller ve yeni görsel efektlerle sınırlı kalıyor. Yarışılan yerler, yol tutuşları, yarış türleri; kısacası her şey aynı. Gran Turismo, Driveclub, Project CARS veya Forza Motorsport olması fark etmiyor, hepsi birbirinin aynısı olmuş durumda. NEREYE BAKSAM AYNI YÜZ Forza serisi de bu durumun farkında olduğundan ismini iki türe ayrıştırma kararı almıştı. Forza Motorsport ile simülasyon türüne devam ederken, Forza Horizon ile arcade türünde ilerlediler. Geldiğimiz noktada Forza Horizon çok daha başarılı ve özgün içeriği ile dikkat çekiyor. Motorsport 6 ise, beşinci oyuna ve piyasadaki diğer simülasyon oyunlarına göre çok fark yaratamadığı için oyuncuyu heyecanlandırmayı başaramıyor. Elbette beşinci oyundan daha iyi bir oyun var karşımızda. Oyuncunun yapabileceklerini oldukça kısıtlayan bir oyundan daha iyisini yapmak çok zor bir iş değil sonuçta. Forza Motorsport 6, önceki iki oyunun tüm içeriğini alıp, üzerine piyasadaki diğer örneklerden de materyaller ekleyerek zengin görünen bir menüyle hazırlanmış. Ancak bu menü sadece görünüşte zenginlik barındırıyor. Çünkü kullanılan hemen her element eski, modası geçmiş ve artık bir anlam ifade etmeyen yapıda. En basitinden kariyer modunu ele alalım. Project CARS bu noktada nasıl farklı bir yönelim gösterilebileceğini çok iyi yansıtmıştı. En baştan tüm içeriği açık tutarak oyuncunun sadece yarışlara odaklanması sağlayıp harika bir iş çıkarmışlardı. Forza Motorsport 6 ise en az elli kez gördüğümüz sırayla yarışları kazan, başarılı ol, yeni araçları aç ve onlarla bir sonraki yarışı kazan mantığını uyguluyor. İşçiliğiniz ne kadar harika olursa olsun, eğer uzun soluklu bir seri yapıyorsanız kendinizi geliştirmek zorundasınız demektir. FIFA, PES, NBA 2K boşuna mı sürekli olarak sunum ve yapısal anlamda yenilikler kovalıyor, tutmuş olan bölümlerini güncelliyor? İşte yarış oyunlarının tıkandığı yer tam da burası. Aslında yeni şeyler yapmak istiyorlar ancak içeriğin kendisi buna izin vermiyor. PROFİL FOTOĞRAFIN BÖYLE DEĞİLDİ AMA? Eğer diyorsanız ki yenilik ne alaka, bu oyun gerçekçiliği ile ön plana çıkmaya çalışıyor, orada da iki çift lafımız var. Birincisi; bu ay FIFA incelemesinde de belirttiğimiz gibi, ne kadar gerçekçi olursan o kadar sıkıcı oluyorsun. Hayatın kendisi çok eğlenceliymiş gibi bu gerçekliğe takılan kafayı anlamak pek mümkün değil doğrusu. İkincisi ise; Forza Motorsport’un gerçekçiliğinin reklam gerçekliği olması. Bu ne demek? Şu demek. Bildiğimiz üzere bir fast food restoranına gittiğimizde önümüze gelen burger ağzı yüzü yamulmuş, içi dışına çıkmış bir haldedir. Ancak aynı burger, reklamlarda öylesine dolgun, öylesine güzel görünür ki ne olduğunu bilmenize rağmen gidip yemek istersiniz. İşte Forza Motorsport gerçekliği bu şekilde manipüle ediyor. Araçlar gerçekte olduğundan çok daha güzel görünüyor, ışıl ışıl parlıyor, kusursuz hareket ediyor. “Aman markamı kötü gösterme” diyerek araçlara kaza modellemesi eklettirmeyen firmalar, bu oyunların bir reklam unsuru olduğunun farkında olduklarından ellerinden geldiğince gerçekliği dejenere ediyor. FORZA’NIN EN İYİ YAPTIĞI İŞ Oyun elde avuçta kalan kısıtlı geliştirme imkanını ise son derece iyi kotarıyor. Her yeni oyunda daha iyi görünmek bir kural haline geldiğinden, bu noktada Forza çuvallamayacağını bildiğimiz serilerden birisi. Oyun tam anlamıyla enfes görünüyor. Arka plan detayları, araçların (dejenere) modellemeleri ve çevresel elementler, olabilecek en güzel şekilde tasarlanmış. Özellikle yağmur efekti göreni kendisine aşık edebilir. Piyasada bu görselliğin daha iyisi var mı? Evet var. Ancak 60 fps görüntü kare oranı hiç düşmeden, bunu stabil bir şekilde sunabilen başka bir oyun yok. En kalabalık, en aksiyonlu, en yoğun anlarda dahi hiçbir performans dalgalanması yaşanmıyor. Keza sürüş mekanikleri için de şikayette bulunmak yersiz olacaktır. Evet, burada da daha iyisini görmüşlüğümüz var ancak oyun burayı becerememiş diyebileceğimiz bir yer yok. Sadece usta yarış izleyicileri, gördüklerinin gerçekliğin bir tık üzerinde olduğunu düşünecektir. EFTEN PÜFTEN YENİLİKLER Yapımcılar bakmış ki yarışın kendisinde bir yeniliğe gidilemiyor, “içerikte bir şeyler oluşturmaya çalışalım bari” demiş. Bunun için de modları yaratmışlar. Modlar, üç farklı kategoriye ayrılmış yarış etkenleri olarak değerlendirilebilir. Durumu daha zorlayıcı hale getirmek isteyen oyuncular, “Dare” modlarını kullanabilir. Bu modlar sizi yarışta zor duruma sokarak kazanma şansınızı azaltıyor. Yarışa en arkada başlamak veya aracın gücünü yüzde 8 düşürmek gibi etkileri var. Bu modları kullanırsanız hem yarışlar daha keyifli hale geliyor, hem de yarış sonunda daha büyük ödüller kazanıyorsunuz. Tam tersi olarak aracınıza pozitif katkı sağlayan modlar da bulunuyor. Ödüller demişken, Motorsport 6 burada da Horizon 2’den ilham alıyor. Her seviye atladığınızda bir çark çevirerek rastgele ödüllerin sahibi oluyorsunuz. Bol bol para, araç ve mod bu şekilde kazanılabiliyor. Yapımcı Turn 10 Studios’un iyi niyetini anlıyor ve yenilik gayretini görmezden gelmiyoruz. Ancak ne çark çevirmek, ne de modlarla yarışlara müdahale etmek Forza Motorsport 6’yı yarış simülasyonlarında yeni bir nefes olarak nitelendirmemize yeterli oluyor. SİMÜLASYON İŞİNİ ASKIYA MI ALSAK ACABA? Simülasyon türünün kemikleşmiş bir oyuncu kitlesi vardır ve bu kitle biz ne dersek diyelim bu oyunları satın alacaktır. Forza Motorsport 6 da oynamaya değmeyecek bir oyun değil zaten. Sadece bu içerik artık bizlere yetersiz ve sıkıcı geliyor. İçimizden bir ses, simülasyon türü yarışların daha uzun süre bu sıkıntıyı yaşayacağını söylüyor. Heyecan ve adrenalin isteyenler, arcade türüne odaklanarak çok daha mutlu olabilir. DETAYLAR Aslında bakarsanız oyunun tüm eksilerini ve sıkıcılığını sadece şu ekran görüntüsüne bakarak bile unutabiliriz. Forza serisi görsel anlamda bizi mutlu etmeyi daima başarıyor. Her seviye atladığınızda bir çark çevirerek birbirinden farklı ödüller kazanıyorsunuz. Ulaşmak için deli gibi uğraştığınız bir araç bir anda sizin olabiliyor bu sayede. Bu yağmur efektini yarış oyunları için kim hazırlıyor bilmiyoruz ama hepsinde harika görünüyor yahu. Üstelik görselliğinin yanında yarışa olan etkileri de iyi yansıtılmış. Yağmurda olduğu gibi gece oynamak da ayrı bir keyifli. Ancak nedendir bilinmez, hem gece hem de yağmurlu bir havada yarışamıyorsunuz. Oyun bizi şımartmak istemiyor galiba. PUANLAMA