Hayranlık uyandıran yenilikleri ve nostaljik tasarımıyla yeni X-Pro2, fotoğrafa hiç merakı olmayanları bile cezbedebilecek güzellikte, çok fonksiyonel bir makine. Hasret bitti ve nihayet Fujifilm efsanevi rangefinder tarzı makinesi X-Pro’yu yeniledi. Tasarımıyla neredeyse önceki modelin bire bir aynısı olan X-Pro2, sahip olduğu teknolojiler ve getirdiği yeniliklerle Fujifilm’in en gelişmiş ve en iddialı makinesi olmayı başardı. Evet, makine belki görünüm olarak büyük değişiklikler vadetmiyor ama ince detaylarla farklılaştığını söylemek mümkün. ANALOG RUHU İlk ve en önemli fark, tamamen magnezyumdan üretilen gövdesinin suya, toza ve zorlu koşullara karşı dayanıklı oluşu. Bu sayede WR özellikli lenslerle birlikte yağmur altında, sahilde ya da -10 derecede bile sorunsuz çekimler yapabiliyorsunuz. Artık çektiğiniz fotoğrafların başına bir şey gelir mi diye de endişelenmeniz gerekmiyor çünkü X-Pro2’de iki adet SD kart yuvası var. Bu yuvalara yerleştirdiğiniz kartları, biri dolunca diğerine geçecek şekilde, tamamen yedekleme amaçlı ya da birine RAW birine JPG kaydedecek şekilde programlayabiliyorsunuz. Özellikle profesyonel kullanıcılar için önemli olduğunu belirtmekte yarar var. X-Pro2’yle gelen bir diğer yenilik ise netleme kolu. Ekranın hemen sağ üstündeki, dört yöne hareket edebilen bu minik kol, sayısı artan otomatik odaklama noktaları arasında hızlı geçiş sağlıyor. Üzerine bastığınızda ise tek seferde odak noktasını ortaya taşıyor. son derece işlevsel. Tasarıma ilişkin en önemli değişiklik ise ISO tekerinde kendini gösteriyor. Fujifilm, biraz nostalji yaparak eski nesil filmli makinelerinde gördüğümüz ISO/Enstantane tekerini, X-Pro2’ye taşımış. Enstantane ayarı yapmak için tekerin kendisini, ISO ayarı içinse bu tekeri çevreleyen halkayı kullanıyorsunuz. Burada işler biraz karışıyor. Şöyle ki, ISO’yu ayarlarken söz konusu halkayı yukarı kaldırıp öyle döndürmeniz gerekiyor. İki parmak gerektiren bu işlemi gözünüzü vizörden ayırmadan yapabiliyorsunuz ancak herkesin kullanışlı bulacağı bir tasarım olduğunu söylemek zor. EN GELİŞMİŞ OPTİK VİZÖR Fujifilm’in çoklu hibrit vizör olarak tanımladığı yeni vizör sistemi, benzersiz bir deneyim sunuyor. Optik ve elektronik vizörü bir araya getiren sistemde tüm kontrolü makinenin ön yüzündeki tek bir kolla yapıyorsunuz. 2,36 milyon noktalı elektronik vizör, 85 fps tarama hızıyla en hareketli görüntülerde bile takılmaya, gecikmeye neden olmuyor. Optik vizör ise daha da geliştirilmiş. Tüm çekim ayarlarını görebildiğiniz optik vizörde dilerseniz sağ alt köşede küçük bir elektronik vizör de görüntüleyebiliyorsunuz. Bu küçük elektronik vizör, odaklama yapmak istediğiniz alanı yakınlaştırarak pozlama, beyaz ayarı ve netlik gibi tüm kontrolleri daha doğru yapmanızı sağlıyor. Vizörün bir başka yeteneği ise makineye taktığınız lense göre farklı yakınlaştırmalar yapabilmesi. Yani geniş açı lens taktığınızda başka; tele lens taktığınızda başka bir görüş açısı veriyor ki bu özellik bir optik vizör için inanılmaz kullanışlı. Fujifilm, lens ve optik vizörün bakış açılarının farklılığından kaynaklanan çerçeve ve odak sorunu da dijital bir çözüm getirmiş. Deklanşöre yarım bastığınızda, vizörde gördüğünüz alanın içinde ek bir çerçeve ve odak noktası beliriyor. Makine, bu yolla çekeceğiniz fotoğrafın nereye odaklanacağını ve neleri kapsayacağını göstermiş oluyor. Bugüne kadar yalnızca elektronik vizör kullanmışsanız bu tarz bir optik vizöre alışmanız biraz zaman alabilir ama alıştıktan sonra vazgeçmek istemeyeceğiniz garanti. YENİ SENSÖR, YENİ İŞLEMCİ Uzun süredir aynasız makinelerinde aynı sensörü kullanan Fuijifilm, X-Pro2’yle birlikte 24,3 megapiksellik X-Trans CMOS III’e geçiş yaptı. Daha fazla piksel getirmesinin yanında yeni sensör çok daha yüksek bir ISO performansı, daha canlı renkler ve çok daha hızlı bir otomatik odaklama sunuyor. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki otomatik odaklama seviye atlamış. Elle seçilebilen otomatik odaklama noktalarının sayısı 273’e çıkmış. Noktaların yüzde 40’ı sensörün ortasında yoğunlaşan ve hem çok daha hızlı hem de çok daha tutarlı odaklama yapmayı sağlayan faz algılamalı noktalardan oluşuyor. Bu da doğrudan odaklama hızına yansıyor. Evet, X-T10 ve gelen yazılım güncellemesiyle X-T1 de hem hızlı hem de oldukça tutarlı bir odaklamaya kavuşmuştu ancak X-Pro2’de durum gerçekten çok başka. Makine, karışık sahnelerde bile odaklayacağı nesneyi anında algılayıp odaklama yapıyor. Takip modunda ise yüksek bir hassasiyetle nesneleri takip ediyor. Hareketli nesneleri yakalamak diğer modellerde ciddi bir sorunken X-Pro2’de bu sorun tarih olmuş. Yeni sensör, ISO performansına da ciddi etki yapmış. BİRÇOK ÜST SEVİYE DSLR'IN BİLE FELAKET KARELER VERDİĞİ 12.800 ISO DEĞERİNDE DAHİ ŞAŞIRTICI TEMİZLİKTE SONUÇLAR ELDE EDEBİLİYORSUNUZ. Buna ek olarak Fujifilm eski sensöründe pek çok kullanıcının şikayetçi olduğu, yüksek ISO’larda karşılaşılan insan cildindeki renk ve doku kaybının da önüne geçmeyi başarmış. Artık ISO ne kadar yüksek olursa olsun öyle soluk, cansız portreler yok. Sensöre ek olarak X-Pro2’nin işlemcisi de yeni. X Processor Pro adını taşıyan bu işlemci, açılıştan seri çekim hızına, RAW işlemeden otomatik odaklamaya kadar her alanda makineye güç katıyor. İşlemcinin performansı, güç modlarıyla artırılıp azaltılabiliyor. Makine daha piyasa çıkmadan bir efsane haline gelen siyah beyaz ACROS film kipinden de bahsetmeden geçmeyelim. Fujifilm’in farklı renk ve ton ayarları kullanmanızı sağlayan ön yüklü kiplerinin en yenisi olan ve daha önceki hiçbir makinede bulunmayan ACROS, derin siyahlar ve verdiği detaylarla sizi renkli fotoğraf çekmekten ve RAW’larla uğraşmaktan vazgeçirebilecek kadar kaliteli sonuçlar veriyor. Özellikle sokak ve portre fotoğrafçılığıyla ilgileniyorsanız, ACROS kipinde birkaç fotoğraf çektikten sonra bu özelliğin hayranı olabilirsiniz. Hele bir de yeni eklenen “Tane Etkisi” ayarıyla fotoğraflarınıza biraz kumlanma verdiğinizde, yalnızca filmli bir makineyle alabileceğiniz şahane sonuçlar elde edebiliyorsunuz. YENİLİKLER BİTMİYOR X-Pro2’nin üzerinde konuşulmayı hak eden başka yenilikleri de var elbette. Bunlardan biri ±5 EV basamak olarak ayarlanabilen yeni poz telafisi. Normalda ±3 EV basamakla sınırlı olan tekeri C moduna getirdiğinizde önde yer alan ikinci teker yardımıyla pozlamayı ±5 EV olarak ayarlayabiliyorsunuz. Mekanik olarak 1/8000 hızını destekleyen deklanşör, dijitalde 1/32.000’e kadar çıkabiliyor. Ve Fujifilm Shutter ömrünü 150 bin adet olarak veriyor. Makinenin flaş senkron hızı 1/250. X-Pro2, video anlamında da Fuji’nin şimdiye kadarki en iyi makinesi. Pek fazla otomatik odaklama sorunu yaşamadan, saniyede 60 kare hızında Full HD videolar çekebiliyorsunuz ancak kısıtlı özellikleriyle, rakip DSLR’larla bu alanda yarışması biraz zor. Profesyonel kullanıcıların daha hassas işlemeler yapabilmesine izin veren sıkıştırılmamış RAW çekim de yapabilen X-Pro2’de üç farklı güç yönetim modu bulunuyor. Bu modlar, elektronik vizörün çözünürlüğünün ve tazeleme hızının yanı sıra otomatik odaklama hızını da değiştiriyor. Ve tüm bu değişiklikler pil ömrüne etki ediyor. Eğer yüksek performansı seçer ve çekimlerde yalnızca elektronik vizörü kullanırsanız 210 karede pili bitiriyorsunuz. Evet, yanlış okumadınız, 210 kare. Ekonomi modunda ise kare sayısı 330’a çıkıyor. Her iki durumda da yedek pile ihtiyaç duyacağınız kesin. Fujifilm’in, eski kullanıcılar için alışması biraz zaman isteyen yeni menü arayüzüne sahip makinede, sık kullandığınız 16 işlevi ekleyebileceğiniz kişisel bir menü sekmesi de bulunuyor. Q menüyü de dahil edince toplamda 32 işleve kolayca ulaşabiliyorsunuz. Programlanabilir 6 farklı düğme de kullanımı kolaylaştırıyor. Makinenin 3 inçlik LCD ekranı hareket etmiyor. Bundan hoşnut olmayan kullanıcılar var ama açıkçası bu denli analogdan ilham alan bir makineye hareketli ekran pek yakışmazdı doğrusu. X-Pro2 gerçekten aşık olacağınız, her gittiğiniz yere götürmek isteyeceğiniz türden bir makine ama kesin olan bir şey var ki herkese hitap etmiyor. Bu makineye sahip olmak için fotoğrafa tutkun, makinesini elinden hiç bırakmayan biri olmanız gerek. Sırf yeni özelliklere sahip ve güzel görünümlü diye alınacak bir makine kesinlikle değil. DETAYLAR X-Trans CMOS III 24 megapiksellik yeni sensör Fuji’nin şimdiye kadarki en iyi sensörü Vizör dediğin Optik ve elektronik vizörü buluşturan sistem kusursuz Güçlü işlemci Yeni X Processor Pro, makinenin performanısı uçuruyor Yeni ISO kadranı Alışması biraz zor ama kullanımı kolaylaştırdığı kesin Metal gövde X-Pro2’nin magnezyum alaşımlı gövdesi onu darbelere dayanıklı kılıyor Çift SD kart İki ayrı kart kullanarak fotoğrafları anında yedekleyebiliyorsunuz TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA