Game of Thrones 8. sezon 3. bölüm pek çok soru işaretini beraberinde getiriyordu. Onlardan biri de doğrudan Arya Stark ile alakalı. Ancak bu kısım ne yazık ki kötü senaryo işlenişiyle açıklanıyor.
UYARI!
Devam etmeden önce uyaralım; haberimizin bundan sonraki kısmı Game of Thrones 8. sezon 3. bölüm içeriğine dair spoiler içermektedir. Okuyacağınız gerçekler izleme keyfinizi kaçırabilir.
Game of Thrones 8. sezon 3. bölüm dikkatli izleyiciler ya da ilk 7 sezonu yeni bitirmişler için hazmetmesi hayli zor bir bölümdü. Çünkü en önemli hikaye detaylarından biri hiçbir açıklama yapılmadan çöpe atıldı. Bu detay Melisandre’nin diziye ilk girişiyle başlıyor. Stannis’in yanındaki Işık Tanrısı’nın rahibesi olan Melisandre, “kanayan yıldızın” altında Stannis’in “vadedilmiş prens” olduğunu ilan edip, Kuzey’de ölüler yükseldiğinde ateşlerden Lightbringer‘ı çıkaracak savaşçı olduğunu belirtiyor. Yani kitaptaki ismiyle Azor Ahai. Melisandre’nin ana görevi de zaten Uzun Gece’de “bunu önleyecek kahramana” yol açmak, yardımcı olmak. Karakterimiz ilerleyen bölümlerde bu kişinin Jon olabileceğine inanıyor. 7. sezonda Daenerys’le konuşurken “The Long Night yaklaşıyor, vadedilmiş prens gelip herkesi kurtaracak.” diyor. Bu noktada buradaki “prens” tanımının “prenses” anlamına gelebileceğini de öğreniyoruz. Çünkü High Valyrian dilinde o kelimenin bir cinsiyeti bulunmuyor. Bu da aslında vadedilmiş prensin Daenerys olabileceği algısı yaratıyor. Ancak 8. sezon 3. bölümde tüm bu bilgi çöpe atılıyor ve Melisandre bundan bir saniye dahi bahsetmeden doğrudan 3. sezona geri dönerek Arya ile karşılaşma sahnesini hatırlatıyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Arya “vadedilmiş prenses” olabilir mi?
Öncelikle şunu belirtelim. Bu tarz efsaneleri yorumlarken hatalar olabileceğini Melisandre daha önce de belirtmişti. Ateşte çeşitli imgeler görüp onları yorumlayan karakterimiz bu sebeple Stannis yanılgısı yaşamıştı. Ancak efsaneyi yaratan Melisandre değil. Efsane binlerce yıl önce vardı ve The Long Night yani en uzun geceyi bitirecek kişinin bir savaşçı olduğunu söylüyordu. Peki Arya o savaşçı ve vadedilmiş prenses olabilir mi? Kısa cevap, hayır olamaz.
Melisandre ve Arya’nın 3. sezonda karşılaşması, Arya’nın gelecekte bir suikastçı olacağına yapılan göndermeyi içeriyordu. 3. sezonda yapımcılar kitaba daha bağlı ilerliyor ve hikayeyi de ona göre şekillendiriyordu. Zaten David Benioff ve D.B. Weiss yayınlanan 8. sezon 3. bölüm kamera arkası görüntülerinde bunu yapacak kişinin Arya olması gerektiğine yaklaşık 3 yıl önce karar verdiklerini söylüyor. 7. sezon ve 8. sezon arası neredeyse 2 yıllık bir boşluk olduğu düşünülünce buna aslında 6. sezonda karar verilmiş. Yani tüm bu “vadedilmiş prens” hikayesi işlendikten sonra. Zaten Benioff yaptığı açıklamada “Bekleneni vermekten kaçınmak istedik. Jon Snow her zaman bir kahramandı, kurtarıcıydı. Ancak bu an için bize doğru isim gibi görünmedi” diyor. Yani Arya’nın hikayesi sadece izleyiciyi şaşırtmak için 3. sezona bağlanarak basit bir şekilde döndürülüyor. Bu da 7. sezona kadar işlenen “vadedilmiş prens” yani Azor Ahai hikayesini tamamen çöpe atmak demek. Zaten Arya’nın Lightbringer’ı kullanmadığını da gördük. Kendisi Bran’ı öldürmek üzere kullanılmak istenen Valyrian çeliği hançerle Night King’i öldürüyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Tam da bu sebeple dizi hoşnutsuzluk yaratıyor. A noktasında B noktasına giderken, elde artık kaynak kalmasa bile hikayenin özü biliniyordu. George R.R. Martin neyin nasıl olması gerektiğini, ana karakterler için yapımcılara anlatmıştı. Ancak onlar uyarlama yaparken dahi izleyiciyi şaşırtmak istedikleri için tüm bu olayı “televizyon anına” dönüştürme pahasına 7 sezondur işlenen detayı yokmuş gibi attılar. Lightbringer ve vadedilmiş prens konusu hiç işlenmeseydi bu bir sorun olmayacaktı. Tıpkı Lady Stoneheart‘ı hiç görmediğimiz için bu yüzden Beric Dondarrion’ın finale kadar ölmemesi gibi. Ancak Melisandre ile en başından işlenen konu 3. bölümde kimse hatırlamasın diye bir cümle dahi geçmedi elbette. Üstelik 3. sezondaki Arya’nın suikastçı yeni kişiliğine yapılan göndermenin hikayenin bu ucuna bağlanmasının akıllıca olduğu düşünülmesi bile bu noktada komik. Ancak gün sonunda Benioff ve Weiss istediğini elde etti. Pek çok izleyici bu detayları zaten hatırlamadığı için şu an bölümün ne kadar etkileyici ve şaşırtıcı bittiğini konuşuyor. Amaca göre değerlendirmek gerekirse dizi yaratıcıları başarılı oldu. Senaryo ise koca bir kara delik barındırıyor. Belki 4. bölüm Bran bir iki cümle konuşur da en azından daha tatmin edici bir bağlantı oluşturur…
İlginizi çekebilir
Game of Thrones 8. sezon 4. bölüm tanıtımı