Geride bıraktığımız 2020'nin en çok konuşulan modellerinden biri olmayı başaran yeni Opel Mokka için macera nihayet bizim sınırlarımıza kadar dayandı. 3 günlük yolculuğumuz ise radikal bazda değişenlerin sadece tasarımda olmadığını net şekilde gösteriyor. "1942 yılında ilk kez Amerika'ya çıkan Kristof Kolomb, bu adımıyla birlikte tarih sahnesindeki yerini aldı." Pek çok kitapta görebileceğimiz bu ve benzeri cümleler aslında maceranın bilinen yüzüdür. Kazara da olsa başarılı olarak nitelendirilen bir sonuca ulaşmak için onun perde arkasında bir birikimin ve azmin olması gerekliliğine şüphe yok. Yükseliş arayışı içerisinde olan otomobil üreticileri için de bu durum fazlasıyla geçerli. Neyse ki onlar için en büyük avantaj tekrar bir Amerika'nın keşfine ihtiyaç duymamaları. Bugün pazarda trendlerine bakıldığında Crossover ve SUV'lerin adeta bir krallığı söz konusu. Bu sınıfta başarı içinse yapılması gereken ufak püf noktaları var. 2020 yılında tanıtımı gerçekleştirilen ikinci nesil Mokka ile Opel bu püf noktaları çok iyi şekilde analiz ettiğinin mesajlarını vermeye başladı. Geçmişteki "ciddi" karakterini daha modern ve çekici bir tasarımla geride bırakan marka, PSA grubunun da desteğiyle bu kez çok daha güçlü bir donanma ile yola çıkmak istiyordu. Mokka da bu meydan okumada öncü olma niteliğini üstlenerek yollara çıkıyor. Eski nesli tamamen unutturacak güçlü mesajlarla bizi selamlayan yeni Opel Mokka, 3 günlük testimiz sürecinde hayal kırıklığı yaratmayacak dinamikleriyle zihinlerimizde yer edindi. ESKİLERE ELVEDA Yeni Mokka'yı anlamadan önce biraz ilk nesilden konuşmak gerekiyor. 100 yılı aşkın süredir otomobil pazarında olan markası için Mokka aslında çok yeni bir otomobil olarak değerlendirilebilir. 2012 yılında ürün gamına eklenen kompakt SUV segmentinin temsilcisi, o dönemki trendleri yine markanın o dönemki karakteri üzerinden yansıtıyordu. General Motors bünyesinde şekillenen ürün gamında Chevrolet ortaklığının da izlerini taşıyan ürün gamı, daha resmi ve Almanya'nın katı disiplinini akıllara getiriyor. Biraz önce bahsettiğimiz pazardaki başarı kriterlerinde böyle bir kimliğe pek de yer yok. Bu noktada analizlerini başarılı şekilde yapan Opel, ilk nesildeki sıkıcılığı yeni Mokka ile birlikte tamamen ortadan kaldırmış durumda. Yeni Opel Mokka, PSA grubunun CMP platformu üzerine geliştiriliyor. Bu sayede bir önceki nesline göre 120 kilograma kadar daha hafif olan model, sürüş deneyiminde beklentileri aşacak oranda çevik. Bu markanın tanıtımda özellikle altını çizdiği daha rijit gövde yapısıyla paralellik gösteriyor. Opel mühendisleri yeni jenerasyonu öncekine göre 125 milimetre daha kısa tasarlamayı tercih etmiş. Toplamda 4.150 milimetre uzunluğunda olan aracın dingil mesafesi de öncekine göre 2 milimetre daha uzun. Genel uzunlukta geriye gidilmesine rağmen akstaki artış arka yolcuların en az birinci nesil Mokka’da olduğu kadar yere sahip olmasına olanak tanımış. Yeni modelde 350 litrelik bagaj hacmi sunan marka bu konuda bizi 6 litrelik bir gerilemeye götürüyor. Bu kağıt üzerinde bir gerileme olarak görülse de, yeni ile eski Mokka arasındaki radikal farkın başarılı şekilde yöneltildiğinin kanıtı. [lpg start=4 end=6] İCAT ÇIKAR: TASARIM Mokka'nın tasarımına iki farklı açıdan yaklaşmayı tercih ettik. Buradaki bakış açılarımız ise hedef kitleye göre de doğrudan şekilleniyor. Gördüğünüz gibi yeni Mokka daha dinamik, sportif ve modern hissettiriyor. Markanın "Vizör" adını verdiği yeni ön ızgara, sokaktan aldığımız "dikkat çekme" geri dönüşlerinin de ışığında sınıfı geçiyor. Donanım seviyelerine göre kaputun gövde renginden farklı olarak siyah gelmesi de Mokka'nın tasarım oyunlarını bir adım daha yukarıya taşıyan parçalar arasında. Arka tarafa doğru alçalan çizgiyle sportif bir Coupe havasını da yansıtan Mokka'da, bu hareketlilik karakterini yansıtacak Yeşil ve Mavi gibi dinamik renk seçeneklerinin sunulması da yerinde bir hamle. Giriş seviyesi pakette 17 inç, üst donanımlarda ise 18 inç olarak gelen jant setleri de gerek ebatları gerekse tasarımlarıyla Mokka'nın bu havasında çok ciddi ve başarılı bir rol üstleniyor. Tasarım madalyonunun diğer kısmında ise şöyle net bir durum var; Mokka artık tam bir crossover gibi görünüyor. Birinci nesil Mokka ailesinde Antara'dan da bildiğimiz bir SUV karakterinin vadedildiğini düşünüyoruz. Bu da bir SUV havasını bu sınıfta yakalamak isteyenler için Mokka'yı listeden çıkartabilecek bir etmen. Lakin Opel'in yeni Mokka için seçtiği bu dille birlikte yüzünü döndüğü kitle analizini de anlayabiliyoruz. [lpg start=7 end=8] Marka tasarımcılarının adeta icat çıkararak oluşturduğu bu yeni dille birlikte Mokka'nın kapıları yepyeni bir kitleye açılıyor. Biz bu karakterin, İtalya'nın tarihi ve dar sokaklarında sorunsuz gezebilecek pratik ebatlarla birlikte üst segmentlerden kullanıcıların bile dikkatini çekme potansiyelini sezdik. Yeni Mokka bir Fiat 500 düşünen kullanıcı için de, bir Mini Cooper düşünen için de radara girebilecek bir otomobil haline gelmiş durumda. Tüm bu yeni çerçevede Opel'in ilk nesil Mokka ile ürün gamına ekleyip 2018'de veda ettiği Adam modelindeki atmosferin akıllarımıza geldiğini belirtmeden de geçmeyelim. [lpg start=9 end=12] KOKPİT, KONSOL VE DAHA FAZLASI Mokka'nın iç yaşam alanı da dışarıda olduğu gibi önceki neslini tamamen unutturacak dinamikler üzerine kurulu. Kapıları açıp koltuklara ilk oturduğunuzda sizi fazlasıyla teknolojik bir konsol karşılıyor. Dijital ekranların entegre olarak konumlandırıldığı bu yapı günümüzde görmek istediğimiz tasarım dilleri arasında. Mokka'nın sürücü tarafındaki hayalet ekranı ilk iki donanım paketinde 7 inçlik ebatla geliyor. Bizim test ettiğimiz Ultimate paketle birlikte ise bu değer 12 inçe yükseliyor. Bu ekran direksiyon üzerindeki kumandalar yerine arka taraftaki sinyal kolu üzenden kontrol ediliyor. Çözünürlüğü, grafikleri ve geçişleri fazlasıyla tatmin edici olan hayalet ekrandaki en büyük eksiklik ise özelleştirilebilirlik. Yazılımda görmek istediğiniz bilgilerin seçimi dışında her şey tek tip bir çerçeve üzerine kurulu. Renk veya kadran seçeneği gibi özelleştirmeleri maalesef göremedik. Araçta sunulan Eco veya Sport gibi sürüş modları arasında da herhangi bir görsel değişimin yansıtılmaması bu devasa ekranda "keşke" dediğimiz tek nokta. Önümüzdeki süreçte yapılacak makyaj operasyonlarında bu konuda da bir geliştirme yapılması, sistemi büyük oranda kusursuz hale getirecek. Konsolun ortasında yine entegre olarak tasarlanan multimedya ise ilk iki donanım paketinde 7 inçlik ebatla geliyor. Ultimate donanım seviyesinde ise bu değer 10 inçe kadar yükseklik göstermekte. Sürücü tarafında söylediğimiz şeylerin paralelini multimedya için de söyleyebiliriz. Görsel ve yazılımsal olarak gayet başarılı olan bu ekrana, tam altında konumlandırılan fiziki tuş kısayolları üzerinden de komut verilebiliyor. Bu bölümde "keşke" dediğimiz tek nokta bizi yeni vites bölümüne götürüyor. Mokka'da PSA grubunun da geçiş yaptığı vites seçici odağında bir orta panel var. Piyano siyahı çerçevesinde gelen bu panelin malzeme kalitesi gayet sorunsuz. Sürüş ve park destek asistanlarının açma-kapama düğmelerini de barındıran panelde, gözlerimiz multimedya sistemi kontrol edebilecek ufak bir joystick aramadı desek yalan olur. Vites olmaması sebebiyle fazlasıyla kullanışlı ve minimal olan bu alana önümüzdeki süreçte böyle bir hamle yapılması da kullanıcı konforu için çok keyifli olabilir. Yeni nesille birlikte malzeme kalitesinde de tasarıma uygun dokunuşlar dikkatimizi çekiyor. Ön bölümde Alcantara kullanılan kapı panelleri ilk aşamada ön planda. Yolcu tarafında konsolda kullanılan damalı kaplama da sportif hissiyatı perçinliyor. Orta konsoldaki piyano siyahı ise her otomobilde olduğu gibi şık olduğu kadar parmak izi ve toz gösterme konusunda muhteşem bir istikrar sergiliyor. Arka tarafta ise sert plastik ağırlıklı kapı kolları segmentin dinamiklerini yansıtırken, orta bölüme yolcular için iki adet USB çıkışının konulması önemli detaylar arasında. Mokka'nın yeni tasarım diliyle birlikte radikal bazda değişen karakteri, iç yaşam alanında ise segment beklentilerinde hiçbir sorun yaratmayan bir deneyim sunuyor. Coupe havasına rağmen baş mesafesi fazlasıyla yeterli olan Mokka'nın diz mesafesi ise boyu 1,85 metre üzerinde olan yolcular için limitleri hissettirmeye başlıyor. Bu bölümde kol dayanamanın en üst pakette bile sunulmadığını özellikle belirtmek gerekiyor. Son olarak bagaj hacmine geldiğimizde bizi 350 litrelik kullanım alanı karşılıyor. Bu değer segmentin en düşük seçenekleri arasında ki Mokka'nın sportiflik karakterinin belki de en büyük götürüsü de bu noktada. Rakiplere baktığımızda Ford Puma'nın 450 litrenin biraz daha üzerinde, Nissan Juke'un 420 litre dolaylarında, yeni Hyundai Bayon'un ise 410 litrenin üzerinde kullanım alanı sunduğunu görüyoruz. Kısacası, alan olarak daha kullanışlı bir B SUV arayışı içerisindeyseniz Mokka bu segmentte ilk tercihlerininizden biri olmayabilir. TEKNOLOJİDE SORU İŞARETİ YOK Satışa sunulduğu ilk andan itibaren üç farklı donanım paketiyle listelere giren Mokka'nın baz paketinde bile beklentileri karşılayan teknolojik destekler var. ESP, çekiş kontrolü, yokuş kalkış destek sistemi, trafik işareti tanıma sistemi, sürücü yorgunluk uyarısı, şerit ihlal uyarısı, şerit koruma özellikli aktif şerit takip sistemi, hız sabitleyici, yağmur sensörü, otomatik uzun far asistanı, anahtarsız giriş ve anahtarsız çalıştırma sistemi ve panoramik geri görüş kamerası gibi desteklerin tamamı giriş seviyesinden itibaren standart olarak sunuluyor. Üst paketlerle birlikte ise listeye adaptif hız sabitleyici, park asistanı ve direksiyona müdahale eden aktif şerit takibi gibi otonom sürüşe yaklaşıldığını hissettiren parçalar ekleniyor. Burada sunulan tüm asistanlar işlevleriniz sorunsuz yerine getiriyor. Uzun yollarda adaptif hız sabitleyici en büyük arkadaşınız olurken, Mokka'nın şehirli kimliğini destekleyen kör nokta uyarısı, sensör ve park asistanları da dar manevralarda en önemli yardımcınız haline geliyor. Kokpitin tavanında konumlandırılan acil durum çağrısı özelliği E-Call'ın ise tüm donanımlarda standart olarak sunulmasını beklerdik. [lpg start=15 end=17] SAĞ "DİREK", SOL "DİREK" İkinci neslin herkes gibi bizde de yarattığı sportiflik hissiyatı gerek dış gerek içteki bileşenlerde başarılı şekilde gördük. Bunun en büyük tamamlayıcısı ise asfalt üzerindeki dinamikler olmak zorunda. Yeni altyapıyla birlikte önceki nesline göre çok daha atletik olma garantisi verileren modelin sürüşü kesinlikle bunu yansıtıyor. Biz Mokka'nın özellikle virajlarda verdiği net tepkilere bayıldık. Akıllarımıza iyi antremanlı bir boksörü getiren bu tepkiler, sağlı sollu direklerle sürüşü beklentileri karşılayan bir seviyeye çıkarttı. Opel'in tasarımda yakaladığı sportifliği sürüşe de yansıtma konusunda başarılı bir iş çıkarttığına şahit olduk. Aracın yüksek hızlardaki yalıtımı da beğenimizi kazandı. [lpg start=18 end=20] Dağ yollarındaki virajlarda gözümüzü kamaştıran keskinliği bir de Mokka'nın şehirli tarafında denemek için rotayı bol trafikli ve bir o kadar da sıkışık sokaklara kırdık. Aracın ebatsal olarak geldiği noktayla birlikte manevra kabiliyeti de, girişte bahsettiğimiz tarihi dar sokaklarda bile kullanıcının işini kolaylaştıracağının mesajını veriyor. Tüm bunlar Mokka'yı sportif olduğu kadar bir sokak avcısı da yapıyor. [lpg start=21 end=22] HER NOKTASIYLA TANIDIK PERFORMANS Mokka karşımıza 1.220 kilogramlık toplam ağırlığı sahip bir model olarak çıktıyor. Bu rakam sınıfındaki rakiplerinin tam ortasında yer alırken, binek segmentte C HB'lere paralellik gösteriyor. Bu rakamlar üzerinden Mokka'nın gerek performans gerekse tüketim değerlerinin kuzeni Peugeot 308 ile benzer oranda olabileceği beklentisiyle yola çıktık. Nitekim sürüşümüzün sonunda bu beklentilerimizin genel bazda doğru olduğunu da gördük. Ara hızlanmalar konusunda EAT8 şanzımanın da başarılı karakteriyle güzel cevaplar veren araçta, 9 saniyenin biraz daha üzerinde 0-100 değerini yakalamak mümkün. İvmelenme konusunda beklentileri karşılayan Mokka'da 100 km/s üzerinde de performanslı sürüşe iştahlı bir motor sizi bekliyor olacak. 200 km/s maksimum sürat değeriyle Almanya'daki fabrikasından çıkan aracın 140-150 km/s aralığındaki seyir performansı da gayet yeterli. Sıcak yaz günlerinin etkisiyle birlikte klimanın da çoğunlukla açık olduğu sürüşümüzde, Mokka'nın yokuş performansını da tatminkar bulduğumuzu söyleyebiliriz. Klimayla birlikte işin biraz da tüketim kısmını konuşmak gerekiyor. Pek çoğunuzun bildiğini gibi turbo beslemeli benzinli motorlar, tüketim konusunda esnek karakter göstermeye fazlasıyla yatkın. Opel, 130 beygir güç ve 230 Nm tork üreten 1,2 litrelik üç silindirli motorla birlikte aracının 4,9 litrelik karma tüketim verisi olduğunu söylüyor. Bu değeri fazlasıyla iddialı olmakla birlikte gerçek dünya koşullarında görmek neredeyse imkansız. Klimanın açık ve yoğun bir trafiğin içerisinde bulunduğu kombinasyonda Mokka'nın şehir içi tüketimi 7 ile 7,5 litre dolaylarında geziyor. Bu kombinasyon yine bol yokuşlu rotalar için de geçerli. Sürüşü otoban odağında lineer dinamikler üzerine kurduğumuzda ise çok daha iktisadi bir kullanımı yakalamak mümkün. Burada 100 kilometrede 1,5 litreyi aşan pozitif farkların oluşabileceğini hissettik. 400 kilometreyi aşan tüm test rotamızın sonunda ise ekran bize 6,7 litrelik karma tüketim değerini gösterdi ki bu da böyle bir model için kabul edilebilir. [haber id="699088"] Opel yeni Mokka ürün gamıyla birlikte "Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi"nde gördüğümüz görsel bir gençleşme dönemine giriyor. Markanın, mendisine yepyeni bir kullanıcı kitlesini de çekecek olan bu hamlesi 2022 yılında da devam edecek. Mokka'nın tamamen elektrikli versiyonunu da önümüzdeki yılın ikinci yarısıyla birlikte Türkiye listelerindeki yerini alacak. Opel Türkiye'nin bu yıl hedeflediği 5 bin adetlik Mokka satışı, elektrikli versiyonun da dahil olacağı 2022'de 10 bin adet seviyesine yükseliyor. Fiyat bazında rakipleriyle benzer seviyelerde gezinen Mokka'nın bu beklentileri karşılama noktasında birkaç eksiği dışında zorlanmaması olasılıklar arasında görünüyor. TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA