Geleceğe dönüş; yeni Opel Mokka incelemesi

28 Haziran 2021 09:00

Geride bıraktığımız 2020’nin en çok konuşulan modellerinden biri olmayı başaran yeni Opel Mokka için macera nihayet bizim sınırlarımıza kadar dayandı. 3 günlük yolculuğumuz ise radikal bazda değişenlerin sadece tasarımda olmadığını net şekilde gösteriyor.

1942 yılında ilk kez Amerika’ya çıkan Kristof Kolomb, bu adımıyla birlikte tarih sahnesindeki yerini aldı.” Pek çok kitapta görebileceğimiz bu ve benzeri cümleler aslında maceranın bilinen yüzüdür. Kazara da olsa başarılı olarak nitelendirilen bir sonuca ulaşmak için onun perde arkasında bir birikimin ve azmin olması gerekliliğine şüphe yok. Yükseliş arayışı içerisinde olan otomobil üreticileri için de bu durum fazlasıyla geçerli. Neyse ki onlar için en büyük avantaj tekrar bir Amerika’nın keşfine ihtiyaç duymamaları.

Bugün pazarda trendlerine bakıldığında Crossover ve SUV’lerin adeta bir krallığı söz konusu. Bu sınıfta başarı içinse yapılması gereken ufak püf noktaları var. 2020 yılında tanıtımı gerçekleştirilen ikinci nesil Mokka ile Opel bu püf noktaları çok iyi şekilde analiz ettiğinin mesajlarını vermeye başladı. Geçmişteki “ciddi” karakterini daha modern ve çekici bir tasarımla geride bırakan marka, PSA grubunun da desteğiyle bu kez çok daha güçlü bir donanma ile yola çıkmak istiyordu. Mokka da bu meydan okumada öncü olma niteliğini üstlenerek yollara çıkıyor. Eski nesli tamamen unutturacak güçlü mesajlarla bizi selamlayan yeni Opel Mokka, 3 günlük testimiz sürecinde hayal kırıklığı yaratmayacak dinamikleriyle zihinlerimizde yer edindi.

Sayfa: 1 2 3 4 5 6 7 8

Paylaş