Sürücüsüz mobilite vizyonunda için önemli bir yer alma potansiyeli bulunan Renault EZ-Pod, markasının bu noktadaki en ufak ismi olacak.
Otonom sürüş teknolojisiyle birlikte otomobillerin sadece dış tasarımları değil kokpitleri de daha robotik bir hal almış şekilde karşımıza çıkıyor. Son dönemlerde tanıtımı gerçekleştirilen konsept modellemelerin neredeyse tamamı, bilim kurgu filmlerinin senaryolarından adeta birer parça. Özellikle işin kokpit kısmında sürücünün tamamen egale edildiği ve, otomobilin kontrolü tamamen kendi üzerinde tuttuğu senaryolar var. Renault EZ-Pod, markasının bu felsefe üzerinden tanıtımını gerçekleştirdiği en ufak üye olarak bugün karşımızda duruyor. Beşinci seviye sürüş yeteneği üzerinden ful otonom niteliği barından bu sempatik üye, özellike şehir içi özel ulaşım için iştah kabartıcı olabilir.
Renault cephesi bu projeyi kısa mesafe odaklı her türlü ulaşım ihtiyacını karşılamak adına geliştirdiğinin vurgusunu gerçekleştiriyor. Bu noktada biraz daha olaya geniş bakan mühendisler sadece insan taşımacılığının da ilerisini düşünmüş durumda. EZ-Pod kullanışlı yapısı sayesinde, daha önce farklı oluşumlardan da gördüğümüz gibi bir kargo veya özel bir teslimat aracına dönüştürülebilecek. Twizy’de kullanılan mimari üzerine geliştirilen proje, kısa olması sayesinde park sorunununu elemine ederken yüksekliği sayesinde de daha yetenekli hale geliyor. Geri dönüştürülebilir malzemelerden üretilmesi beklenen aracın kokpit bölümünde iki adet ekran konumlandırılması söz konusu. Bu ekranlar üzerinden içerideki bazı fonksiyonlar kontrol edilip, yolculukla ilgili bilgiler alınabilecek. Dış bölümde ise otonom sürüşün zorunluğu olarak lidar, radar, kamera ve GPS gibi donanımların konumlandırıldığını görüyoruz. Şimdilik elektrik menzili ve diğer teknik detayları paylaşılmayan aracı önümüzdeki süreçte düzenlenecek fuarlarda görmeyi bekliyoruz.