Geçen on yıllık süreçte organ nakli alanında oldukça ileri bir seviyeye ulaşıldı. Bilim insanlarının bir sonraki adımı ise nakli yapılabilecek organ sayısını çoğaltmak.
Organ nakli, organların karmaşık yapısından dolayı doktorları bir nebze daha zorluyor. Buna rağmen sadece dört sene içinde organ nakillerinin başarısıyla alakalı pek çok olay yaşandı: ilk başarılı penis nakli, nakil bir rahme sahip anneden doğan ilk çocuk ve tamamen ilk erkek jenitali nakli bu olaylardan birkaçı. Pittsburgh Üniversitesi Tıp Merkezi’nde Kardiyotorasik Cerrahi Bölümü Doçenti ve Akciğer Nakli Bölümü Başkanı olarak görev yapan Dr. Jonathan D’Cunha ise organ nakilleriyle alakalı düşüncelerini dile getirirken nakil olaylarının çok heyecan verici olduğundan bahsediyor ve EVLP teknolojisinden söz ediyor. Ex Vivo Akciğer Perfüzyonu olarak adlandırılan bu teknoloji, akciğerlerin donörden alındıktan sonra nakli yapılacak hastayla kavuşma anına kadar kabarmadan kalmasını sağlıyor. Fakat Dr. D’Cunha’nın açıklamaları, eldeki bu fırsatla bile, alınan akciğerlerin sadece yüzde 20’sinin nakil işlemlerinde kullanılabilecek durumda kaldığını belirtiyor. İleride EVLP teknolojisinin nakli yapılacak akciğerleri tedavi edebileceği hatta akciğerlerin kullanılabilirlik durumunu artıracağını da ekleyen Dr. D’Cunha’nın açıklamaları, umut veriyor.
Colorado Üniversitesi’nde Bağışıklık Bilimi ve Cerrahi Profesörü olan Dr. Ron Gill, ayrıca kök hücre ve bioprinting teknolojileri kullanılarak nakil alan hastanın bağışıklık sistemi üzerinde çalışılabileceğinden bahsediyor. Hastanın kendi hücrelerinden yeni organlar üretilebileceği örneğini veren Dr. Gill’in açıklamaları, tıp dünyasında rejeneratif tıp olarak biliniyor. Hala başlangıç aşamasında olan bu alan, ilk olarak 90’ların ortasında ortaya çıkmıştı. Bağışıklık sisteminin nakli yapılan organları kendisine yabancı olarak kabul etmesi ise organ naklindeki başka can sıkıcı bir faktör. Dr. Gill, şu anda kullandıkları ve bağışıklık sistemine organı kendisininmiş gibi kabul ettirmeye çalışan bir baskılama yöntemine kıyasla hedeflenmiş tedavi yöntemini alternatif olarak düşündüklerini söylüyor. Bağışıklık sistemine kılavuzluk edecek olan bu yöntem, sistemle zıtlaşmıyor. Bu tür yeni yöntemler ve tıp alanlarının gelişmesi içinse hala zaman var. Dr. Jonathan D’Cunha da şu anda kullanılan nakil yöntemlerine güvenilmesini ve organ nakli konusunda insanların bilinçlendirilmesi gerektiğini söylüyor.