Beraberinde üçüncü nesli getiren yeni Honda HR-V, özellikle tasarım tarafındaki yönüyle çok fazla dikkat çekecek.
Honda’nın 1998 yılından beridir ürün gamında yer verdiği B segment SUV temsilcisi HR-V, geride bıraktığımız 2021 yılıyla birlikte yeni bir jenerasyona geçiş yaptı. Çeyrek asıra yaklaşan macerasında artık üçüncü nesliyle yollarda olacak olan HR-V, tanıtılmasıyla birlikte Honda’nın özellikle yeni nesillerde tercih edeceği tamamen yeni tasarım dilinden de mesajlar barındırıyordu. Bu sebeple de ayrı bir ilgi ve merakla beklediğimiz yeni Honda HR-V, tam 1 yıl önce gerçekleştirilen küresel lansmanı sonrasında Türkiye pazarına giriş yapıyor. Düzenlenen özel bir etkinlik kapsamında tanışma fırsatına eriştiğimiz model, ikinci nesli tamamen unutturacak yapısal reformlara sahip olduğunu fotoğraflar sonrası gerçek dünyada da gösterme konusunda hiç zorlanmayacak.
İstanbul’da gerçekleştirilen etkinlik kapsamında fiziki olarak kendisine “merhaba!” dediğimiz yeni HR-V ile tahmin edebileceğiniz üzere bolca trafik yoğunluğunun olduğu 90 kilometrelik mini bir sürüş gerçekleştirdik. Burada sizleri çok fazla teknik veriye boğmadan, sizin de ilk gördüğünüzde dikkatinizi çekecek noktalara odaklanmayı tercih ediyoruz. Aracın tasarımı öncesinde, bu noktaya doğrudan etki edecek ebatsal değişimlere de kısaca değinmekte fayda var. 4.340 milimetre uzunluk, 1.790 milimetre genişlik, 1.582 milimetre yükselik ve 2.610 milimetre aks mesafesi değerleriyle gelen üçüncü nesil HR-V’nin bu değerleriyle önceki modele yakın dinamiklerde olduğunu görüyoruz.
Ebatsal taraftaki ufak değişimlere rağmen aracın tasarımındaki radikal değişim, HR-V’yi bambaşka seviyeye çıkartan hissiyat yaratıyor. Özellikle ön bölümde yekpare şekilde konumlanan ızgaranın, aracı daha kaslı göstermede çok ciddi etkisi söz konusu. Honda’nın geliştirmekte olduğu elektrikli SUV modelinde de göreceğimiz bu yüzle birlikte, HR-V’nin arka tasarımındaki değişim de halihazırdaki satışta olan tüm ürün gamından karakteristik olarak ayrılmayı başarıyor. Tasarımdaki “sınır aşımını” sokak aralarındaki geçiş sırasında gördüğümüz “kısık göz” tepkilerinden de anlayabiliyoruz. Bu noktada pek çok kişinin HR-V’nin bir Honda otomobili olduğunu anlaması için kısa bir zamana ihtiyacı olabiliyor.
Yeni HR-V için gerçekleşecek sohbetlerde “dış tasarım ne kadar farklıysa, içi bir o kadar standart” ibaresini çokça duymak bizim için şaşırtıcı olmayacak. Doğrusunu söylemek gerekirse aracın dışarıda yakaladığı farklı karakter, zihinlerimizde “acaba kokpite de yansıdı mı?” sorusunu da getirdi. Biraz yükselen beklentilerle birlikte kapılarını açtığımız yeni HR-V’nin iç tasarım şeması Jazz ile büyük oranda benzerlikler üzerine şekilleniyor. Jazz ile ayrılan temel dinamikler arasında ise Accord’da kullanılan bölünmüş dijitallikteki sürücü ekranı ve multimedya ekran var. Bu bölümde sadece sol taraftaki panel dijital olarak gelirken, sağ tarafta analog gösterge ve ortada yol bilgisayar paneli konumlandırılıyor. Bu noktada gelenekselliği tercih eden Honda’nın önümüzdeki süreçte gerçekleştireceği bir makyaj operasyonunda, yeni Civic’teki dijital sürücü panelini bu tarafa getirmesi şaşırtıcı olmayacak. Orta konsolda yine artık geleneksel olarak nitelendirebileceğimiz tipte bir vites topuzunun konumlandırıldığı HR-V’de, bir keşke de burada demeden edemiyoruz. Yaşam alanında önemli bir etmen olarak artık daha estetik formlarla gelen vites seçicinin yeni jenerasyona kesinlikle daha fazla yakışacağını düşünenlerdeniz.
Araç boyutları önceki nesil ile benzerlik taşıyan yeni HR-V’de, Honda mühendislerinin kokpiti daha efektif çözümlerle daha geniş bir yapıya büründürme çabası dikkat çekiyor. Bu noktada arka bacak mesafesindeki 35 mm artışın ve iki derecelik ek sırt eğiminin yanı sıra Honda’nın önceki nesilde sunduğu kullanım ihtiyacına bağlı olarak hem öne doğru katlanan hem yukarıya doğru kalkan çok yönlü Sihirli Koltukları yeni HR-V’de de yer alıyor. Arka tarafta oturulduğunda kolaylıkla hissedilen bu genişliğin en büyük eksikliği ise bir cam tavan. İçerideki yaşam kalitesini gözle görülür şekilde artıran bu donanımın açılmayan türden olsa da burada sunulması keyfi bambaşka bir noktaya taşımada rol oynayabilir. Honda yöneticileriyle yaptığımız görüşmelerde ise kısa vadede cam tavan opsiyonunun düşünülmediği bilgisini aldığımızı da yeri gelmişken paylaşalım.
Yeni neslin bagaj hacmi ise koltuklar kapalı olarak en iyi oran 319 litre olarak veriliyor. Önceki nesildeki 470 litrelik alanı düşündüğümüzde önemli bir gerileme niteliğindeki bu değerin temel sebebiyle hibrit motorun beraberinde getirdiği bataryanın arka bölümde konumlandırılmış olması. Honda cephesi bu dezavantajı ortadan kaldırmak için “Sihirli Koltuklar”dan yardım alıyor. Bu koltukların katlanmasıyla birlikte tamamen düz bir yükleme alanını yakalanabilmesi de kullanışlılıkla önemli bir etmen olacak gibi. Bagaj konusuna son vermeden önce hepimizin çok sevdiği elektrik sisteminin sunulduğunu da belirtmekte fayda var. Uzaklaşınca Kapanan Elektrikli Bagaj Kapağı işlevi ile daha fazla kullanım kolaylığı sağlanıyor. Akıllı Anahtar fonksiyonu ile ise anahtarın uzaklaştığı algılanınca bagaj kapağı otomatik olarak kapatılıyor.
Yeni HR-V, standart olarak ailenin diğer modellerinden de tanıdığımız e:HEV hibrit motor kombinasyonuyla geliyor. Prize ve şarj etmeye gereksinim duymayan HR-V e:HEV’de 1,5 litrelik benzinli motorun yanında iki adet kompak elektrikli motoru konumlandırılıyor. Atkinson temeliyle çalışan 1,5 litrelik üstten çift eksantrik i-VTEC benzinli motor, e-CVT şanzımanla kombin ediliyor. Yeni HR-V’de e:HEV sistemi 131PS güç ve 253 Nm tork üretecek şekilde optimize edilirken, bu değerin Jazz’dan 22 PS daha fazla güç üreterek gelmesi de dikkat çekenler arasında. Aracın Jazz’a göre 150 kilogramın üzerinde daha ağır olmasının da bu artışta önemli bir etmen olduğunu söyleyebiliriz. HR-V’de bataryadaki hücre sayısı yüzde 25 oranında artırılarak, Jazz ile kıyaslandığında 80 kW daha fazla elektrik gücü depolanması sağlanıyor.