Çin pazarında SAIC-GM-Wuling ortaklığıyla başarılı bir grafik çizen General Motors, Baojun 530 modeliyle bu durumu bambaşka bir noktaya taşıyabilir.
General Motors‘un Çin pazarında SAIC-GM-Wuling markalarıyla devam eden macerası Avrupa pazarındaki kullanıcıları kıskandırmaya devam edecek gibi gözüküyor. Ağustos ayında 5 bin dolarlık fiyatıyla 155 kilometre menzil sunan elektrikli otomobili E100‘ü tanıtan bu ortaklık LOG takipçilerinin de gözünden kaçmadı. Aldığımız geri dönüşler doğrultusunda uygun fiyatı ve yüksek performansından ötürü Türkiye’ye de gelmesi istenen modele bir yenisi daha eklenecek gibi gözüküyor. Kapılarını açan Guangzhou Otomobil Fuarı‘nda karşımıza Baojun 530 isimli SUV modelini çıkartan grup, Avrupalı müşterilerin de dikkatini çekecek. SUV sınıfındaki ürün gamına üçüncü modelini ekleyen Baojun, 530 modeliyle birlikte kullanıcılara en büyük ebatlı ürününü sunuyor.
560 ve 510’un ardından satışa çıkacak olan 530’un ailenin en büyüğü olmasından ötürü ilk adımda ebatsal değerlerinden başlayalım. Toplamda 4.655 milimetre uzunluğa, 1.835 milimetre genişliğe ve 1.760 milimetre yüksekliğe sahip olan model, tasarımıyla bir araya gelince fazlasıyla dikkat çekici bir hal alıyor. Geçtiğimiz yıl yine aynı fuarda tanıtılan 510 modeliyle benzer bir karaktere sahip olan 530’un ince formlu ışıklandırması hemen dikkat çekiyor. Ön bölümde büyük bir ızgara ve geniş hava kanallarının kullanıldığı modelin arkasında da doyurucu bir görünüm söz konusu. Kokpit bölümüyle ilgili şimdilik herhangi bir detayın paylaşılmadığı 530, motor kısmında 1.8 ve 1.5 litrelik iki adet benzinli seçenekle sunulacak.
Peki genel yapısı itibarıyla hiç de fena olmayan bu SUV için sizden bir fiyat tahmini yapmanızı istesek aklınıza ilk hangi sayılar gelirdi? 20.000 dolar mı? 23.000 dolar? Peki ya 25.000? Grup, Baojun 530’ün resmi fiyatlarını henüz açıklamış değil. Lakin bir alt versiyonu olan 510’un 10.000 dolar civarında satışa sunulduğunu düşündüğümüzde, bizi başlangıç fiyatı 15.000 dolar civarında bir SUV’nin beklediğini söyleyebiliriz. Bu da özellikle Türkiye pazarı için içimizde ufak da olsa bir “keşke” duygusu yaratıyor.