Oyuna Cole Black isimli bir karakterin, terk edilmiş bir akıl hastanesinde uyanmasıyla başlıyoruz. Karakterimiz neden orada olduğunu, nasıl geldiğini, yapması gerekene giden zincirleme olay örgüsünü hatırlamıyor. Bildiği tek şey; telefonun ekranından yansıyan; “Kızı kurtar!” mesajı. Bir kızı kurtarması gerektiğini biliyor ama nedenini bilmiyor. Buna rağmen yola koyularak görevine ilerliyor çünkü Cole Black eski bir asker aslında, görev onun için her şeyden önce geliyor.
İlerlerken fark ediyor ki elinde tuttuğu telefon, basit bir mesajı yansıtmaktan çok daha fazlasını yapabiliyor. Çevresini gösteren detaylı bir haritaya, ilgili noktaları inceleyerek çıkarımlar yapabilmesini sağlayan bir tarayıcıya, ısı görüş kamerasına ve UV ışığına sahip. İsviçre çakısının telefon adı altında vücut bulmuş hali anlayacağınız. Bu faydalı oyuncağının da yardımıyla yolunda ilerlerken yalnız olmadığını fark ediyor ve “düşmanı” etkisiz hale getirmesi gerekiyor. Yanında bir adet susturuculu silah ve bir de makineli tüfek bulunuyor. Ancak sonrasında görüyor ki tatlı sürprizler yapabilen tek şey telefonu değil, silahının da cebinde birkaç numara bulunuyor. Kendini göstermemesi gereken bir noktada kapının köşesine kuruluyor ve 90 derece açıyla dönebilen silahından, sadece bir ekrana bakarak avının sonunu getiriyor. İlk kullandığı köşenin ölümsüzleşmesini istercesine, bu silaha “Corner Gun” diyor.
Yolun sonunda sandalyeye bağlanmış olan bir kız çıkıyor karşısına, başından beri kurtarması gerektiği söylenen hani. Ancak bir sorun var. Olay yerinde kız nasıl ki bir sandalyeye bağlı ise, kızın kucağına bağlı şekilde duran bir de bomba bulunuyor. Zaman azalıyor, bombayı etkisiz hale getirmek için şifreyi girmesi gerekli, kızın da yardımıyla parmakları sayılar üzerinde geziniyor ve göz alıcı bembeyaz bir ışık eşliğinde, kendisini bambaşka bir yerde uyanmış buluyor.