PlayStation ailesinin en ikonik karakterlerinden birisi olan Kratos, tanrılarla olan bitmek tükenmek bilmez mücadelesine bir süredir mola vermiş durumda. Hazır böyle bir boşluk yakalamışken, önüne geleni hunharca harcadığı serüvenini yeniden hatırlamak iyi olacak gibi. Lakin Sony’nin bu serüveni hatırlatma şekli ile ilgili bazı problemlerimiz var. PlayStation 4 için henüz bir God of War yapılmamış olması sebebiyle bir yeniden yapım bekliyorduk elbette ancak bu noktadaki tercihin serinin üçüncü oyunundan yana kullanılmış olması bize ilginç geldi. Bu tarz remastered incelemelerinde sizlere hep oyunu daha önce oynamamış olanlar olabileceğini hatırlatıp, sıfırdan anlatmayı tercih ettiğimizi belirtiyoruz. Ancak bu durumda Sony, oyuncuların ilk iki oyunu oynadığını varsayıp üçüncüyü yeni nesle taşıyor. Açık konuşmak gerekirse şu gün itibarıyla dışarıda GoW I & II’yi oynamış olup da III’e dokunmamış bir kişi bile olduğunu düşünmüyoruz. Bu sebeple PS2 veya PS3 sahibi olamamış, konsol macerasına PS4 ile atılmış kişileri düşünüp tüm seriyi yeni nesle taşımaları çok daha mantıklı bir tercih olabilirdi. Her şey bir yana, yahu daha 5 sene önce çıkmış oyunları remastered haline getirmeye başlarsak bu işin sonu nereye varacak? GEREK VAR MIYDI Kİ? Öncelikle remastered ifadesinin neyi temsil ettiğini iyi anlamamız gerekiyor. Remastered “Biz aslında zamanında çok güzel bir oyun yaptık ama o dönemin teknolojik kısıtlamaları bizi bayağı bir engelledi. O nedenle yapamadığımız her şeyi ekleyerek günümüze uyarlayalım dedik” düşüncesinin hayat bulmuş halidir. Başka bir deyişle; “Burun kıvırdığın oyuna bir dön bak istedim” durumu. Hal böyle iken, remastered ekine sahip olması gereken oyunların şöyle en az bir 10 yıllık olması gerekiyormuş gibi geliyor bize. Örneğin, 2005’te çıkan God of War I bunun için çok doğru bir tercih olabilirdi. Ancak Sony bu konuyu çok yanlış anlamış görünüyor The Last of Us ve GoW III örneklerinden görebileceğimiz üzere. Peki diyelim ki bir önceki neslin hali hazırda en iyi grafiklerine sahip, yağ gibi akan oyununu günümüze taşımaya karar verdin. Böyle bir durumda da içeriği zenginleştirmen, yenilikler eklemen gerekiyor. Mesela 1-2 saatlik özel görev seçenekleri veya Ascension ile seriye dahil edilmiş multiplayer modlarının bu oyuna uyarlanması gibi. Her şeyi geçtik, God of War III’e kadar yaşananları şöyle bir çizgi roman formatında veya animasyon seçeneği ile toplasaydınız da oyuncu hikayeyi öğrenseydi mesela. Tüm bu cümlelerden anlayabileceğiniz üzere GoW III Remastered bunların hiçbirisini sunmuyor. Bundan 5 sene önce oynadığımız oyunun birebir aynısı, yenilenmiş teknik detaylarıyla birlikte paketlenerek piyasaya sürülmüş. God of War III’ün kalitesi ile hiçbir problemimiz yok ancak remastered haline getirilmiş bir paketin içeriği ile problemimiz var. Bu haliyle, son derece vasıfsız ve işe yaramaz bir güncelleme görüntüsü çiziyor oyun ne yazık ki. UMUTSUZ BİR ADAM Remastered ekini bir kenara bırakıp God of War III kısmına odaklandığımızda ise yine o harika yapımla karşı karşıya kalıyoruz. Aksiyon-platform türünün belki de en kusursuz işlerinden olan bu seri, piyasaya çıktığı günden bu yana türü şekillendiren oyunların başında geldi. God of War serisinin piyasaya çıkan her oyununda katıksız aksiyon, bardaktan boşalırcasına yağan kan ve fevkalade bölüm tasarımları kendisini göstermiştir. Her ne kadar hemen herkesin Kratos dendiğinde aklına bu aksiyon ve vahşet anları geliyor olsa da, bu seriyi unutulmaz kılan çok başka unsurlar var aslında. İlk oyunda uçurumun kenarından bakan Kratos’u hatırlıyor musunuz mesela? Uykuları bitmek bilmez kabuslarla bölünen, evladını ve karısını kendi elleriyle öldürmenin dehşetini iliklerinde hisseden bir babanın çırpınışlarını hatırlıyor musunuz? İşte God of War’u bu kadar harika yapan şey bu duygusallığı ve Kratos’un içinde yaşamaya çalışan insanlığıydı. Ancak tanrıların sillesini yedikçe deliren, delirdikçe insanlığını kaybeden Kratos, üçüncü oyunla birlikte acımasız bir ölüm makinesi haline gelmişti. İşte bu sebeple de serinin en vasat oyunuydu bizce… GÖRKEMLİ BİR YAPIT Kratos’un vahşetiyle ilgili bir problemimiz yok, sonuçta başından beri gözünü kan bürümüş bir karakter. Lakin işin bu duygusal kısmını tamamen kenara itip, sadece önüne geleni parçalayan biri konumuna düşmesi bizler için üzücü olmuştu. Olimpos’un tüm tanrılarına; “Ben tek siz hepiniz” demesi ne kadar gazsa, intikam motivasyonunun aile bağlarından arındırılmış hali de bir o kadar boş gelmişti. Bu açıdan baktığımızda serinin bir tık altında kalan üçüncü oyun, haşmeti ve azameti ile zirveye çıkıyordu. Titanların üzerinde başlayan açılış sahnesinin görkemine ulaşabilen bir tane daha yapım çıkmadı hala. Poseidon, Hades, Helios, Zeus derken tanrılara tek tek kafa atmanın lezzeti bir yanda, devasa bölüm bulmacalarının arasında nefes almanın tadı diğer yanda çok farklı bir deneyim ortaya çıkarmıştı. Dört farklı silahın arasında istediğimiz an geçiş yapabildiğimiz dövüşler akıcılığı ile nefessiz bırakırken, pek çok kişiyi rahatsız edebilecek kadar vahşi sahneler görsel bir şölen sunuyordu. Kısacası God Of War III işin aksiyon ve platform tarafında görevini mükemmel bir şekilde yerine getiren bir oyundu. GELİŞTİRMELER SANKİ BİRAZ “MEH” PlayStation 3’ün görsel sınırlarını zorlayan birkaç oyun sayabiliriz ve God of War III kesinlikle bunlardan birisi olacaktır. Remastered versiyonunun görsel anlamda katkı sağladığı su götürmez bir gerçek ancak şu an bile normal halini açıp oynasak beğeneceğimiz bir görsellik varken ortada, sağlanan bu katkı haliyle oldukça minimal bir boyutta kalıyor. Bu sürüm çözünürlüğü 1080p’ye ve görüntü kare sayısını da 60fps’ye çekiyor. Çözünürlükten ziyade kare sayısının artması oyunun akıcılığını çok daha tadına doyulmaz bir hale getirmiş bunu söyleyebiliriz. Işıklandırma efektlerinin cilalanması da görselliği çok daha canlı ve hareketli kılmış. Ancak oyunun tümü bu geliştirmelerden nasibini almamış. Düşük çözünürlükte kalan düşman ve bölgeler bazen dikkatinizi çekiyor. Daha şaşırtıcı olan ise ara sahnelerin hiç elden geçmeyerek aynen koyulmuş olması. Böyle olunca da oyun içi görüntüler ara sahnelerden daha kaliteli hale gelmiş ve bu da sahne geçişlerinin doğasını oldukça bozmuş. Yani “zaten sadece grafik anlamında bir yenilemeye gidiyorsun, bari bunu tam anlamıyla yapabilseydin” diye düşünmeden edemiyor insan. ISINMA TURLARI OLABİLİR Mİ? God of War III Remastered’ı tavsiye etmek çok kolay bir iş değil. Eğer bu oyunu daha önce PS3’te oynadıysanız bizce PS4’te yeniden oynamanız için herhangi bir sebep yok. Eğer seriye daha önce hiç başlamadıysanız, buradan girişmeniz de oldukça anlamsız olacaktır. Olur ya, cidden ilk iki oyunu oynamış ama üçüncüyü oynama fırsatı bulamamış biriyseniz o zaman bu oyun tam size göre demektir. Bu versiyonun yapılmış olmasıyla ilgili tek bir güzel düşünceye sahibiz, o da insanları PS4’e gelecek bir God of War IV’e hazırlıyor olmaları ihtimali. Eğer durum böyleyse, varsın remastered ile oyalasınlar bizleri… DETAYLAR Yeni nesil grafiklere uyarlanmış bir God of War demek, çok daha güçlü bir detay seviyesi anlamına geliyor. Karakterin parmakları durumu özetliyor olmalı. Orijinal oyunda olduğu gibi remastered versiyonunda da farklı silah seçeneklerimiz bulunuyor. Cestus son derece etkili ama bir Blades of Exile değil tabii. God of War III’ün görkemli olduğundan bahsetmiştik değil mi? Dünyanın tepesinde olma ve her şeyin yokluğa karışması hissini sonuna kadar yaşatan bir oyun bu. Geliştirilmiş grafikler beraberinde sorunlar da getiriyor tabii. Eğer bu sahneyi hatırlıyorsanız, bir de bunu yüksek çözünürlüklü olarak izlemek zorunda olduğunuzu düşünün. PUANLAMA