Uzun zamandır mobil cihaz tarafında kendini geri planda tutup Android’in yayılması için çalışan Google, sonunda sahneye çıkıyor. Her detayında Google imzasının bulunduğu Google Pixel XL, özellikleriyle dikkat çekici. İlk olarak 2009 yılında karşımıza çıkan Android, bugüne kadar sayısız markanın akıllı telefonunda boy gösterdi. Her modelde ayrı bir arayüzle hayat bulan Android, asıl potansiyelini ise 2010 yılında Nexus One ile göstermeye başladı. Saf Android deneyimi sunan Nexus cihazlar, her yıl farklı firmaların elinde hayat buldu. Nexus serisi cihazlar, güncellemeleri diğer telefonlardan önce almasıyla her zaman bir adım önde bulunuyordu. Ancak ne olursa olsun tam olarak Google’ın telefonu olmadığı için teknoloji devi tam olarak cihazlar üzerinde söz sahibi olamıyordu. Bu da Google’ın tam anlamıyla iOS’e rakip olabilmesinin önüne geçiyordu. Uzun yıllardır Google’ın kendi telefonunu geliştireceği söyleniyor ancak bu iddiaların sonu gelmiyordu. Nihayet Google beklenen atılımı gerçekleştirdi ve her alanında kendi parmağı bulunan ilk telefonu piyasaya sürdü. Google Pixel, teknoloji devinin rekabeti yeni bir boyuta taşıması açısından bir milat kabul etmek gerekiyor. Peki Google’ın akıllı telefon alanındaki en önemli adımı olan Google Pixel beklentileri karşılıyor mu? işte sorulması gereken asıl soru bu. TASARIM Dokunmatik ekranlı telefonlar piyasaya sürülmeden önce telefonlar tasarım olarak birbirinden keskin çizgilerle ayrılıyordu. Fakat dokunmatik ekranlı telefonların piyasaya sürülmesinin ardından tasarımsal anlamda farklılaşmak çok daha zor bir hale geldi. Cihazlar arasındaki en ufak bir benzerlik bile ¨kopya¨ yaftasının yapıştırılması için yeterli oluyor. Bu nedenle farklılaşmak zor olduğu kadar gereklilik. Google Pixel, farklılaşma adına fazla bir çaba göstermese de kendisini diğer cihazlardan ayıran detaylar bulunuyor. Ön taraftan baktığımızda Pixel’in tasarımda ayırt edici bir detay bulmak güç. 5,5 inçlik QHD çözünürlüğünde dev bir ekranla gelen Pixel’in ön tarafında alt kısmın boş bırakılmış olması dikkat çekiyor. Google’ın bu yeri boş bırakarak menü tuşlarını sanal olarak ekranın altına taşımış olması şaşırtıcı. Ses açma kapama ve sağ tarafta yer alıyor. Kilit tuşunun ses tuşlarına göre daha ayırt edici olabilmesi için pürüzlü bir yüzey kullanılıyor. Yine de ses ve kilit tuşlarının farklı taraflarda olmasını tercih ederdik. Arka tarafa geçtiğimizde Pixel’in kendine has tasarımı bizleri karşılıyor. Cihazın arka tarafı parlak ve mat alan olmak üzere ikiye bölünmüş durumda. Üst kısım da parmak izi okuyucu ve kamera yer alıyor. Mat olan alt kısımda ise anten çizgileri ve Google Pixel logosu haricinde herhangi bir şey bulunmuyor. Üst kısmın parlak yapıda olması, çizilmesi büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Telefonun kalın yapıda olması, kamera çıkıntısının olmamasını sağlıyor. Kalınlık bir eksi de olsa kamera çıkıntısını sevmeyenler için olumlu bir detay diyebiliriz. Şarj girişinin alt kısımda bulunduğu cihazda kulaklık girişi üst kısımda bulunuyor. Alt kısımda hoparlörün bulunduğu cihazın ses seviyesi ve kalitesi yeterli. Fakat üst seviye seslerde bazı bozulmalar olduğunu söylemek gerekiyor. Google Pixel XL sunum ve malzeme kalitesi açısından iyi bir iş çıkarıyor. Kutu tasarımı da en az kendisi kadar başarılı olan cihaz elde tutulduğunda premium bir his veriyor. Mat kısım, yapısından dolayı elden kayabiliyor. Parlak olan alansa parmak izi bırakıyor. Eğer bu gibi konular canınızı sıkıyorsa kılıf kullanmanızda fayda var. ANDROID’IN EN SAF VE GÜÇLÜ HALİ Bu yıl piyasaya sürülen telefonlar performans açısından birbirleriyle kıyasıya bir rekabete girmiş durumda. Google Pixel XL de güçlü donanımıyla rekabetten hiç de geride kalmıyor. Snapdragon 821 işlemciden güç alan telefon, bu haliyle birçok amiral gemisini geride bırakıyor. Güçlü donanım, saf Android arayüzüyle birleştiğinde ortaya oldukça akıcı bir deneyim çıkıyor. Menüler arasında gezinirken veya uygulama açılışları animasyonlara boğulmuyor ve böylece yapılan eylemler çok hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Oyunlarda da yine beklentileri karşılayan bir performans sergiliyor. Asphalt 8 ve FIFA Mobile gibi oyunlarda yaptığımız testlerde oyunların akıcı bir şekilde oynandığına şahit olduk. Tabii işlemciye yük bindiğinde zaman zaman ısınmalar meydana geldi ancak bu ısınmaların rahatsız edici boyutlara ulaşmadığını belirtelim. Yaptığımız AnTuTu testinde 134.808 puana ulaşırken Geekbench’te ise tek çekirdekte 1.547 ve çok çekirdekte 4.100 puanına ulaştık. Bu puanla Galaxy S7 gibi önemli rakiplerinin önünde yer almayı başaran Google Pixel XL, performans konusunda akıllarda soru işaretine yer bırakmıyor. Cihazın arka tarafında yer alan parmak izi okuyucusu, görevini layıkıyla yerine getiriyor. Oldukça hızlı çalışan sensör, büyük oranda doğru şekilde çalışıyor. Herhangi bir tuşa basmaya gerek kalmadan sadece parmak izini okutmak, cihazın açılması için yeterli oluyor. Ayrıca parmak izi okuyucusunda aşağıya doğru kaydırma yapılarak bildirim paneline hızlıca erişim sağlanıyor. Kullanım kolaylığı konusuna önem veren Google Pixel XL’in ekranı cihaz yukarı doğru kaldırıldığında açılıyor. Ayrıca yine ekrana iki kere dokunulduğunda kilit ekranına erişmek mümkün oluyor. Kamera uygulamasında ise telefon iki kere sol tarafa doğru hareket ettirilerek selfie moduna geçiş yapılabiliyor. Bu gibi detaylar önemsiz görünebilir fakat kullanım kolaylığını artırma adına bir hayli önemli. Cihazın en önemli kısmını Google Asistan oluşturuyor. Ana ekranda sola doğru kaydırma yapılarak hızlıca Google’a ve dolayısıyla Google Asistan’a erişilebiliyor. Uygulama menüsü kısmının çekmece şeklinde alt kısımda yer aldığı Android 7.1 arayüzünde öne çıkan özelliklerden biri de 3D Touch’ın bir benzerinin kullanılması. Belli başlı uygulamaların ikonuna basılı tutulduğunda küçük bir menü açılıyor ve buradan bazı özellikleri hızlıca ulaşılabiliyor. Bu menüdeki eylemler istenirse ana menüye tutturulabiliyor ve her zaman kolayca ulaşılabilir oluyor. GELİŞMİŞ KAMERA 13 megapiksel çözünürlüğünde arka kamerayla gelen cihaz uygun ışık koşulları altında başarılı çekimler gerçekleştirebiliyor. Ancak bazı durumlarda yeterli renk doğruluğu sağlanamıyor. Fakat genel anlamda baktığımızda fotoğraf kalitesi tatmin edici düzeyde. Özellikle de fotoğraflarda detayların fazla kaybolmadığını görüyoruz. Video çekimi konusunda da beklentileri karşılayan cihazda yine de iddia edildiği üzere dünyanın en iyi kamerasının yer aldığını söylemek kesinlikle mümkün değil. Zira renk doğruluğu ve görüntü kalitesi anlamında çok daha iyi rakipleri olduğunu söyleyebiliriz. 8 megapiksel çözünürlüğündeki ön kamera ise selfie tutkunlarının beklentilerini karşılayacak nitelikte başarılı kareler yakalamayı sağlıyor. HIZLI ŞARJ USB-C girişinin yer aldığı cihaz, hızlı şarj desteği sunuyor. 15 dakikalık şarjla 7 saatlik kullanım iddasındaki telefon, sadece yarım saatlik sürede 50 şarja ulaşabiliyor. Yüksek verimli işlemci ve yeni sürüm Android’in güç tasarruf yetenekleri birleştiğinde Google Pixel XL bir günü rahatlıkla tamamlıyor. Ekranın ilk aşamada tamamen açılmayıp siyah bir tonda bildirimleri ve saati göstermesinin bunda etkisi büyük. Sonuç olarak baktığımızda Pixel XL, Google için yeni bir dönemin başlangıcı niteliği taşıyor. Pixel XL elbette kusursuz değil ancak özellikle güncelleme avantajı ve yüksek performansıyla rakiplerinin önüne geçmeyi başarıyor. Eğer Pixel serisi telefonların devamı daha göz alıcı bir tasarımla gelirse ve diğer birkaç eksikliğini kapatırsa akıllı telefon piyasasında büyük değişiklikler görebiliriz. Türkiye’de satışa sunulmayan cihazın yüksek fiyatı sizin için sorun değilse ve Android deneyimini en iyi şekilde yaşamak istiyorsanız Google Pixel XL’den başka bir cihaza bakmanıza gerek yok. DETAYLAR Her zaman yeni En güncel Android’i en iyi performansla kullanmak isteyenlere hitap ediyor. Renk seçenekleri Mavi, siyah ve beyaz olmak üzere üç ayrı renk seçeneği sunuluyor. Google Asistan Ana menü tuşuna basılı tutarak asistana her zaman kolaylıkla ulaşılabiliyor. Parmak izi okuyucu Çok hızlı çalışan parmak izi okuyucusu kolay kullanım sunuyor. Tüm fotoğraflar bulutta 32 GB’lık sürümü tercih etseniz bile fotoğraflar ücretsiz olarak bulutta saklandığı için sorun olmuyor. Yüksek verimli hızlı şarj Yalnızca yarım saatte yüzde 50 şarja ulaşmak mümkün oluyor. TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA