Hafta sonu ne izlesek: Outlander

28 Nisan 2017 22:00

Hafta sonu ne izlesek yazı dizimize bir kitap uyarlaması olan ve ele alınış biçimiyle herkesin takdirini toplayan Outlander ile devam ediyoruz.

Yazımıza her zaman olduğu gibi teknik bilgilerle başlıyoruz. Outlander aslında uzun süredir devam eden ve Diana Gabaldon tarafından kaleme alınan bir kitap serisine dayanıyor. Oldukça tutkulu bir hayran kitlesi olan bu hikaye Ronald D. Moore tarafından televizyona uyarlanıyor.

Başrolleri ise Caitriona Balfe, Sam Heughan ve Tobias Menzies paylaşıyor. Onlara Gary Lewis, Graham McTavish, Lotte Verbeek, Bill Paterson, Laura Donnelly, Douglas Henshall gibi isimler eşlik ediyor.

Tarih ve Bilim Kurgu Bir Arada

Outlander’ın en fazla öne çıkan özelliği her ne kadar tarihi bir yapım gibi hissettirse de temelinde bilim kurgu ögelerinin yatması… İkinci Dünya Savaşı’nda hemşire olarak görev yapan, eşiyle uzun bir sürenin ardından bir araya gelen Claire savaşın son bulmasıyla hayatında yeni bir döneme başlıyor. Eşiyle birlikte İskoçya’da ikinci balayına gitmeye karar veriyorlar. Tarih profesörü olan Frank Randall bu fırsatı kaçırmıyor ve İskoçya’yı incelemeye başlıyor.

İkili İskoç halkının eski gelenekleri sürdürme biçimini gözlemlemek üzere kayalıkların bulunduğu bir alana gidiyor. Burada ilaç yapımında kullanılabilecek bazı bitkiler gören Claire daha sonra kayalıklara geri dönüyor. Taşlardan geldiğini düşündüğü ses dikkatini çekiyor ve dokunmasıyla birlikte kendini tam olarak 200 yıl geçmişte buluyor. Elbette böyle bir şeyi aklı mantığı kabul etmiyor. Etrafta film çekimleri olduğunu, farklı problemlerin yaşandığını düşünse de bir süre sonra gerçeği kabul etmek zorunda kalıyor: Artık 1700’ler İskoçya’sında.

Savaşın Eşiğinde

Kıyafetleri ve tavrıyla garipsenen Claire mecburen yalan söylemek zorunda kalıyor. İngiliz bir askerin saldırısından kurtarılan kahramanımız İskoç klanlarından biri tarafından bulunuyor. Hemşire olarak yeteneklerini sergileme fırsatı bulunca da kıymet kazanıyor. Tabii biraz tarihi bilginiz varsa, İskoçya ile İngiltere’yi büyük bir savaşın beklediğini de biliyorsunuz. Yani bir savaşı bitiren Claire tarih sayfalarında görmeye alıştığı bir başka savaşın ortasına düşüyor. Üstelik Culloden Savaşı‘nı İskoçların kaybedeceğinin farkında… Tabii düşmanlık bu kadar şiddet kazanmışken İngiliz bir kadın olarak İskoçya’da olması başına sık sık dert açıyor. Bu süreçte imdadına yetişen hemşire olarak yardımcı olduğu Jamie Fraser oluyor.

Mücadelenin Ortasında Filizlenen Aşk

Claire modern bir kadın olmanın etkisiyle dönemin toplumsal kalıplarına pek de uymuyor. Fakat böyle bir dönemde rahat edebilmesi için maalesef bir eş sahibi olması gerekiyor. Üstüne üstlük kendisinin bir ajan olduğundan şüphelenen Jack Randall onu tutuklamaya çalışıyor. Çözüm ise bir İskoç erkeğiyle evlenmesi. İsteği dışında gelişen olaylar onu “yeniden evlenmeye” itiyor.

Neden Outlander?

Yukarıda olabildiğince heyecanını kaçırmadan anlatmaya çalıştığım hikaye pek ilginizi çekmemiş olabilir. Eğer “Peki neden Outlander’ı izleyelim?” diye soruyorsanız, birçok sebep sayabiliriz. Öncelikle hikayenin bir kitap serisi olması sebebiyle akışının belli olduğunu dile getirmek gerekiyor. Fakat kitap uyarlamaları genellikle okuyucular tarafından beğenilmiyor. Bu klasik durum Outlander için söz konusu değil. Aksine kitabın hayranları da diziyi severek takip ediyor ve başarılı bulduklarını her aşamada belli ediyor.

Öte yandan her ne kadar oyuncuların ismi sizlere tanıdık gelmese de, özellikle başrollerin performanslarıyla öne çıktığını belirtmek lazım. Burada övgülerimizi tek isme değil, başrolde yer alan Caitriona Balfe, Sam Heughan ve Tobias Menzies’e iletiyoruz. Zaman zaman bu üç oyuncu da karakterleri için doğru tercihler olduklarını kanıtlıyor.

Prodüksiyon tasarımlarının şahane olduğunu, kendinizi gerçekten 1700’ler İskoçya’sında hissedeceğizi de eklemek lazım. Tüm bunların yanı sıra dizi (en azından bence) asla sıkmıyor. Gereksiz olduğunu düşündüğünüz sahnelerin bile bir amacı olduğu ortaya çıkıyor.

Kısaca özetlemek gerekirse Outlander bilim kurgu temeline tarihi bir hikayeyi oturtuyor. Tarihten alınmış gerçek olaylarla kurgusal karakterleri başarılı bir şekilde harmanlıyor. Giderek ısındığınız kahramanların başına gelenleri kimi zaman korku, kimi zaman heyecan dolu bir şekilde anlatıyor. Şimdilik toplamda 29 bölümlük iki sezondan oluşan dizi harcadığınız zamana sonuna kadar değiyor.

VİDEO

Paylaş