Bilim kurgu filmlerinde gösterilen gelecek gerçekten yaklaşıyor. Yakında hayatımıza uçan araçlar ve uçan taksiler giriyor. Peki bu alanda hangi modeller geliştiriliyor?
Günümüzde uçan araç ve uçan taksi geliştiren birçok firma bulunuyor. Artık hemen her firma şehirler arası olduğu kadar şehir içerisindeki ulaşımı da havadan yapmak istiyor. Hatta süreci bir adım ileriye taşıyarak kişiselleştirmeyi hedefliyor. Bu alana sevindirici şekilde sadece havacılık firmaları ilgi duymuyor. Dev teknoloji şirketleri de gelecekte yer almak için çalışmalar yapıyor. Bu konumuzda alanda öne çıkan firmalara ve geliştirdikleri teknoloji harikası araçlara göz atıyoruz:
Dünyanın en büyük uygulama tabanlı ulaşım şirketi Uber, uçan taksiler konusunda en ciddi isimlerin başında yer alıyor. Kendi uçan otomobillerini yani uçan taksilerini üreten firma, bu araçları 2020 yılında teste çıkarmayı hedefliyor. Bu konuda firmanın tanıttığı son konsept, birçok pervane üzerine kuruluyor. Gücünü tamamen elektrikten alan uçan taksinin, helikopterlerden 15 desibel daha az ses çıkaracağı ve tek şarjla 160 km yol ile saatte 240 km hıza çıkabileceği söyleniyor. Her şey yolunda giderse 2023 itibariyle göreve başlayacak olan uçan taksi hizmeti, her saat 200 kalkış ve iniş yapabilecek bir geleceğin parçası olarak görülüyor. Bina çatılarının üzerine iniş kalkış yapabilecek taksi devri yaklaşıyor ve alçak hava trafik kontrolü için Uber ile NASA arasında özel sistemler geliştiriliyor.
Dünyanın en büyük havacılık şirketleri arasında yer alan Airbus, Vahana adını verdiği kendi elektrikli uçan taksisini geliştiriyor. Dikey iniş ve kalkış yapabilen bir uçan araç olan Vahana, havadan yolcu taşımacılığı yapılabilmesi için geliştiriliyor. Kişilerin telefonlarından çağıracakları bir yapı üzerine kurulan araç, en yakın boş alana iniş yapması için tasarlanıyor. Birçok benzerinden farklı olarak gerçek uçuş testleri gerçekleştirilen Vahana, alandaki en önemli araçlar arasında yer alıyor. Gücünü sekiz adet elektrik motorundan alan araç, bu sayede tek bir büyük pervaneden daha verimli ve güvenli uçuş sunuyor. Genişliği 6.2 metre, uzunluğu 5.7 metre, yüksekliği ise 2.8 metre olan uçan taksi, 745 kg kalkış ağırlığına sahip. Vahana‘nın seri üretimine 2020 yılında başlanmasını hedefleniyor.
Google’ın kurucularından Larry Page tarafından maddi olarak desteklenen Kitty Hawk, Flyer isimli bir uçan araç geliştiriyor. Aynı zamanda uçan taksi konsepti Cora‘yı tasarlayan firma, Flyer ile otomobillerin yerine gözünü dikiyor. Tek kişi için tasarlanan araç, bünyesinde yer alan tam 10 adet motor ile havada kalıyor ve gücünü yüzde 100 elektrikten alıyor. Birden fazla pervane olması güvenlik için çok iyi dururken, aracı uçurmanın 1 saatten kısa sürede öğrenilebildiği belirtiliyor. Deneyimli pilotların ilk aşamada 32 kmh/s hıza çıkabildiği araç, 115 kg ağırlığa sahip. Ünlü YouTuber Casey Neistat‘ın dahi kullandığı aracın, ilerleyen dönemde 160 km/s hıza çıkabileceği de söyleniyor. Ön siparişe açılan Flyer, büyük merak uyandırıyor.
Volocopter, tam 18 adet elektrik motoru üzerine kuruluyor. Bu motorlara bağlı 18 pervane ile havada dengeli şekilde kalabilen hava aracı, motor sayısı çok olduğu için en güvenli modeller arasında yer alıyor. Mevcut yapıda saatte 100 km hıza çıkabildiği söylenen araç, değiştirilebilir pil modülleriyle sürekli olarak görevde kalabiliyor. Binaların üzerine kurulacak Volo-port’lar üzerine iniş kalkış yapabilecek araç, otonom olarak da görev yapabilecek deniyor. Büyük şehirlere kurulacak Volo-port’lar ile günde tam 10 bin insan taşımayı hedefleyen Volocopter, gerçek olarak uçuş yapabilen seçenekler arasında bulunuyor. Yani karşımızda bir bilgisayar tasarımı bulunmuyor. Üretilirken karbon fiber malzemelerden yararlanılan uçan taksi, gelecek için büyük önem arz ediyor.
Sekiz adet elektrik motoruna ve bunlara güç veren içten yanmalı bir motora sahip olan SureFly, ufak pervaneleriyle çok fazla yer kaplamıyor. Karbon fiberden üretildiği için sadece 499 kg ağırlığı bulunan hava aracı, iki yolcusunu saatte 113 km hıza çıkabiliyor. İki kişiyle 112 km yol yapabildiği söylenen araç, kaldırma gücünü ufak pervanelerinden alıyor. Acil durumlara karşı bünyesinde iki adet lityum-iyon batarya da yerleştirilen araç, insanlı deneme uçuşlarında başarı göstererek dikkat çekiyor. İlerleyen süreçte otonom versiyonun geleceği de belirtilen hava aracı, ayrıca 181 kg‘a kadar yük taşıyabiliyor. 2019 başında tüm sertifikasyon işlemlerinin tamamlanması hedeflenen geleceğin ulaşım aracı, 200 bin dolar fiyat etiketine sahip olacak.
BlackFly, Opener isimli Kanada merkezli firma tarafından geliştiriliyor. Söylediğimiz gibi dokuz yıllık bir çalışmanın ürünü olan araç, dikey olarak iniş ve kalkış yapabiliyor. Gücünü toplam sekiz adet elektrikli pervane motorundan alan araç, Amerika sınırları içerisinde özel bir izin alınmadan kullanılabiliyor. Bünyesinde bir kişi taşıyabilen BlackFly, pilleri tam dolu olduğunda 40 km yol yapabiliyor. Maksimum 100 km/s hıza çıkabilen hava aracı, gövde yapısı sayesinde kum üzerine dahi indirilebiliyor. Oldukça güvenli ve benzerlerine göre bütçe dostu olarak nitelendirilen araç, istenirse balistik paraşüt sistemiyle de satın alınabiliyor. Söylendiği kadarıyla kişisel uçağın pilleri sadece 30 dakika içerisinde doldurulabiliyor. Kalktığı noktaya bir drone gibi otomatik olarak inebilen BlackFly, ilginç alternatifler arasında yer alıyor.
Terrafugia’yı, Volvo‘nun da sahibi konumunda bulunan Çin merkezli Geely tarafından satın alınmış bir firma. İşte bu firmanın en çok konuşulan aracı Transition. Otomobil olarak yollarda kullanılabilen araç, bir pist bulduğu zaman gökyüzüne de çıkış yapabiliyor. Uzun zamandır aktif olarak testleri yapılan Transition, katlanabilir kanatlar üzerine kuruluyor. Havada 160 km/s, karada ise 104 km/s hız yapabilen ve 279,000$ fiyat etiketiyle satılacak araç, sürücü ehliyeti ve doğal olarak pilot lisansına ihtiyaç duyuyor. TF-X isimli bir hibrit araç üzerinde de çalışan Terrafugia, alanın öncülerinden sayılıyor.
Çin merkezli drone üreticisi Ehang tarafından hazırlanan Ehang 184, pilotsuz yolcu taşımacılığı amacıyla geliştiriliyor. Gerçek olarak testleri yapılan araçlardan olan Ehang 184, gelecekte sık sık karşımıza çıkacak modellerden. Bünyesinde sekiz pervaneye güç veren sekiz adet elektrik motoru taşıyan araç, maksimum 106W / 142 hp güç verebiliyor. 14.4 kWh batarya birimiyle 23 dakika boyunca havada kalabilen araç, 130 km/s hıza çıkış yapabiliyor. Toplam 230 kg yük taşıyabilen Ehang 184, otonom olarak uçabiliyor. CES fuarlarında dahi sergilenen uçan araç, manuel kontrol desteğine de sahip.
İsminden de anlaşılabileceği üzere dikey olarak iniş kalkış yapabilme yeteneğiyle tasarlanan AeroMobil 5.0 VTOL, henüz konsept aşamasında bulunuyor. Katlanabilir kanatlarıyla normal bir otomobil formunu alabilen araç, söylendiği kadarıyla dört kişiyi bünyesinde taşıyabiliyor. Gücünü kanatlarının ucuna yerleştirilen elektrik motorlardan alan 5.0 VTOL, otonom uçuş yeteneklerine de sahip. Bu arada firma şehirler arası uzun uçuşlar ve yüksek hız için AeroMobil 4.0 STOL modelini de geliştiriyor. Yani kişilerin karşısına iki farklı versiyon ile çıkmak isteyen isim, 4.0 versiyonunu 2020 yılında üretime sokmayı planlıyor, 5.0 içinse daha tam 10 yıl olduğunu belirtiyor.
Havacılık konusunda çok tecrübeli olan Rolls-Royce, uçan taksi geleceğinde de yer almak istiyor. Bu noktada görücüye çıkartılan ilk konsept, oldukça ilgi çekiyor. Geleceğin bu alanda olduğu iyi bilen firma, karşımıza dikey olarak iniş ve kalkış yapabilecek bir konsept ile çıkıyor. 90 derece hareketli kanat sistemi üzerine kurulan uçan taksi, bünyesinde altı adet elektrikli pervane motoru taşıyor. Bu sayede güvenli bir seçenek oluşturan geleceğin taksisi, tamamen elektriğe bel bağlamıyor. Gaz türbinleriyle elektrik motorlarına 500 kW kadar güç üretebilen EVTOL olarak isimlendirilen araç, tam 800 km menzili beraberinde getiriyor. Saatte 400 km/s hıza çıkabilen gökyüzü taksisi, 2020 yılında uçuş testlerine çıkacak deniyor.
Önemli otomobil üreticilerinden Aston Martin de bir uçan araç üzerinde çalışmalar yapıyor. Henüz konsept aşamasında olan araç, Volante Vision ismiyle tanıtılıyor. Tamamen elektrikli düşünülen Aston Martin Volante Vision, iki yıl içerisinde gökyüzüne çıkabilir açıklamalarıyla heyecan yaratıyor. Cranfield Üniversitesi, Cranfield Havacılık Çözümleri ve Rolls-Royce gibi isimleri bir araya getiren proje, dikey kalkış yapabilme kabiliyetine de sahip. Üzerinde iki adet elektrik motoru ve iki adet jet motorunu barındıran konseptin teknik özellikleriyle ilgili pek fazla detay verilmiş değil. Otonom teknoloji desteği için Siemens‘in yardım edeceği Aston Martin Volante Vision, tasarımsal olarak etkileyici görünüyor.
Airbus Vahana’nın ilk uçuşu