Teknoloji firmalarının hemen hepsi kullanıcılarına birden fazla ürün ile bir ekosistem kurmak istiyor. Bunu yapmayı başaran isimlerden birisi de Huawei. Gelin Huawei ekosistemi neler sunuyor birlikte bakalım.
Dünyanın en büyük teknoloji firmalarından Huawei, kendi ekosistemini hazırladığı akıllı telefon, tablet, akıllı saat, kablosuz kulaklık ve dizüstü bilgisayarlarıyla kurdu. Huawei’nin artık mobil dünyada kullanıcıların her ihtiyacını karşılayacak bir ürünü bulunuyor ve geliştirilen özel yazılımlar sayesinde bu ürünler birbirleriyle bağlantı kurabiliyor. Bir ekosistemin en önemli detayı ve faydası da bu bağlantı altyapısı oluyor. Ürünler birbirleriyle etkileşime girebildiklerinden kullanıcılara büyük imkanlar getiriyor ve zaman kazandırıyorlar. Huawei’nin kurduğu ekosistemdeki en önemli özelliklerden birisi Huawei Share oluyor. Kullanıcılar fotoğraflar, videolar ve diğer dosyaları sahibi oldukları Huawei cihazlar arasında hızlı şekilde aktarmak için Share sistemini kullanabiliyor. Huawei Share, yakındaki diğer Huawei cihazlarını algılamak için Bluetooth teknolojisini kullanıyor ve daha sonra Wi-Fi Direct teknolojisini kullanarak mobil veri kullanmadan dosyaları hızlı şekilde aktarıyor. Bu sayede kablolar ile uğraşmadan yüksek hızda veri aktarımı mümkün kılınıyor.
Huawei’nin kurduğu ekosistemin en önemli artılarından birisi de kesinlikle Çoklu Ekran Paylaşımı (Multi-screen Collaboration) teknolojisi. Bu teknoloji Windows ve Android arasındaki uyumu en üst düzeye çıkarıyor. Telefon ekranının yukarıda da görebileceğiniz gibi doğrudan masaüstünde ayrı bir masaüstü gibi görüntülenmesini ve kullanılmasını sağlayan bu özel teknoloji, PC ve cep telefonu kullanımını kökten değiştiriyor. Çoklu Ekran Paylaşımı, yalnızca dizüstü bilgisayar ile akıllı telefon arasında dosya aktarımını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda dizüstü bilgisayar ile akıllı telefon arasında sorunsuz bir iş birliği de gerçekleştiriyor. Ayrıca klavye, kamera, mikrofon ve fare gibi dizüstü bilgisayar aksesuarları Huawei akıllı telefonun çevre birimleri olarak da kullanılabiliyor ve bu da gelişmiş bir kullanıcı deneyimi sunuyor.
Çoklu Ekran Paylaşımı ile Huawei’nin destekli MateBook dizüstü bilgisayarları ve akıllı telefonlar arasındaki sürükle bırak özelliği de geliyor. Bu sayede akıllı telefona kaydedilmiş içerik doğrudan dizüstü bilgisayarda görüntülenebiliyor. Dizüstü bilgisayara bağlı çevre birimlerinin, akıllı telefonlarda gezinti için de kullanılabildiği sistem, cihazlar arası geçiş yapmaksızın, mobil uygulamalara sorunsuz erişim sağlıyor. Çoklu ekran iş birliği işlevi ile Huawei’nin telefonları ve dizüstü bilgisayarları arasında kesintisiz bağlantı kurmanın 3 yolu bulunuyor. Burada NFC bağlantı, QR kod ile bağlantı ve Bluetooth bağlantı seçenekleri sunuluyor. Çoklu Ekran bağlantısı kurulduktan sonra telefon aramaları doğrudan dizüstü bilgisayar üzerinden de cevaplanabiliyor. Bu da kurulan ekosistemin en önemli artıları arasında yer alıyor.
Kurulan bu karşılıklı bağlantı altyapısı, aynı zamanda Huawei cep telefonu ve PC arasındaki pano kullanımını da eşitliyor. Böylece kullanıcılar, cep telefonları üzerinde kopyaladıkları bir içeriği PC’lerindeki bir içeriğe yapıştırabiliyorlar. Tam tersi olarak dizüstü bilgisayar üzerinden kopyalanan içerik doğrudan cep telefonu içerisindeki istenilen yere de yapıştırılabiliyor. Huawei ekosistemi ile elde edilebilen faydalar yoğun iş hayatında ya da gündelik işlerde çok büyük zaman kazandırıyor.
Huawei ekosistemi aksesuarlar özelinde de önemli faydalar sunuyor. Örneğin firmanın FreeBuds 3 isimli kablosuz kulaklık modeli, Huawei’nin telefonlarında çok daha iyi bir kullanıcı deneyimi ve kulak algılama gibi oldukça faydalı ekstra özellikler sunuyor. İlk eşleştirme anında yukarıda görebileceğiniz açılır pencereyi çıkartan ortak ekosistem altyapısı, sonraki eşleşmeleri otomatik olarak gerçekleştiriyor. Bu altyapıların arkasında da firmanın giyilebilir cihazlar için geliştirdiği özel Kirin A1 işlemcisi yer alıyor. Akıllı bileklik ve akıllı saat gibi giyilebilir ürünlerin Huawei’nin akıllı telefonlarıyla olan bağlantısı da kurulan ekosistemin faydalı artılarından oluyor. Telefona gelen bildirimler ve mesajlarlar kolaylıkla akıllı saat ile bilekliklerden okunabiliyor ya da işi bir adım öteye taşıyarak direkt olarak saatlerden telefon görüşmesi yapılabiliyor. Aynı zamanda akıllı saati telefon için bir deklanşör olarak kullanma imkanı da aynı marka cihazlar etrafında kurulan ekosistemin faydalı imkanları arasında yer alıyor.
Huawei ekosistem özelinde yenilikçi “1+8+N” stratejisini de geliştiriyor. Bu açılımın merkezinde aktarıldığı kadarıyla her şeyi tek bir kaynaktan yönetmeyi amaçlayan akıllı telefonlar yer alıyor. Zincirin “8” öge ile temsil edilen ürünleri ise markanın son dönemde her biri için ayrı ayrı önemli satış ve inovasyon başarıları elde ettiği; bilgisayar, tablet, TV, hoparlör, akıllı gözlük, akıllı saat, araç içi terminaller ve kulaklıklardan oluşuyor. “N” ile ifade edilen çerçevede ise nesnelerin interneti odaklı olarak; mobil ofisler, akıllı evler, spor ve sağlık ürünleri, görsel-işitsel eğlence ürünleri ve akıllı seyahat ürünleri öne çıkıyor. Ekosistemin bir diğer unsuru olan “+” sembolü ise HUAWEI’nin bu sistemi tam olarak entegre etmesini sağlayacak olan geniş alan ağları (WAN) ile HUAWEI Share ve HiLink gibi kısa mesafeli bağlantı teknolojilerini içeriyor. Firma bu ekosistem ile kullanıcılar için gerçek bir akıllı yaşam dünyası yaratmayı amaçlıyor. Kullanıcılar, bir yandan içeriklerini cihazlar arasında hızlıca paylaştırabilirken, diğer yandan da cihazların gerçek potansiyelleri ile tanışma fırsatı buluyor.
Huawei’nin hem yazılım hem de donanım konusunda dünyanın lider teknoloji şirketlerinden biri olmasının avantajı, bu ekosistem özelinde önemli bir biçimde hissediliyor. Huawei’nin “1+8+N” stratejisi aynı zamanda açık bir ekosistemi temsil ediyor. Şirket, küresel iş birlikleri ve farklı çeşitli senaryolar eşliğinde daha akıllı bir yapay zeka sistemi ile gelecekte bu alanda da farklılık yaratmayı amaçlıyor. Firma, tüketicilere daha iyi ve daha akıllı bir deneyim sunmak için uygulama geliştiricileri, Huawei Mobil Servisleri kapsamında birlikte çalışmaya davet ediyor. Kısa süre önce bu konuda önemli bir teşvik programı olan 1 milyar dolar değerindeki Shining Star Program’nı duyuran şirket, bugüne kadar bu program kapsamında 10.000’den fazla yenilikçi uygulamanın geliştirilmesine de ön ayak olduklarını aktarıyor.
Huawei, yaptığı arge çalışmaları ile ekosistem altyapısını daha da geliştirmek istiyor. Şirketin HMS (Huawei Mobile Services) altyapısı bunun en önemli unsurları arasında yer alıyor. Firma HMS altyapısını daha entegre ve gelişmiş bir ekosistem için geliştiricilere açıyor. Huawei aynı zamanda ekosistemini destekleyen kendi uygulama marketi AppGallery’e de sahip. Dünyanın en büyük 3’üncü uygulama mağazası olan AppGallery, tüm uygulama kategorilerini kapsayan haftalık ortalama 5.000 yeni uygulama ile hızla gelişiyor. AppGallery dünya çapında ana uygulama ve hizmetleri kapsayan aylık 400 milyon aktif kullanıcısı (MAU) ile 170’den fazla ülkede ve bölgede kullanılıyor. Firmanın HSM Core temelinde geliştiricilere sunduğu gelişmiş araçlar ile ekosistemi direkt olarak temelden destekleyen yeni nesil uygulamalar geliştirilebiliyor. Bu da uzun vadede çok önemli görünüyor.