Her geçen gün aldığı yatırım desteğinde ilerleme kaydeden Nobe 100, neo-retro tasarım diliyle güncel teknolojiyi geçmişin anlayışıyla bir araya getiriyor.
Elektrikli otomobil örneklerinin ve projelerinin her geçen gün sayılarının artmasıyla birlikte, kullanıcı deneyimlerinde farklılık yaratacak yeni opsiyonlar da aynı oranda genişliyor. Küresel bazdaki üreticiler menzil değerlerinde ileri gitmeye her geçen gün daha da yaklaşırken, girişim niteliğinde olan ve adlarını yeni yeni duyduğumuz markalarsa daha çok şehir içi kullanım odaklı projeler ortaya koyuyor. Elektrik üniteleriyle adlarını daha çok duymaya başladığımız üç tekerlekli modeller sınıfına dahil olan Nobe 100, kısa sürede elde ettiği 1,2 milyon dolarlık yatırım desteğiyle kendi içerisindeki rekorunu kırdı. Estonya merkezli bir ekip tarafından geliştirilen otomobil, kampanyasının sona ermesine 40 gün kalmasına rağmen şimdiden seri üretime geçmeyi garantilemiş gibi gözüküyor.
Üç tekerlekli yapısı itibarıyla akıllarımıza Iso (BMW) Isetta, Bond Bug ve Morgan gibi ikonik örnekleri getiren Nobe 100 gücünün tamamını elektrikli altyapıdan alıyor. Gerek dış gerekse iç tasarımıyla ilk andan itibaren bizleri tarih yolculuğuna çıkartan aracın teknik değerleri de hiç fena sayılmayacak seviyelerde. Sökülebilir tavan yapısı sayesinde yaz aylarında bir cabriolet olarak da kullanılabilen Nobe 100, üzerinde barındırdığı ve şarj etmesi 2 saat süren batarya paketiyle tek seferde 220 kilometre menzil kat edebiliyor. Kullanıcılarına araç içerisinde sonradan satın alabilecekleri ek batarya paketini de taşıma imkanının veriliyor olması da kesinlikle güzel detaylar arasında. Maksimumda 100 kilometre saat civarında hıza erişebilen Nobe 100’ün büyük ölçekli satışlarının 2020 itibarıyla başlaması planlanıyor. Araç için şu aşamada talep edilen paraysa 34.000 dolar civarında. Seri üretime geçirildiğinde otonom sürüş teknolojisinden de nasibini alacak olan Nobe 100’ün adını gelecekte çok daha fazla duyabiliriz. Projeyle ilgili düşüncelerinizi bize yorum olarak iletebilirsiniz.