Elektrik gücünün Mercedes için bile yeni bir meydan okuma olduğu ilk başta özellikle belirtmiştik. Nitekim markanın EQC’yi pazarlama sürecinde ön plana çıkarttığı yegane parçalardan birisi, aracın altyapısı tamamen yeni olsa da kendisinin gerçek bir “rozetli” olduğunu vurgulamaktı. EQC ile tanıştığımız ilk andan itibaren biz de aklımızda şu soruyla koltuğa oturduk “Elektrikli mi, Mercedes mi?”
Kokpitteki bu dijitallik konfor ve güvenlik öğelerine de güzel şekilde yansıtılıyor. EQC’yi ailenin diğer üyelerinden nispeten biraz daha avantajlı kılansa, bazı modellerde opsiyon olarak gelen parçaların birçoğunu standart olarak sunması. 360 derecelik görüş desteği, aktif park yardımcısı ve kör nokta yardımcısı gibi parçalar şehir içindeki en büyük yardımcı konumunda. Kullanıcıları şehir içinde başka bir noktada keyiflendirecek konfor elemanı da trafik ışıklarının tanınması. Bu özellik kırmızı ışıkta durduğunuz andan itibaren ön bölümdeki kameralarla canlı görüntüyü multimedya ekrana yansıtarak gözünüzü yukarı kaldırıp ışık arama “egzersizini” de ortadan kaldırıyor.
EQC’nin uzun yol sürüşlerinde otonoma giden yolda elini güçlendiren destekleri de listede kendisine yer buluyor. Adaptif hız sabitleyici ve aktif şerit takip asistanı burada diğer modellerde olduğu gibi ön plana çıkıyor. Kısa süreliğine de olsa direksiyon kontrolünü kendi üzerine alarak aracı şeritte istikrarlı şekilde tutan sistem yaklaşık 5 saniye içerisinde sizin direksiyon başında aktif olduğunuzu onaylamak adına fiziki temasınızı talep ediyor. Yine hızlı tabelası algılama sistemi de bölgesel olarak değişen hız limitlerine aracı otomatik olarak entegre ederek olası ceza senaryolarından güvenlik çerçevesinde kullanıcısını başarılı şekilde koruyor. Yine adaptif yapıda olan LED teknolojili ışıklandırmaların da performans olarak çok başarılı olduğunu söyleyemeden edemiyoruz.