Oyunlarda gizlilik dediğimizde akıllarda pek çok isim canlanabilir; Sam Fisher, Garrett, Snake, Corvo ve daha niceleri… Ancak hiçbiri Ajan 47 kadar bu konuda mühür niteliği taşımaz. SuikastIn Google karşılığı olan HItman, enteresan bir konseptle yeniden bizlerle Eğer durumdan haberdar değilseniz, yazının başlığını okuduğunuzda kafanız biraz karışmış olabilir. Hitman tamam da, o Episode 1 de ne ki? Yapımcı IO Interactive, serinin yeni oyunuyla birlikte oyuncuların illallah dediği bir değil, tam iki kararı birden hayata geçiriyor. Uzantıları ve takıları bir kenara atarak, salt Hitman ismiyle seriyi sıfırlamaları yetmemiş, bir de üzerine oyunu bölüm bölüm çıkarmanın harika bir fikir olacağına kanaat getirmişler. Bundan daha yanlış bir karar veremezlerdi değil mi? Siz öyle sanın… Bir de bunların yanına, sürekli çevirim içi kalma zorunluluğunu eklediklerini söylesek? Çevrim dışı olarak oynamak mümkün olsa da, kayıtların ve puanların tutulabilmesi için çevrim içi olmanız gerekiyor ve olur da bu sırada bağlantı giderse, oyundan komple düşüyorsunuz. IO Interactive gibi bir firmanın, bu kadar fazla yanlışı nasıl olup da peş peşe hayata geçirdiği büyük bir muamma bizim için… PARİS’TEN SEVGİLERLE Bir üst paragrafta da belirttiğimiz gibi, Hitman episodik olarak yayınlanacak. Bu bölümde, hem antrenman olması amaçlanan bir giriş sekansı, hem de ana görev niteliği taşıyan Paris bölümü yer alıyor. Oyuna başlar başlamaz kendinizi Ajan 47’nin takım elbisesi ve klasikleşmiş kravatının içinde buluyorsunuz. Oldukça basit hazırlanmış bir haritada, neleri nasıl yapabileceğinizi gösteren adımları takip ederek Ajan 47’nin göreve başladığı ilk ana tanıklık ediyorsunuz. Amaca ulaştığınızda, oyun sizi aynı yere bir kez daha ama bu kez farklı bir noktadan bırakıyor. Bunun amacı da; “Bakın ne kadar da çok farklı seçenek koyduk oyuna, başka neler yapabilirsin gör bakalım” demek istemeleri. İşin güzel yanı ise durum gerçekten de öyle. Sonuca nasıl ulaşacağınızı size bırakan pek çok oyun var piyasada ancak Hitman bu noktada repertuvarını oldukça geniş tutmuş. Bir kişiyi kaç farklı şekilde öldürebilirsin diye sorsalar, herhalde oyunun sunduğu kadar seçenek aklımıza gelmezdi. Bu mekaniği de öğrendikten sonra ise aynı bölümü bir kez daha ama bu kez tamamen ipler elimizdeyken oynayıp, muhteşem açılış videosunun ardından gerçek oyuna başlangıç yapıyoruz. Antrenman bölümü Ajan 47’nin başlangıcını gösterirken, asıl oyun ise 20 yıl sonrasında geçiyor. Yani serinin ismini sıfırlamış olsalar da, her şeyin başlangıcını anlatan bir oyunla karşı karşıya değiliz. Ajan 47 her zaman bildiğimiz kadar soğuk, tehditkar ve acımasız. Paris bölümü de tüm bu özelliklerimizi hayata geçirebilmek için muazzam fırsatlar sunuyor. Zaten sunmasa da yapabileceğimiz bir şey yok çünkü oyunun tamamı bu bölümden oluşuyor. Sevseniz de, sevmeseniz de idare etmek durumundasınız kısacası. BÖLÜM TEK, İÇERİK MAŞALLAH İçerikte tek bir bölümün olması kulağa oldukça karamsar geliyor olabilir (ki aslında biraz da öyle) ancak bölümün hakkını da vermek gerekiyor. Devasa bir haritadan ve yapılabilecek sayısız detaydan bahsediyoruz çünkü aslında. Bölüm, elit kesim insanlardan başkasının kabul edilmediği bir defile, pek çok parti, kapalı kapılar arkasında gerçekleşen toplantılar ve girip çıkılmayı bekleyen onlarca açık/kapalı alan barındırıyor. Ve bu kadar seçeneğin ortasında da Ajan 47’nin ellerinden gelecek ölümü bekleyen iki karakter var. Aslında bölüm bu kadar basit. Temelde baktığınızda Assassin’s Creed’in suikast görevleriyle birebir benzeştiğini söyleyebiliriz. Tabii detaylarda o kadar büyük bir zenginlik var ki, bambaşka bir yapının ortaya çıkması sağlanmış. Öyle ki; oyunu oynayan 5-6 farklı kişiye sorduğumuzda, hiçbirisinin ilk seferde aynı yöntemi kullanmadığını öğrendik mesela. Bu bile başlı başına kullanılan sistemin doğru işlediğini gösteriyor. HABERİM YOK, KUZENİM YAPMIŞ Sistematikte dikkati çeken ilk unsur, hangi kıyafetle ne kadar ilerlenebildiği oluyor. Takım elbisenizle de belli bir noktaya kadar ulaşabiliyorsunuz evet, ancak daha derinlere inmek için yeni seçeneklere ihtiyacınız oluyor. Bu noktada güvenlik, tesisatçı gibi kıyafetlere kendinize yeni yollar açıyorsunuz. Ancak bu da tamamen korunduğunuz anlamına gelmiyor. Etrafta yüzünüzü siz takım elbiseliyken görmüş veya üzerinizdeki kıyafetin başkasına ait olduğunu bilen kişiler oluyor. Bu kişilerin üzerinde beyaz bir nokta yer aldığından, onlardan uzak durarak parça parça gitmeniz gereken yere ilerliyorsunuz. Lakin sistematikte parlayan asıl unsur “Opportunities” olarak dikkatleri çekiyor. Bunlar, hedeflerinizi oldukça yaratıcı bir şekilde öldürebilmenize imkan veren seçeneklerden oluşuyor. Bu tarz bir seçeneği yakaladığınızda, hayata geçirebilmek için takip etmeniz gereken bir dizi adım oluyor (Heh buldun, hop öldür yok yani). Örneğin hedefinizle röportaj yapacak bir gazetecinin kamerasına patlayıcı yerleştirerek, kimsenin sizden şüphelenmesine imkan vermeyecek bir “kaza” oluşmasını sağlayabiliyorsunuz. DEEPMIND DA YAPAY ZEKA, BU DA Şunu çok net söyleyebiliriz; Hitman yüksek bir yeniden oynanabilirlik seviyesine sahip. Bölümü bitirdikten sonra, farklı bir noktadan başlayarak ve farklı yollar izleyerek sonuca gitmek oldukça keyifli. Beş kez de, on kez de yapsanız, yeni bir yol bulduğunuzda yaşadığınız tatmin hissi muazzam. Lakin ne kadar yeniden oynanabilir olursa olsun, eldeki malzeme bu. Tek bir bölüm ve farklı ilerleme seçenekleri. Benzeştiği için Ground Zeroes ile kıyaslarsak, ondan bile ciddi anlamda eksik bir oyun var karşımızda. Senaryoyu hemen hemen tamamen kenara atmış olduğu için de, oynanış keyfinden öteye hiçbir şey sağlayamıyor ne yazık ki. Dahası, berbat yapay zeka ve çağın gerisinde kalmış grafikleriyle de oynanış keyfini de dört dörtlük verdiği söylenemez. Kimi zaman güvenlik görevlilerin önünde zıplasanız da, kalkıp omuz atsanız da oralı olmuyorlar. Yani oyunun hemen her noktasındaki hataları görmezden gelinebilir seviyede olsa da, yapay zeka asla bunlardan birisi değil. Hitman gibi attığımız her adımı üç kez düşünmemizin gerektiği bir oyunda bu denli vasat NPC’ler görmek bizim için tarifsiz bir hayal kırıklığı oldu. BUGÜN GİT, YARIN GEL Paris görevini tamamladıktan ve farklı şekillerde sayısız sonuca ulaştıktan sonra da yapabileceğiniz bir iki şey var aslında. Oyun, kendi bölüm içeriğinizi tasarlamanıza izin veriyor. Bölümün hikayesini ve hedefleri tasarlayabildiğiniz Contracts bölümü, özellikle ilerleyen zamanla birlikte daha da değerlenecektir. Bize kalırsa, tüm bölümler yayınlandığında Hitman hiç de fena bir oyun olmayacak. Ancak şu haliyle, her bir yeni bölümü oynayabilmek için beklemek zorunda olmak saçmalıktan öte bir şey değil. DETAYLAR Bölümün merkezinde yer alan malikane oldukça büyük bir yapıdan oluşuyor. Üstelik bu bina, gidebileceğiniz alanların yarısı bile değil dersek yanlış olmaz. O kadar film çektiler Hitman’e, bir kez olsun şuradaki karizmayı ekrana yansıtmayı başaramadılar. Hitman gibi kendinden karizma bir iş nasıl batırılır anlamak güç. Kıyafet değiştirmenin öneminden yazıda zaten bahsetmiştik. İşte burada da, bu işi ne kadar uç noktalara götürebildiğinizi görüyorsunuz. Yazık sana be 47… Alıştırma kısmında uçağın olduğu seçeneği kullanarak ilerlemenizi tavsiye ederiz. Hedefi ortadan kaldırmanın en yaratıcı yollarından birini göreceksiniz. PUANLAMA