Horizon: Zero Dawn incelemesi

28 Şubat 2017 12:04

GİT GİT BİTMİYOR!

Aloy kabileden uzaklaştırılmış, diğer insanlarla etkileşimi yasaklanmış bir genç. Bunun nedenini öğrenme arzusu da çok doğal bir sonuç. İlk birkaç saat o bayır senin, bu çimen benim koşturarak hem robot avlıyor, hem de kabileye kabul edilebilmek için katılacağımız teste hazırlanıyoruz. Harita geniş, koştur koştur bitmiyor. Gel zaman git zaman daha geniş çaplı cevapları bulma gerekliliği ortaya çıkıyor ve yerleşkenin kapıları açılıyor. Bakın o kapıdan çıkıp da, haritayı kontrol ettiğiniz ilk anı hiç unutamayacağınızın garantisini veriyoruz. “Gayet büyükmüş yahu” dediğiniz haritanın yalnızca kabilenize ait bir yerleşke olduğunu, dışarıdaki dünyanın orayı yirmiye katladığını gördüğünüzde şok dalgasıyla karışık küçük bir aydınlanma da yaşıyorsunuz. Bu aydınlanma beraberinde keşfedilebilecek tüm o gizemlere daha da büyük bir iştah beslemenize neden oluyor. Ve size bir şey söyleyelim mi; uzun zamandır bu kadar dolu, bu kadar iyi dizayn edilmiş, bu kadar farklı içeriklere sahip bir harita görmemiştik. Horizon: Zero Dawn ile ilgili pek çok şeyi övebiliriz lakin yaratılan dünya, her şart ve durumda ipi göğüsleyen unsur olarak dikkat çekecektir. Böylesi hayali bir kurguyu, bu kadar albenisi yüksek bir dünyada sunabildikleri için yapımcıları ne kadar kutlasak az.

Sayfa: 1 2 3 4 5 6

Paylaş