Horizon: Zero Dawn incelemesi

28 Şubat 2017 12:04

İÇERİK FIŞKIRIYOR ADETA

Bir kere Horizon’ın dünyası inanılmaz güzel görünüyor. Bu denli büyük bir haritayı hiçbir yükleme süresi, fps düşüşü, kaplama problemleri ve benzeri sorunlar olmaksızın, böylesi harika grafiklerle sunabiliyor olmak büyük meziyet. Anlaşılan o ki Guerrilla Games ekibi konsolun mimarisini Sony’in kendisinden bile daha iyi çözmüş. Oyunun başlangıcından itibaren uzun bir süre ormanlık alanlarla haşır neşir oluyorsunuz. Ancak dedik ya, harita çok büyük. Sonrasında karşınıza karlı dağlar, susuz çöller, yaşaması imkansız habitatlar da çıkıyor. Ve işte bu farklılık, oyundan sıkılmadan keyifle yolunuza devam edebilmenizi sağlıyor.

Bu çok önemli zira Horizon ortalama 40 saatlik bir oynanış süresi sunuyor ve kendini tekrara düşen bir yapı tüm bu süreci cehennem azabına dönüştürebilirdi. Haritada yapabilecekleriniz de bir o
kadar çeşitli. Karakteristik özellikleri büyük farklılıklar gösteren robotik canlıları avlayabilir, insanlığın dünya üzerinde hala egemen ırk olduğu dönemden kalma yansımaların peşine düşebilir, her biri neredeyse Witcher kalitesinde emek ve altyapı barındıran yan görevlerle ilgilenebilir ve bir yandan da asıl göreviniz olan, “Ne oldu da bu robotlar ortada fink atar hale geldi?” sorusuna cevap arayabilirsiniz. Harita geniş, yapabilecekleriniz çok, keşfetme duygusu tavanda… Horizon bu tarz oyunları sevenleri nasıl ihya edebileceğini çok iyi analiz etmiş gerçekten. Horizon: Zero Dawn, pek çok iyi oyunun karması bir yapıya sahip. Bu karma yapı, tür anlamında da farklı konseptlerden içerik barındırmasına neden olmuş. Yetenek puanı biriktirme ve bu puanları arzu ettiğiniz oynanış türüne uygun yetenek ağacına yatırma sistematiği aşina olduğunuz konseptten pek farklı değil. Ha keza oyun dünyasına yayılmış sayısız eşyanın toplanması ve bu eşyaların temel crafting mantığıyla kullanılması da… Okunuzu, sağlık iksirinizi, modifikasyonlarınızı bu şekilde gerçekleştiriyorsunuz. Topladıklarınız yalnızca craft için kullanılmıyor. Bizimkiler her türlü konuda geriye dönüşü benimsediklerinden, alışverişlerde de takas sistemini kullanıyorlar. Bu noktada pazarlık imkanının eklenmemiş olmasına biraz üzülmedik de değil hani. Toplanabilir eşyalar arasında özellikle geçmişin izlerini yansıtan teknolojik ekipmanları mutlaka bulmaya çalışın. Doğa ananın en başta kendisine ait olanı tekrar ele geçirdiği yapıların hikayesini gösteren bu eşyalar, Aloy’un aydınlanma yolculuğuna pek bir yakışıyor. İşte biraz da bundan bahsediyoruz aslında. Eşya toplama, yan görev, mağara araştırma ve benzeri yapılar pek çok oyunda karşımıza çıkıyor ancak en küçük detayı bile büyük resimle ilişkilendirmeyi başarabilen örneklerle çok nadir denkleşiyoruz.

HER KURUŞUN HAKKINI VEREN OYUN

Horizon; sayfalarca anlatılmaya çalışılsa da, başına oturduğunuzda çok daha fazlasıyla karşılaşabileceğiniz tarzda oyunlardan biri. Biz de özellikle bazı kritik noktalardan bahsetmemeye özen gösterdik, bizzat deneyimlemeniz daha yerinde olacaktır. Daha önce de söylediğimiz gibi; Guerrilla Games’in CV’sinden kaynaklı olarak Horizon’a büyük bir şüpheyle yaklaşmıştık ancak karşılaştığımız sonuç bizler için çok büyük bir sürpriz oldu. Henüz yolun çok başındayız ancak yıl bittiğinde Horizon’ı yılın oyunu listelerinde mücadele ederken göreceğimizi tahmin etmek hiç de zor değil.

Sayfa: 1 2 3 4 5 6

Paylaş